Kocası ölen bir kadın, müt'a nikâhıyla evlenmiş olsa, yeis yaşına ulaşsa veya kocası onunla cinsî ilişki kurmamış olsa bile, hamile olmadığı takdirde dört ay on gün iddet beklemeli, yani kocaya gitmekten sakınmalıdır. Ancak kadın hamile olursa, doğuma kadar iddet beklemelidir. Şayet dört ay on gün tamamlanmadan önce çocuk dünyaya gelirse, kocasının ölümünden itibaren dört ay on gün geçinceye kadar sabretmelidir. Bu durumlarda beklenilmesi gereken iddete "vefat iddeti" denir. |
Vefat iddeti beklemekte olan bir kadının, renkli elbise giymesi, sürme çekmesi ve süs sayılan diğer işleri de yapması haramdır. |
Kocasının [belli bir günde] öldüğünü kesin olarak bilen bir kadın, vefat iddeti bekledikten sonra kocaya gider ama kocasının daha sonra öldüğü ortaya çıkarsa, [derhal] ikinci kocasından ayrılmalıdır. Eğer hamile olursa, talâk iddetinde belirtilen miktarda, ikinci kocası için talâk iddeti ve daha sonra birinci kocası için de vefat iddeti beklemelidir. Ama eğer hamile olmazsa, ilkönce birinci kocası için vefat iddeti, daha sonra ikinci kocası için de talâk iddeti beklemelidir. |
Vefat iddetinin başlangıcı, kadının, kocasının ölümünden ha-berdar olduğu zamandır. |
İddetinin bittiğini iddia eden kadının sözü iki şartla kabul edilir: 1) Töhmet altında olmaması. 2) Talâktan veya kocasının ölümünden, iddet süresinin bittiğini mümkün kılacak kadar bir zamanın geçmiş olması. |