İnsan, arpa ile buğdayın zekâtını, tanelerini samandan ayırırken, hurma ve üzümün zekâtını ise kuruduklarında fakire vermesi ya da malından ayırması gerekir. Altın, gümüş, sığır, koyun ve devenin zekâtını da on ikinci ay tamamlandıktan sonra fakire vermeli veya malından ayırmalıdır; ayırdıktan sonra [hemen zekâtı ödemesi gerekmez. Eğer] belli bir fakiri beklemekte olur veya bir sebepten dolayı zekâtı almakta önceliği olan bir fakire vermek isterse, öyle bir fakiri beklemek için zekâtını bir kaç ay olsa bile geciktirebilir. |
Zekât olarak ayrılan malı müstahak olan birine hemen vermek farz değildir; ama müstehap ihtiyat gereği müstahak kimseye ulaşmak mümkün olursa, zekât vermeyi geciktirmemelidir. |
Bir kimse, zekât ödeme gücüne sahip olduğu hâlde zekâtını geciktirir ve müstahak olan kişiye ulaştırmadan önce kendi kusuru yüzünden telef olursa, [zekât borcu düşmez,] bunun bedelini ödeme-si gerekir. |
Zekât farz olduktan sonra ödeme gücüne sahip olduğu hâlde müstahak birine ulaştırmaz ve bir kusuru olmaksızın mal telef olursa, bakılır: Eğer "Hemen ödemedi" denilecek kadar zekâtını geciktirmişse, bedelini vermesi gerekir. Fakat bu kadar geciktirmeyip, meselâ iki üç saat geciktirmiş ve mal da bu iki üç saat içinde telef olmuşsa, müs-tahak birisi hazır olmadığı takdirde, bir daha zekât ödeme zorunda değildir; ama müstahak kimsenin hazır bulunmaması durumunda ise, farz ihtiyat gereği onun bedelini vermesi gerekir. |
Bir kimse, zekât miktarını bizzat zekât verilmesi gereken malın kendisinden ayırıp bir kenara koyarsa, malın geri kalan kısmında tasarruf edebilir. Fakat başka bir maldan ayırmışsa, zekâtı farz olan malın tamamını kullanabilir. |
İnsan, zekât olarak ayırdığı malı kendisine alıp, yerine başka bir şey koyamaz. |
Zekât için ayrılan maldan bir menfaat elde edilirse, örneğin zekât olarak ayrılmış koyun doğarsa, fakirin malıdır; zekâtla birlikte fakire verilmesi gerekir. |
Zekâtı ayırdığı sırada müstahak olan birisi hazır bulunursa, zekâtı ona vermek daha iyidir; ama bir sebepten dolayı zekât almakta önceliği olan birisine vermeye niyet etmişse, o hariç. |
İnsanın zekât olarak ayırdığı malın bizzat kendisiyle şahsı için ticaret yapması sahih değildir. Ancak şer'î hâkimin izniyle zekâtın yararına yapılan ticaret sahihtir; ama kazancı zekâta aittir [zekâtla birlikte fakire verilmelidir]. |
İnsan, henüz üzerine zekât farz olmadan önce bir şeyi zekât karşılığı fakirlere verirse, zekâta sayamaz. Ancak zekât farz olduktan sonra fakirin fakirliği devam eder ve fakire zekât olarak verdiği şey de onun yanında mevcut bulunursa, zekât farz olmadan önce verdiği şeyi zekât olarak sayabilir. |