• Nombre de visites :
  • 1906
  • 4/5/2009
  • Date :

Ehlibeyt İmamlarının Fazilet ve Üstünlükleri  (3)

ali

  Peygamber (s.a.a) onları Mubahaleye davet ettiğinde onlarda dönelim ve düşünelim dediler. Daha sonra kendi aralarında meşverete koyuldular ve söz sahipleri olan Akib’e şöyle dediler; sen ne düşünüyorsun? O şöyle cevap verdi; Ey Nasraniler, and olsun sizler Muhammed’in Peygamber olduğunu ve onun Allah tarafından bir kitapla geldiğini biliyorsunuz. Peygamberi ile Mübahale edipte yaşlıları kalan çocukları büyüyen hiçbir ümmet olmamıştır.

  Eğer böyle yaparsanız helak olacağız. Eğer kendi dininizde ısrarlı iseniz bu adamı terk edin ve kendi diyarınıza dönün. Bu esnada, Allah Resulü geldiler ve kucağında Hüseyin, Hasanın eli elinde, Fatıma arkasında ve Ali’de Fatıma’nın arkasında idi. Peygamber şöyle buyuruyordu; Ben dua ettiğimde sizler de amin deyiniz.

  Necran Oskof’u bu manzarayı görür görmez Necran Nasranilerine dönerek şöyle dedi;

“Ben öyle simalar görüyorum ki, Allah dilese bunların hürmetine dağları yerinden söker. Sakın Mubahale etmeyesiniz, helak olursunuz ve kıyamete kadar yeryüzünde Nesrani kalmaz.

 Daha sonra şöyle dediler; Ey Ebu-l Kasım, biz Mubahale etmemeye karar aldık, sen kendi dininde kal, bizde kendi dinimizde kalalım. Daha sonra aralarında bir anlaşma yaparak bir birlerinden ayrılmışlardır. Daha sonra Zamehşeri bu ayete dayanarak Ehlibeytin yüce makam ve üstünlüğünün olduğunu söylüyor. [1]

  Bu ayetin nüzul şanını bu şekilde nakledip Hz. Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in adını bu olayda zikredenlerden bazıları şunlardır;

1-Hafız Ebu Naim İsfehani, Nüzul-ul Kur-an

2-Tefsir-i İbni Kesir, c.1, s. 370

3-Hafız Suyuti, Esbab-un Nüzul Dürr-ul Mensur.

4-Sahih-i Müslim, c. 7, s. 120, h. 1871

5-Süneni Tirmizi, c. 4, s. 293, h. 4085

6-Müsned-i Ahmed, c. 1, s, 185

7-Süneni Beyhaki, c.7, s. 63

8-Müstedrek-u Hakim, c. 3, s. 150

9-El- İsabe, c.2, s. 503

10-Marifet-ul Hadis, Hakim, s. 50

ehlibeyt

  Ahmed b. Hanbel kendi müsnedinde şöyle naklediyor; Peygamber (s.a.a) Hasan ve Hüseyn’in elini tutarak şöyle buyurdu;

Kim beni ve bu ikisini, bunların babasını ve annesini severse kıyamet günü benimle beraber benim derecemde olacaktır. [2]

  Şafii İbni meğazili Cabir b. Abdullah Ensariden şöyle rivayet etmiştir; Peygamber bir gün Arafat’ta Hz. Ali’ye şöyle buyurdu;

“Ey Ali yaklaş, Ben ve sen bir ağaçtan yaratılmışız. Ben o ağacın köküyüm sen fer’isin (gövdesisin), Hasan ve Hüseyn onun dallarıdır. Kim o dallardan birine tutunursa Allah onu Cennete götürür.” [3]

  Abdullah b. Abbas şöyle diyor; Peygamberden, Ademin Rabbinden aldığı kelimeler hakkında sorulunca şöyle buyurdular; Adem Allah’a Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyn’in hakkına yemin etti ki, tövbesini kabul etsin, Allah’ta onun tövbesini kabul etti. [4]

  Zamehşeri kendi tefsirinde Ehlibeyt hakkında bir rivayet nakletmiş ve bu rivayeti Fahri Razi ve Kurtubi de kendi tefsirlerin de ondan iktibas etmişlerdir. Mezkur hadis Ehlibeytin makam ve faziletini açıklamaktadır. O hadiste Resulü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor;

Kim Al-i Muhammedi sevdiği halde ölürse şahadet mertebesine erişmiş olarak ölür. Bilin, kim Al-i Muhammedi sevdiği halde ölürse bağışlanmış olarak ölür. Bilin, kim Al-i Muhammedi severek ölürse tövbe etmiş olarak ölür. Bilin, kim Al-i Muhammedi severek ölürse imanı kamil mümin olarak ölür.

  Bilin, kim Al-i Muhammedi severek ölürse ölüm meleği ona Cennet müjdesi verir. Sonra da Münker ve Nekir onu Cennet’le müjdeler. Bilin, kim Al-i Muhammed’i severek ölürse gelin kocasının evine girer gibi Cennete gider. Bilin, kim Al-i Muhammedi severek ölürse Allah kabrinde Cennete iki kapı açar. Bilin kim Al-i Muhammedi severek ölürse mezarı rahmet meleklerinin ziyaretgahı olur. Bilin, kim Al-i Muhammedi severek ölürse sünnet üzere gerçeğe uyan topluluktan olarak ölür. Şunu da bilin, kim Al-i Muhammede buğz ederek ölürse kıyamet günü iki gözü arasına, bu Allah’ın rahmetinden meyustur, sözü yazılmış olarak gelir. Bilin ki, kim Al-i Muhammede buğz ederek ölürse kafir olarak ölür. Bilin ki, kim Al-i Muhammede buğz ederek ölürse Cennetin kokusunu bile alamaz. [5]


[1] -Tefsir-i Keşşaf, Al-i İmran Suresi, 61. Ayetin tefsiri

[2] -Müsned-i Ahmed, c. 1, s. 77, Zehair-ul Ukba, s. 123

[3] -Menakib-i İbni Meğazili, s. 90-ve 297

[4] -Menakib-i İbni Meğazili, s. 63, Yenabi-ul Mevedde, s. 97

[5] -El- Keşşaf, Zamehşeri, c. 4, s. 221, Tefsiri Fahri Razi, c. 27, s. 166, Tefsiri Kurtubi

Ehlibeyt İmamlarının Fazilet ve Üstünlükleri (2)

Ehlibeyt İmamlarının Fazilet ve Üstünlükleri (1)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)