Birisiyle ortak olan kimse, kazançlarının humusunu verdiği hâlde ortağı, üzerine düşen humusu vermemiş olursa, eğer ortağı gelecek yılın sermayesi için humusu verilmemiş maldan şirketin sermayesine katmış olursa, (humusunu veren) birinci şahıs -on iki İmam Şiâ’sı olursa- ortak sermayeden tasarruf edebilir. |
Bulûğa ermemiş olan bir çocuğun hediye yoluyla da olsa kazancı olursa, yıl içerisinde onun masrafları için kullanılmazsa, o mala humus gelir. Çocuğun velisi o malın humusunu vermelidir. Vermezse, kendisi ergenlik çağına ulaştıktan sonra ödemelidir. |
Başkasından bir mal insana ulaşırsa ve o malın humusunu verip vermediğini bilmezse, onda tasarruf edebilir. Hatta humusun vermediğini bilse bile, karşı taraf humus veren biri değilse ve alan da on iki İmam Şia’sı ise, onda tasarruf edebilir. |
Yıl içerisinde kazancından, yıllık gider ve ihtiyaçlarından sayılmayan bir şey alırsa, yıl dolduktan sonra onun humusunu vermelidir. Humusunu vermez değeri de yükselirse, o anki değerini göz önüne alarak humusunu vermelidir. |
İnsan bir şey alır ve üzerinden bir yıl geçen humuslu parayla da ödeme yaparsa, o şeyin değeri yükselirse, eğer o şeyi değeri yükseldikten sonra satmak için almamışsa, örneğin bir araziyi ziraat için satın almışsa, ödediği miktarın humusunu vermelidir. Humusu verilmemiş parayı satana vermiş, kendiside bu yeri şu parayla alıyorum demişse, o şeyin şu anki değerinin humusunu vermelidir. |
Mükellef olduğundan beri veya birkaç yıl hiç humus vermemiş olan kimse, elde etmiş olduğu kazançla ihtiyacı olmayan bir şeyi satın alırsa, satın aldığı şeyin üzerinden bir yıl geçince, onun humusunu vermelidir. Ama aldığı şey, ev eşyası ve ihtiyaç duyduğu diğer şeyler gibi toplumsal durumuna uygun bir şekilde olur, o eşyaları da kazanç elde ettiği yıl içinde aldığını ve aynı yıl içerisinde onları kullandığını kesin olarak bilirse, üzerine humus lazım gelmez. Ama bilmezse, farz ihtiyat gereği şer'î hâkimle anlaşması gerekir. Örneğin ondan humusun farz olduğuna %50 ihtimal verirse, o şeyin %50 humusunu vermelidir. |