• Nombre de visites :
  • 1045
  • 18/5/2010
  • Date :

SALAT / NAMAZ  5

namaz

  Bir övgü ifadesi olan, 'tahiyyat'taki 'salavatu lillah' ifadesi, ihlaslı bütün yönelişlerin Allah'a olduğunu ifade eder. "Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed" ifadesinde ise, Allah'tan Muhammed (saa)'a ve onun ümmetine yönelip, her manada onları desteklemesi, bağışlaması vb. niyazında bulunulur (ve tabii ki bu niyazın kabulü için gerekli olan diğer mükellefiyetlerin yerine getirileceği sözü verilmiş olur). Yoksa 'salli-barik'ler, asla sadece dil ile ve kolay yoldan sevap kazanma kasdıyla söylenilen cümleler değildirler.

  Namazın/salat'ın 'anlam'ını yakalamanın bir diğer (ve önemli) yolu da rükünlerinin künhüne vakıf olmaktır. 'Tekbir' ile başlayıp 'selamlama' ile biten bu ibadette, kulun, kul oluşunun bütün veçheleri en net şekilde görülür. Kul, "Allahu Ekber" diyerek "en büyük" olanın huzurunda durur ('Kıyam'). Bu kulun bir nevi 'saygı duruşu'dur. Akıl ve kalp, tam bir teslimiyetle Rabbine yönelir. Ardından kul, bir tesbihat, övgü, yüceltme ve bir tasdik beyanı olan Subhaneke duasını okur. Bu duadan sonra, musalli, namazın her rekatında okunan Fatiha Suresi'ne geçer. Burada kul, önce Rabbini över; O'nun kullarına çok acıyan, merhametli bir ilah olduğunu tasdik eder ve Rahman ve Rahim sıfatıyla hayatı ve ölümü yaratanın, Ceza Günü'nde bütün insanlardan soracağının bilincinde olduğunu ikrar eder. Ve bu ikrarını, kendisiyle aynı inancı paylaşanlarla birlikte, ilahi mesajın en merkezi kavramlarından biriyle izhar eder: "yalnız sana ibadet ederiz." Evet, bu ikrar, aynı zamanda, başka mabudların, ilahların, önderlerin ve efendilerin reddidir. İkrarın devamında gelen: "yalnız Senden yardım isteriz" cümlesi de, musalli'nin, 'isteme'nin 'boyun eğmek', 'üst otorite kabul etmek', yani Rab edinmekle bağlantılı olduğunun bilincinde oluşuna delalet eder. Ve kul, ardından, "istenecek şeylerin en değerlisini" ister: "Bizi doğru yola ilet." İşte bu, musalli'nin namaz içinde Rabbinden ilk isteğidir. Kul, en değerli şeyi, en önce istemektedir. Çünkü bilmektedir ki, "bu yol" her şeyin anlamını bulduğu yoldur; ancak o yola girenler hedefe ve 'nimet'e ulaşabilirler. O yoldan uzak duranlar ise ya sapıtırlar ya da gazaba uğrarlar. Hidayet duası ile biten niyazdan sonra, kul, dilerse hakikat beyan eden (uzun-kısa) pasajları okur, dilerse vahyin dua içerikli pasajlarından okuyarak niyazına devam eder. Sonra bütün rükünler arasında söyleyeceği 'tekbir' kelimesini getirerek, Rüku'ya gider. Rüku, Rabbin (yani 'efendi'nin) önünde saygı ve itaat ifade eden muazzam bir eylemdir. Ve kul bu itaatini: "azametli Rabbimi tesbih ederim" sözleriyle gösterir. Rüku'dan kalkarken de, Rabbinin kendisini görüp-gözetlediğinin bilincinde olarak: "Allah, kendisini öveni işitir" diyerek doğrulur. Rüku'nun ardından, saygı ve itaatin zirvesi olan 'Secde' eylemi gelir. Kulun alnı, secde halinde yerdedir; burada gayet güzel bir kinaye vardır ki o da şudur: kulun başı en aşağı noktada iken, kendisi manen en yüksek mertebededir!


SALAT / NAMAZ 4

SALAT / NAMAZ 3

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)