• Nombre de visites :
  • 1848
  • 2/6/2009
  • Date :

İRAN NE İSTİYOR? 1

iran

Ayetullah Hamenei’nin 19 yıllık liderliğinin ardından İran Diplomasisi

  Liderlik makamının uluslararası danışmanı Doktor Ali Ekber Velayeti, Ayetullah Hamenei liderliğindeki 19 yıllık dönemin ardından, İran’ın diplomasisini aşağıdaki makalede ele almıştır. Bu makale, eş zamanlı olarak Fransa’nın Liberacion ve İtalya’nın La Republica gazetelerinde yayınlanmıştır. “Bir Avrupalı, geçenlerde bana İran’ın liderliğinin kimin tarafından temsil edildiğini sordu. Sorunun yanıtı açıktır: Konu yönlendirme ile ilgili ise; yetkileri Anayasa tarafından verilmiş olan lider, nihaî kararı veren merci’dir.

İran Anayasası; lideri, dış politika alanında makro kararları veren nihaî merci olarak tanımlamıştır.

 Millet tarafından seçilmiş olan ve 1979’daki İslamî Devrim’in ardından anayasayı düzenleyen milletvekilleri, liderlik makamı için bir rol tarif ediyor. Buna göre lider, çok sayıda danışmanlık aracından yararlanarak, ülkenin üç bağımsız organının kaygılarından uzak bir şekilde diplomasi alanında yönlendirici ve temelli kararlar alıyor.

  Bu bağlamda, Ayetullah Hamenei’nin liderliğindeki son 19 yılda alınan makro kararların incelenmesi, bize geçmişi yargılama ve gelecek hakkında öngörüde bulunma hususunda daha gerçekçi düşünmek için uygun bir olanak sunuyor.

Bence İran lideri Ayetullah Hamenei, sahip olduğu ve halk oylamasıyla onaylanan geniş yetkisine rağmen, ancak çok önemli ve hassas konularda doğrudan müdahale etmektedir.

 Bunun gerekçesi, diğer alanlarda sorumlu kişilerin kendi çabalarıyla problemlerin üstesinden gelmesini ve böylece İslam Cumhuriyeti’nde halkın görüşünden kaynaklanan yeni yöntemlerin ortaya çıkmasını sağlamaktır. Unutmamak gerekir ki, İran Cumhuriyeti binlerce yıllık monarşi ve diktatörlüğün karşısında daha az tecrübelidir. Bu yıllar içerisinde, gerek İmam Humeyni gerek Ayetullah Hamenei döneminde, liderlik makamı, diğer ülkeler ve uluslararası topluluklarla işbirliğini İran’ın bir diplomasi ögesi olarak benimsemiştir. Ayetullah Hamenei’nin görüşüne göre, uluslararası arenadaki diğer ülkelerle olan ilişkiler; Devrim’den sonraki hükümetlerin idarî mekanizmalarının güncel işleyişi ve görüşmeleri dışında, İslam Devrimi’nin asaletinin ve İslam Cumhuriyeti’nin amacının zarurî savunmasına devam etmektedir.

iran

  İslam Konferansı Örgütü’ne üye ülkelerin liderlerinden oluşan heyetin kabulü, İmam Humeyni tarafından Gorbaçov’a mektup yazılması ve onun yanıtının alınması veya Ayetullah Hamenei tarafından Suudi Arabistan Kralı’na, Suriye ve Rusya liderlerine mesaj gönderilmesi ya da dünyanın birçok ülkesinin liderinin kabul edilmesi vb etkinlikler,

İran liderliğinin ülkenin diplomasi alanındaki siyasi ve yasal varlığına ilişkin önemli örnekleri teşkil etmektedir.

 Bu süreçte İran liderlik makamı, ülkelerin hakimiyet haklarını ve hiç kimsenin diğerlerinin sınırlarına saldırmaması ve tecavüz etmemesini dünya barışını korumaya yönelik bir davranış olarak benimsemiştir. Ben bu durumun, liderlik makamının bir görevi olarak görülmekle birlikte, Ayetullah Hamenei’nin kişisel ve karakteristik özelliklerinden kaynaklandığına inanıyorum.

  Bu inanış teorik ve akademik bilgilerin sonucu olmakla birlikte, Ayetullah Hamenei’nin, Saddam’ın İran’a saldırdığı sırada savunma hatlarında ülkeyi savunanlarla birlikte olmaktan dolayı edindiği bir tecrübedir. Bununla birlikte, özgür düşünce, insana barış için zemin hazırlayan, dünyayı şiddetten arındırmak için ezilenleri savunan bir etkeni harekete geçirir. Ve bunun içindir ki, Ayetullah Hamenei liderliği süresince Filistin’i ve o toprakların insanlarının haklarını asla unutmamıştır ve bu konudaki görüşlerini her zaman yüreklilikle dile getirmiştir.


İran’ ın Gücü ve Siyonist Medya

“İran, Iraka Benzemez”

İran'da Bilimsel Devrim

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)