Eğer bir kişi bir topluluğa selâm verir de, selam verenin selam verme niyeti olmayan biri de cevap verirse, yine selâmın cevabını vermek o grup üzerine farz olur. |
Eğer bir kimse, bir topluluğa selâm verirse, topluluk arasında namaz kılan biri olur ve kendisinin selâm veren tarafından kastedilip edilmediğini bilmez ise cevap vermemelidir. Yine farz ihtiyat gereği kendisinin de kastedildiğini bildiği hâlde başkası cevap verirse hüküm aynıdır. Ama eğer kendisinin kastedildiğini bilir ve başkası da cevap vermez veya cevabını verip vermediklerinde şüphe ederse, cevap vermesi gerekir. |
Selâm vermek sünnettir. Bineklinin yayaya, ayak-ta olanın oturana, küçüğün büyüğe selâm vermesi rivayetlerde tavsiye edilmiştir. |
Eğer iki kişi aynı anda birbirlerine selâm verirlerse, farz ihtiyat gereği her biri diğerinin selâmını cevaplamalıdır. |
Namaz dışında, selâmın cevabını daha güzel bir şekilde vermek müstehaptır. Meselâ, "Selâmun aleykum" diyen kimsenin cevabında, "Selâmun aleykum ve rahmetul-lah" denmesi müstehaptır. 7) Bilerek sesli bir şekilde gülmek namazı bozar. Mukaddimesi bilerek yapılmışsa, istemeyerek de olsa hüküm aynıdır. Hatta mukaddimesi bilerek dahi olmasa, vakit varsa farz ihtiyata göre namazı yeniden kılmalıdır. Ama bilerek sessiz ve bilmeyerek sesli gülmek namazı bozmaz. |
Eğer sesli gülmeyi önlemek için hâli değişirse, meselâ yüzü kızarırsa, farz ihtiyata göre namazı iade etmelidir. 8) Farz ihtiyat gereği, namazı bozan şeylerden biri de, bilerek dünya meselesi için sesli veya sessiz ağlamaktır. Allah korkusundan ya Allah’a yönelmeye olan aşktan dolayı veya ahiret için sesli ve sessiz ağlamanın sakıncası olmadığı gibi, en üstün amellerden biridir. Hatta Allah karşısında zelil bir şekilde dünyevi istekleri için ağlamasının sakıncası yoktur. 9) Namazı batıl eden şeylerden biri de, namazın şeklini bozan hareketlerdir. Meselâ, havaya zıplamak ve benzeri hareketler. Bunlar bilerek yapılsın veya bilmeyerek, namazı bozar. Fakat el ile işaret etmek gibi namazın şeklini değiştirmeyen hareketlerin sakıncası yoktur. |
Namazdayken, "namaz kılmıyor" denecek kadar susmak, namazı batıl eder. |
Namazda bir iş yapar veya bir müddet susar ve namazın bozulup bozulmadığından şüpheye düşerse, namazı yeniden kılmalıdır. İlk önce kıldığı namazı tamamlayarak tekrar iade etmesi daha iyidir. 10) Namazda, "namaz kılmıyor" denecek şekilde yemek veya içmek. Namaz esnasında namaz kılmıyor denecek şekilde, bir şey yer veya içerse; ister bilerek olsun veya unutkanlıktan dolayı olsun namazı batıl olur. Ama oruç tutmak isteyen kimse, sabah ezanından önce müstehap bir namaz kılar ve kendisi de susuz olursa, namazı bitirmeyi beklediği taktirde sabah ezanı olacağından korkarsa ve su da onun önünde birkaç adım ötede ise, namazı arasında su içebilir. Ama yüzü kıbleden çevirmek gibi namazı batıl eden bir şey yapmamalıdır. |
Yemek ve içmek namazın şeklini bozmasa da farz ihtiyat gereği namazı yeniden kılmalıdır. İster namazı peş peşe kılıyor, denmeyecek kadar muvalatı (fiil ve cüzlerinin peş peşe yapılması) gözetilmesin, ister gözetilsin hüküm aynıdır. |
Namazda, dişin dibinde kalan yemek artıklarını yutmak, namazı bozmaz. yine şeker ve benzeri şeyler, ağızda kalır ve namazda yavaş yavaş eriyip boğaza giderse, sakıncası yoktur. 11) Namazı bozan şeylerden biri de, İki veya üç rekâtlı namazların rekâtlarında ya da dört rekâtlı namazların ilk iki rekâtında şüpheye düşmek ve şüphede baki kalmaktır. 12) Namazı bozan şeylerden bir diğeri, namazın rüknünü bilerek veya bilmeyerek azaltmak, rükün olmayan bir şeyi de bilerek azaltmak veya namazın bir cüzünü bilerek çoğaltmaktır. Aynı şekilde bir rekâtta, rükû veya iki secde gibi rükünleri bilmeyerek izafi ederse, namazı farz ihtiyat gereği batıldır. Ama bilmeden İftitah Tekbirini fazla söylemek namazı batıl etmez. |