Marufu emretmek ve münkerden nehyetmenin ikinci merhalesi, bu görevi dille yapmaktır. Buna göre, etki edeceği ihtimali verilir ve şimdiye kadar açıklanan diğer şartlar mevcut olursa, [dille] günah ehlini sakındırmak ve farzı terk edeni onu yapmaya emretmek farzdır. |
Günah işleyen kimsenin öğüt ve nasihat ile günahı terk edeceğine ihtimal verilirse, bununla yetinmek, öğüt ve nasihat sınırını aşmamak gerekir. |
Nasihatin etkili olmayacağı bilinirse, etkili olma ihtimali olduğu takdirde zorunluluk getirecek bir şekilde emretmesi ve sakındırması gerekir. Eğer bu metot da etkili olmaz, ancak sadece sert konuşulduğu ve tehdit edildiği takdirde etkili olursa, öyle yapılmalıdır. Fakat yalan ve diğer günahlardan kaçınılmalıdır. |
Günahı önlemek amacıyla örneğin, sövmek, yalan konuşmak ve hakaret etmek gibi günahları işlemek caiz değildir. Ancak önlenmesi istenen günah, Mukaddes Şâri' (=Allah Tealâ) tarafından çok önemsenen ve yapılmasına asla izin verilmeyen bir iş olursa, -örneğin, öldürülmesi haram olan bir kimseyi öldürmek gibi- bu durumda mümkün olan her yolla onu önlemek gerekir. |
Günahkâr kimse günahı, sadece birinci ve ikinci merhalenin bir arada yapıldığı takdirde terk edecek olursa, her iki merhale uygulanmalıdır. Yani hem o kimseye sırt çevirerek ilişkiyi kesmeli, onunla asık suratla görüşmeli, hem de dille ona marufu emretmeli ve münker-den sakındırmalıdır. |