• Nombre de visites :
  • 1295
  • 9/1/2010
  • Date :

Bence Tam Ağlama Mevsimi  4

ağlama

  O her yerde ve her zaman bu kabîl şeyleri hatırlatıyordu ve hatırlattığı şeylerin de gerisinde değil, her zaman önünde olurdu; evet O namaz kılarken, iç ağlamalarından ötürü, sinesinde âdeta değirmen taşlarının çıkardığı ses gibi bir ses duyulurdu.1

  İbn Mesud'a, kendisine bir miktar Kur'ân okumasını emretmişti, o da Nisâ sûresinden bir kısım âyetler okuyup da nihayet "Her ümmetten bir şahit (peygamber), seni de bunların üzerine şahit getirdiğimiz zaman bakalım nasıl olacak!"2 meâlindeki fermana geldiğinde eliyle işaret edip kesmesini söyledi. İbn Mesud diyor ki, "Dönüp baktığımda gözleri şakır şakır yaş döküyordu."3

  O yaş döküyordu da, o seçkinlerden seçkin arkadaşları sessiz mi duruyordu? Hayır! Onlar da ağlıyor ve bazen de ağlamaları âdeta bir âh u vâh korosuna dönüveriyordu. "Siz, bu sözü mü (Kur'ân) tuhaf buluyorsunuz; (bulup da) ağlayacağınıza gülüyorsunuz?"4 meâlindeki âyetleri onlara hatırlatınca, hepsi birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya durdu. Bu manzara karşısında O da bu âh u efgâna iştirak edip gözyaşları dökmeye başladı. Bu defa da O'nun ağlamalarıyla rikkate gelen ashab bütünüyle kendilerini ağlamaya salıverdiler.5 Zaten onlar her zaman ağlayıp inlemişlerdi; evet bazen iman ve mârifet neşvesiyle, bazen aşk u iştiyak şivesiyle, bazen işlerine hata bulaşmış olabileceği endişesiyle, bazen öteler ve akıbet korkusuyla, bazen de ufuklarının kararmasıyla hep ağlar ve sürekli niyaz buğulu feryatlarla rahmet arşına yönelirlerdi.

  Aslında, Allah'a en hızlı ulaşan dua ve niyazların kaderi de büyük ölçüde iç sızlamalarına ve gözyaşlarına bağlanmıştır; bağlanmıştır zira gönül heyecanlarını gözyaşlarından daha seri, daha duru aksettirecek bir başka şey göstermek mümkün değildir.

  Gönülden hıçkırıkların bayrak çektiği yerlerde, günah orduları tarumar olur gider. Hüşyar gönüller, gelip vicdanlarına çarpan bu tür kabul esintileriyle âdeta berd ü selâm yaşar ve serinlerler.

ağlama

  Hayatlarını Allah için hep âh u vâhla geçirenler, gök ehlince sadakat ve aşk bülbülleri sayılırlar. Onlar şakıdıklarında bütün ruhanîler seslerini keser ve onları dinlemeye koyulurlar. Ağlama eğer bu şekilde, gözler yoluyla gönlün köpüren çağlayanları ise, insan onu ebediyete bağlayıp fevkalâde bir gizlilik içinde Ebedler Sultanı'na sunmalı; riya ve süm'a ile kirletilerek Cehennem söndüren o çağlayan, bir kezzaba döndürülmemelidir.

  Işığını kaybetmiş ve her yanıyla toz-duman bir dünyada yaşıyoruz; hepimiz birer ağlama bülbülü edasıyla başlarımızı mum gibi önümüze eğip bin bir isyan ve günahlarımızı düşünerek öyle bir çığlık koparmalıyız ki, bütün gök ehli ellerinde nurdan çerağlar bu ağlama şölenine koşup gelsin. Ateşin bacayı sardığı şu günlerin, tam gözyaşlarıyla boşalma zamanı olduğunu düşünüyorum. Gözyaşları her türlü şeytanî oyunun büyüsünü bozacak sihirli bir iksirse –ki öyledir– gezip durduğumuz, oturup kalktığımız her yerde kaba sevinçlerle tepinme yerine gözyaşlarıyla serinlemeye çalışmalı ve hep ağlamalarla âh u efgânları dindirme yolunda koşmalıyız.

  Hak dostlarına göre gözyaşları, İsa Nebi'nin nefesi gibi, cansız cesetlere can olma sırrını taşımakta ve âb-ı hayat gibi, ulaştığı her yerde hayatla çağlamaktadır. Halka kapalı Hakk'a açık gece koylarını ağlamalarıyla derinleştirenler ve çığlıklarıyla ruhlarına feryat mûsıkîsi dinletenler bugün olmasa da yarın mutlaka dirilirler ve gezdikleri her yerde hayat soluklar dururlar.


1-. Ebu Davud, Salât 157; Nesâî, Sehiv 18.

2-. Nisâ sûresi, 4/41.

3-. Buhârî, Fezâilü'l-Kur'ân 33; Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn 247.

4-. Necm sûresi, 53/59-60.

5-. Beyhakî, Şuabü'l-İman 1/489.


Bence Tam Ağlama Mevsimi 3

Bence Tam Ağlama Mevsimi 2

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)