• Nombre de visites :
  • 2078
  • 13/5/2009
  • Date :

Alimlerin Konumu (1)

alim

 Hüseyin Beheştî  

  Hamd önde de sonda da Rahman ve Rahim Allah’a(a.c)dır.

  Allah’ın salât ve selamı yarattıkları içerisinde en güzeli, sırrının koruyucusu, âlemlere rahmet Hatem’ul Enbiya Muhammed Mustafa ve onun tertemiz, pak Ehl-i Beyt’i üzerine olsun. Allah’ın(a.c) rahmetinden kovulmuş şeytandan Rahman Rabb’e sığınırız.

 Bu, bir kitaptır ki onda şüphe yok. Takva sahiplerine yol göstericidir. Onlar, gaibe inanırlar, namaz kılarlar, rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar. Onlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de; ahirete de iyice inanmışlardır. Onlardır rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler. (Bakara 2-5)

Giriş

  Bir metnin nasıl neşvü nema bulduğu üzerine hiç düşündünüz mü’ Yazar olarak adlandırdığınız ve çoğu zaman da âlimliğine inandığınız kitlenin nasıl çalıştığı üzerine akıl yürüttünüz mü hiç’ Bu insanların dünyalarını merak edip eğilme ihtiyacı güttünüz mü’ Örnekleri kimdir bu insanların’ Kimlerle çalışırlar’ Ve en önemlisi Âlimin Konumu nedir’ Geçen bunca zaman zarfında her şey o kadar müphemleşti ki, artık âlimin konumu üzerine de konuşmak zor bir edim halini aldı. Öncelikle bazı noktalara açıklık getirip, birkaç derkenar düşmede yarar görüyorum. Çünkü sizlerin anlamsal düzlemde yazının içine nüfuz edemeyeceğinizi düşünüyorum.

alim

 Geçen dönemlerde kaleme aldığım yazıların birinde isyansızlık diye bir durumdan bahsetmiş ve orada da şu an yaptığım açıklamanın aynısını yapmıştım. Yine aynı açıklamayı yapacağım: Bu yazıda amaç yalnızca bir muhasebe yapmak değil aynı zamanda bir yeniden-inşa süreci başlatmaktır sizlerin belleklerinde. Belki mütecaviz birkaç örnek akabinde yazar ve konumu üzerine yapacağım saptamalar sizlere anlamasız, alışılmışın dışında ve hatta hariçten gazel okunmakta havası verebilir. Tüm bu oluşumları/etkileri çok iyi anlıyorum. Fakat her zaman umduğunu okuma eğiliminde olan bir okuyucuysanız o zaman bu yazıyı şu an bırakın ve okumayın çünkü bu yazıda öne sürdüğüm savlar âlimler üzerine bir İslam tezinin örnekleridir, oysaki bugüne kadar âlimler üzerine yapılan yorumlar daha çok 19.yy. Avrupa’sına yönelen ve oradan beslenen yorumlar olmuştur.

Dreysuf davası, liberalizm gibi sac-ayakları bu yazının ana-izleklerinden değildir. Ve dahi ben bu yazıda bir alt-izlek olarak bile âlimleri konumlandırmada bu konuları kullanmayacağım.

 Tüm bu açıklamalardan sonra dilerseniz kaldığımız yerden devam edelim.


EL-ÂLİM (C.C.)

ALLAME MECLİSÎ

HASAN BİN ŞÛBE HARRANÎ

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)