• Nombre de visites :
  • 2183
  • 4/8/2008
  • Date :

Secde

secde

" Onu (ve) kavmini Allah ’ı bırakıp güneşe

secde ediyorlarken buldum. Şeytan onların yaptıklarını süslemiş de kendilerini yoldan saptırmış... Göklerdeki ve yerdeki her gizliyi (meydana) çıkaran, (kalblerinde) ne gizliyorlar, (dilleriyle) ne açıklıyorlarsa (hepsini) bilen Allah’a secde etmesinler diye." (Neml 24-25)

İnsanın tabii halidir secde...

Henüz anne karnında bir ceninken kapanmıştır o yerlere!

Ve programlıdır bir ömür, secdeye.

Herkes mi?

Evet, ama kime?

 

Kimi hırslarına secde eder, tükenmek bilmeyen ihtiraslarına kimi de...

Şehvete secde edenler de en az benliğine sacidler kadar çoktur.

Ya paraya, makama, kadına secde?

 

Yönelmek varken Vareden’e, dupduru bir kalble...

Hükümdar Dakyanus’tan kaçarken emeli tekti Kehf Ashabı’nın:

Duru, berrak ve ılık bir secdeydi aradıkları.

Yoklukta varlık içindi bütün çektikleri.

Hayatları secdeydi onların, secdeleri hayat!

İsrafil’in Sur’u ile kıyam edeceklerdi, bir kere ahd etmişlerdi.

 

Onlar bir yemin etmişlerdi, artık değişmezdi kıbleleri ebedî.

Yemin bir olurdu çünkü, secde bir kere!..

Makseline arkadaşlarını teselli ediyordu:

"Ey kardeşlerim!

Mademki sonunda O’na döneceğiz,

Hükümdar bizi yakalasa da dönmeyeceğiz!"

Ve işte sadakatin canı deşip canana varmasıdır secde!

Ölümüne, Kıtmircesine!..

Atılan taşlara,

Yanımızdan uzaklaş

Bizi ele vereceksin uyarılarına rağmen

Ashab-ı Kehf in;

Arka ayakları üstüne dikilip

secde

"Ne olur beni de aranıza alın,

Siz Allah’ın sevdiklerisiniz,

Sizin bekçiniz olmayı bana çok görmeyin!"

Diyecek yürek ister Kıtmir olmak.

Kıtmir oluşun adıdır Vareden’e yönelen secde...

Secde bir gönül işidir eğer rotasını doğru tayin etmişse.

O’nu bulmayan bütün yönelişler boşluğa akar,

Her şey helak olup gidicidir,

O’na bakan yüz müstesna!’

 

Sahibine yönelen secde bir ömür boyunca akar,

Çağlar, hayat verir kurumuş beldelere ve bulur havzasını.

Kılıktan kılığa girer,

Değişik şekillerde tebarüz eder; ama değişmez özde.

Varış noktasını simgeler şehitlik,

Secdenin son menzilde ulaşacağı.

Hayatı sadece bir anlık istihkarı değildi

Mus’ab’ı efsane kılan!

 

Belki, dünya ona her şeyiyle gülümserken

Elinin tersiyle onu bir kenara itip

Allah Resulü (sas)’ne koşması

Ve bütün sıkıntılara rağmen

Ondan bir lâhza ayrı düşmeden

Alevleri göğsünde eritmesi

Ve son demde de bu şiiri şehadet kafiyesiyle noktalamasıydı!

Sadakatini,

Yeminini

Yani her şey olan secdesini kanlarıyla dillendirmesiydi

Mus’ab’ı Mus’ab yapan!

secde

Biatini yerine getirememiş olma endişesiyle,

Her şeyini O’nun uğrunda yitirirken,

Son secdesinde yüzünü kapatmasıydı:

"Koruyamadım Seni Ya Rasulallah!

Koruyamadım dünyalara değişmeyeceğim o mübarek bedenini!"

Izdırabın bestesidir secde!..

Ve değişmez asla kutsiler küçük bir menfaatle!

Lisan-ı Nebi’de ’ekin’dir onlar.

 

Ayçiçekleridir,

Sonunda Güneş’i görür

Hep; savrulsa, yatsa bile...

Başkalara dönmek en büyük zillettir kutsilere,

Çekinirler çünkü

’Kalblerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği günden’

Dünya her saniye döner de hayalleri dahi dönmez

Kutsilerin nefsin en küçük isteklerine bile...

Para, makam, şöhret de neymiş secde varken Vareden’e.

Dünya mı dedin dostum,

Değmiyor alâka-i kalbe!..

M. Enes GÜRBÜZ   
  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)