• Nombre de visites :
  • 2336
  • 1/7/2009
  • Date :

Şehit Beheşti  (2)

şehit beheşti

  Bazen zaruret gereği bu tür etlerin kullanılması caiz olabilir ama Türk kasapların bolca bulunduğu bir ortamda Almanların kestiği etlerin kullanılmasına müsaade edilmesi kişinin tek boyutlu olduğunu gösteriyor. Siyaset için Allah’ın hükmünü bir kenara bırakmanın anlamı yok. Şehit Beheşti’nin döneminde bu tür şeyler yoktu. Şehit Beheşti’nin özelliklerinden birisi de bir Müslüman olarak kendisine değer vermesi idi, bu kişinin bencilliğini göstermiyor tam aksine her Müslüman’da olması gereken çok önemli bir duygudur.

Müslümanlar, Müslüman kimliklerine değer vermelidirler, maalesef biz insan olarak kendimize değer veriyoruz ama bir Müslüman olarak kendi değerimizin farkında değiliz. Bencilliğimizi türlü şekillerle gösterebiliyoruz.

  Biz Müslüman’ız, kendimizi küçük düşüremeyiz. Kuranı kerim, bizi zalimler karşısında susmamaya emrediyor, bunun anlamı şudur: Siz birer Müslüman olarak kendi şahsiyetinizi korumalısınız. Bu esasa göre de Müslüman birisinin kişiliğini ayaklar altına almak en büyük günahlardan birisidir. Başka birisinin arkasından konuşmak en çirkin günahlardan birisidir, bu da Müslüman bir insanın kişiliğinin zedelenmesinden kaynaklanıyor. İslam’a güre insanın değeri çok fazladır, İslam dini, insanın bu değerinin zedelenmesine müsaade etmiyor. Hiç kimse Allah’ın insan’a verdiği değere gölge düşüremez.

Şehit Beheşti çok titiz bir insandı, devrimin ilk yıllarında devrimi yöneten çok önemli birkaç kişi kendisiyle görüşmek üzere yanına gitmişler ama şöyle yanıt vermiştir:

“şu anda sizinle ilgilenemem, aileme verdiğim bir sözü yerine getirmeliyim, verdiğim sözü yerine getirmeliyim” yanına giden kişiler ise geri dönmek zorunda kalmışlar.

  Şehit Beheşti’nin insanlara ve kişiliklerine verdiği önemi biliyoruz; büyüklerin hayatına baktığımızda, vakitlerine gerçekten çok değer verdiklerini görüyoruz.

şehit beheşti

  İmam Humeyni çok duygusal bir kişi olmasına rağmen yıllarca ayrılıktan sonra Necef kentinde oğlu Mustafa’yla görüştükten kısa bir süre sonra kendisinin yanında kalıp daha fazla konuşmak istediğini ancak şu anda Hz Ali’nin mezarına gitmesi gerektiğini söyleyerek oğlunun yanından ayrılmış ve Hz Ali’nin haremine gitmiştir. İmam Humeyni, işte bu kişiliğini koruyarak bütün İran milleti için sevgi dolu bir baba olabilmiştir. İmam Humeyni bu davranışıyla düzen konusunun ne denli önemli olduğunu vurguluyor.

  Şehit Beheşti de aynı kişilik sahibidir, bunu rahatlıkla görebiliyoruz. O dönemde, dava denildiğinde her şeyimizi bırakıp sadece davaya vakit ayırmamız gerektiğine inanıyorduk ama daha sonra her şeyi bırakmanın ne denli yanlış olduğunu anladık.

  Davaları için ibadetlerini bir kenara bırakanların davalarında da başarılı olmadıklarını gördük.

Şehit Beheştinin dengeli bir hayatı benimsediğini ve her şeyi yerli yerine koyduğunu söylemek istiyorum.

  Şu anda bunu anlamayabilirsiniz ama o dönemde birisi “ben kitap yazmak istiyorum” veya “vaktimin bir bölümünü başka bir iş için ayırmak istiyorum” dediğinde herkes onun üstüne gidiyordu. Şehit Mutehheri’ye de aynı konu yüzünden kızdıklarını biliyorum. Bu tür ortamlarda kaç boyutlu olmak çok daha zordur.

  O dönemlerde bazen aylarca ailemizden uzak kalmak zorunda kalıyorduk. Yurt dışında olanlar için böyle bir şey söz konusu değildi belki ama onların da başka sorunları vardı.


Şehit Beheşti (1)

İslam’a Karşı İslam

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)