• Nombre de visites :
  • 2628
  • 29/8/2011
  • Date :

Hud (a.s) ve Ad Kavminin Akıbeti-2

hud (a.s) ve ad kavminin akıbeti

Kavmi ise şöyle dedi: ”Allah, bizlere dileseydi mesajını iletmek için bir melek gönderirdi, biz asla senin sözünü kabul etmeyiz. Sen bizleri sürekli korkuttuğun o azabı artık indir. Biz şüphesiz senin ilahının azabından korkmuyoruz.”‌[5]

Sonunda kafirler, bu kavmin küfür ve inadı, ilahi gazaba uğramalarına neden oldu. Böylece şiddetli bir kuraklığa maruz kaldılar. Sürekli yağmur bekler bir hale geldiler. Bir gün ilk defa bir bulut gördüler, sevindiler ve bu bulutun yağmur yağdıracağını söylediler, lakin Hz. Hud (a.s) onlara şöyle buyurdu: ”Hayır, bu sandığınız gibi değildir. Şüphesiz bu bulut, istediğiniz şeyi (azabı) size indirecek olan bir buluttur.”‌ Oldukça soğuk ve şiddetli bir rüzgar esti, kasırgalar koptu, yüzlerine çakıl ve kum taneleri savruldu. İnsanlar, yapmış oldukları sağlam binalara sığındılar. Ama rüzgar, onların dayanamayacakları şiddetle esiyordu. Ağaçları kökünden söküp atıyor, insanı yerinden kaldırıyor, havaya savuruyor ve yere çakıyordu. Hiç kimse, ne yapacağını ve nereye gideceğini bilemiyordu. Yedi gün yedi gece şiddetli rüzgar esti, böylece tarih sahnesinden silindiler. O esnada Hud ve müminler bir dağın içine sığındılar. Orada fırtınadan haber yoktu. Ilgıt ılgıt bir rüzgar esiyordu. Onlar, kavminin akıbetini seyrediyorlardı. Ondan sonra fırtına dindi, durum ilk haline döndü. O insanlardan boş kalmış evleri ve kemik parçaları dışında hiçbir şey kalmadı.”‌[6]

Kıssa’nın Mesajları ve Nükteleri

Hud Kavminin sapıklıkları özetle şunlardan ibaretti:

A- Şirk ve Allah’tan gayrisine ibadet:

Hud kavmi de diğer ümmetler gibi hakkı kabul etmiyor sürekli olarak Allah’tan gayrisine kullukla oyalanıyordu. Bu yüzden Hz. Hud Allah tarafından bütün ibadetlerin sadece Allah’a yapılması gerektiğini ve Allah’tan gayrisinin önünde eğilmemek gerektiğini bildirmekle görevlendirildi. Şüphesiz evrende mülk saltanatı daimi olan iradesi geçerli bulunan ve bütün işlerin egemenliğini elinde tutan Allah’tır. O halde sadece Allah’a yakarmak ondan yardım dilemek ve elini ona açmak gerekir. Zira insanın Allah’ın iradesi karşısındaki varlığı hiçbir diğer ifade etmemektedir.

B- İlahi ayetleri inkar ve peygamberlerin emirlerine isyan

Semavi peygamberlerin zuhuru ve ümmetlerin tevhide daveti karşısında onların çoğu Allah’ı inkara yönelmiş, ilahi peygamberlere karşı itinasız davranmışlardır. Hud kavmi de Kur’an-ı Kerim’in haklarında şöyle buyurduğu ümmetlerden biri olmuştur: ”İşte Âd (kavmi). Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler; O’nun peygamberlerine âsi oldular ve inatçı her zorbanın emrine uydular.”‌[7]

C- Hz. Hud’a (a.s) yapılan haksız iftiralar

Kur’an-ı Kerim’in de açıkça belirttiği gibi ilahi peygamberler tür olarak ümmetlerinin küstahça davranışları ve temelsiz ithamları ile karşı karşıya gelmişlerdir. Sonuçta halk Allah’ın peygamberlerini yalanlamış ve davetini inkar etmişlerdir.

Hz. Hud da böylesine beyinsiz ve inatçı bir ümmetle karşı karşıya gelmiştir ”Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.”‌[8]


[5] Kısseha-i Kur’an, s. 58, Seyyid Muhammed Suhufi

[6] A. g. e. s. 60

[7] Hud suresi, 59. ayet

[8] A’raf suresi 66. ayet

Hud (a.s) ve Ad Kavminin Akıbeti-1

Hz. İsa (as) ve İncil'in Öyküsü

Yeryüzüne Dökülen İlk Kan

Hz. Yakup Hz. Yusuf’un Firakında

Hz. Musa (as) Mısır’da-1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)