• Nombre de visites :
  • 213
  • 9/7/2016
  • Date :

 

  ١٨ Temmuz Uluslararası Mandela Günü Kutlanırken Mandela'nın Yaşamından Notlar

Mandela'nın doğum günü, yalnızca Güney Afrika'da değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde, farklı etkinliklerle kutlanmakta, Mendela'nın dünya için esin kaynağı olan mücadele ve görüşleri anılmakta

18 temmuz uluslararası mandela günü

Birleşmiş Milletler'in Kasım 2009'da doğum günü olan, 18 Temmuz'u Uluslararası Mandela Günü  ilan etmesi ona dünya liderleri arasında özel bir konum kazandırmakta. Bu nedenle de Mandela'nın doğum günü, yalnızca Güney Afrika'da değil, dünyanın çeşitli ülkelerinde, farklı etkinliklerle kutlanmakta, Mendela'nın dünya için esin kaynağı olan mücadele ve görüşleri anılmakta.
BM Kararı ile, Mandela'nın; dünyada demokrasi ve barış kültürünün yayılmasındaki katkıları vurgulanarak, insan hakları, ırkçılığın önlenmesi, uzlaşma, cinsiyet eşitliği, çocuk hakları, yoksullukla mücadele gibi alanlarda insanlığa hizmete adanmış yaşamı ve dünya görüşünün, tüm insanlar için esin kaynağı olması amaçlanmakta.
Siyahların özgürlüğüne kavuşmasında kilit rol üstlenen Mandela ٙnın güçlü irade ve kişiliği ile gösterdiği insan üstü dirençle, güç cezaevi koşullarında kendisine tanınmak istenen ayrıcalıkları bir yana iterek, özel kişisel ayrıcalıklar yerine önce tüm siyahların özgürlüğünü  ideal olarak benimsemesi ve bu tutumunu kararlılıkla sürdürmesi, onu özgürlük mücadeleleri tarihinde özel bir yere oturtmakta.
Mandela, 18 Temmuz 1918 Transkei'de Thembu kabilesi alt kolu Madiba klanına mensup bir babanın oğlu olarak doğdu. Babasının dört eşi ve dördü erkek olmak üzere 13 çocuğu vardı. Mandela'ya kadar ailede kimse okula gidip eğitim görmemişti. Köydeki yakınlarının telkini üzerine babası okula göndermeyi kabul etti. Köyün arka yamacındaki okula gideceği zaman, babası bir pantolonu dizlerinden keserek Mandela'ya verdi ve bir ip parçasını kemer yerine kullandı. O dönemde okulda siyah çocuklara beyaz ismi verilmesi, daha medeni, modern görülmekteydi, öğretmeni ona 'Nelson  adını verdi.
19 yaşına geldiğinde, Fort Beaufort'taki ülkenin en büyük siyahlar kolejine gönderildi. Burada İngiliz kültürü ağırlıklı bir eğitim verilmekteydi.21 yaşında ise, eğitimini sürdürmek üzere Fort Hare'ye geldi. Burası seçkin 150 kadar öğrencinin eğitim gördüğü bir okuldu. Hayatında ilk kez pijama giydi, diş macunu ile dişini fırçaladı, ilk kez sıcak su, banyo ve modern tuvalet görmekteydi. Birlikte avukat bürosu açacakları, ANC'nin gençlik kolunu kuracakları, daha sonra ANC liderliğini üstlenecek,yakın mücadele arkadaşı Oliver Tambo ile burada tanıştı. Ayrıca, burada öğrenci temsilciliği seçimleri ile ilk kez demokratik temsil uygulaması deneyimleri yaşadı.
Mandela yaşamını, ülkesindeki ırk ayrımcılığına dayanan sistemin değişmesine adamıştı. Ancak, ülkesine döndüğünde kısa süre sonra yakalandı ve 27 yıllık cezaevi yaşamı başladı.
Nelson Mandela, 1963'te ömürboyu hapse mahkum edildiği yargılamada dört saatlik savunmasını tarihe geçen şu sözlerle bitirmişti: Yaşamım boyunca hayatımı  siyahların mücadelesine adadım. Beyazların üstünlüğüne karşı mücadele ettim, siyahların üstünlüğüne karşı mücadele ettim. Tüm insanların bir arada, uyum içinde, eşit fırsatlarla yaşadığı demokratik ve özgür bir toplum düşüncesini kutsal bildim. Bu, benim yaşamayı ve başarmayı ümit ettiğim idealdir. Fakat, eğer gerekirse, uğruna ölmeye hazır olduğum idealdir.
Cezaevi yılları
Mandela'nın 1964'te Robben adasında 46 yaşında başlayan cezaevi yıllarına ilişkin birkaç not, yaşam koşulları ve kendisinin güç koşullara direnme yeteneğini göstermesi nedeniyle önem taşımakta.
Mandela, Robben adasına altı yakın arkadaşıyla birlikte götürüldü, siyasi mahkumlar olarak ayrı bir bölümde ayrı ayrı hücrelere kondular. Cezaevinin katı kuralları büyük ölçüde beyaz ırkçı yönetimin takdirine göre uygulanmakta, bazen keyfi uygulamalara da katlanmak zorunda kalmaktaydılar.
Önemli bir sorun, dış dünya ile ilişiklerinin tamamen kesilmiş olmasıydı. Gazete okumak, haber almak için her şeyi yapma durumundaydılar. Altı ayda bir kez, 500 kelimeyi geçmeyen bir mektup yazmaya izin verilmekte, ancak katı bir sansür uygulanmaktaydı. 1975 yılında eşinin gönderdiği beş sayfalık mektubun sadece iki sayfasının bazı bölümleri, kendisine verilmişti.
Diğer yandan, mahkum aileleri için ziyaretler çok zordu. Cezaevinin adada olması yanında, cezaevi yönetimi ailelere ulaşarak, yeterli zaman tanımadan, 'yarın gelmelerini ' söylemekte, birçok ziyaret bu nedenle yapılamamaktaydı. 1968 baharında annesi ilk ve son kez kendisini ziyaret ettti. Haftalar sonra ölüm haberi geldi, cenazesine katılması için izin verilmedi.
.
1978'de radyo izleme taleplerine, cezaevi kendi rayosunu kurarak yanıt verdi. Böylece mahkumlara istedikleri haberleri iletmiş oluyorlardı, bu bile hiç haber olmamasından çok daha iyiydi. Nihayet, 1980 yılında gazete almalarına izin verildi. Ancak gazeteler, cezaevi yönetimince 'sakıncalı  haber ve makaleler kesilmiş olarak verilmekteydi.
1980 yıllarında, beyaz hükümetin Mandela ile temas kurmasına karar vermesi sonrası, kendisine karşı cezevi yönetiminin yumuşadığı görülmekte. 1982 yılında ise, Robben adasındaki 18 yıllık hapis hayatı sona erdi. Arkadaşlarıyla birlikte Cape Town'da Pollsmoor Cezaevine nakledildi. Sebze yetiştirme hobisini, cezaevi çatısında kesik variller içinde sürdürdü. Aralık 1988 ٙde Victor Verster Cezaevi'ne nakledildi ve buradan 11 Nisan 1990'da serbest bırakıldı.
Güç dönemin liderliği
Güney Afrika tarihindeki hak mücadelesi, gösterdiği farklılıklar nedeniyle Afrika kıtası ile sınırlı olmayıp, dünyada kendine özgü bir örnek olarak  bilinmekte.  Mandela ise, siyahların eşitlik mücadelesinin lideri olarak gösterdiği başarı ve bağışlayıcı insani değerleri ile öne çıkmakta.
Mandela'yı özel kılan diğer önemli bir neden; beyaz azınlığın yönetimi sonrası, iktidarın ırkçı beyazlardan siyahlara geçtiği dönemde, ülkenin  ilk siyah başkanı olarak gösterdiği olağandışı liderlik başarısıdır. 27 yıllık cezaevi yaşamı sonrası kişisel kin ve öfkeyi bir kenara bırakarak, ırkçı beyaz azınlık ile uzlaşma sürecini başlatan, tüm halkı kucaklayan lider olan Mandela, beyazlarla barış içinde yaşam için gerekli politik, sosyal koşulları, geçiş dönemi uzlaştırıcı adalet mekanizmalarını hayata geçirmede gösterdği çabalarla, siyah beyaz çatışmasını önleyerek, ülkede barışı sağlamada birincil rol oynadı.
Uluslararası saygın liderlik
Mandela, özgürlüğüne kavuştuğunda, gösterdiği onurlu direniş sonrası, ülkesi Güney Afrika ٙda ırk ayrımcılığına dayanan -apartheid- sistemi de sona eriyordu. 1993 yılında, Irkçı rejime son veren süreci yürüttüğü, Devlet Başkanı F.W.de Klerk'le birlikte, Nobel Barış Ödülü 'ne layık görüldü.
1994 yılında ilk demokratik seçimlerle Güney Afrika ٙnın ilk siyah devlet başkanı olarak göreve geldi. Uzun cezaevi yıllarında gösterdiği ilkeli ve onurlu duruşu ile, ülkesinde yalnızca siyahların değil önemli oranda beyazın da saygısını kazanmıştı. Ortaya koyduğu, barışçı, uzlaşmacı siyasi liderliği ile ülkesinde yılların biriktirdiği çatışma kültürü yerine barış ve uzlaşma kültürünü yaymada çok önemli başarı sağladı, uluslararası toplumda büyük saygınlık kazandı.
Cezaevinden çıktıktan sonra çok sayıda devlet ve hükümet başkanından kutlama telgrafı alan Mandela'yı ABD Başkanı Bush telefonla arayarak kutladı. Mandela, ANC'nin sürgündeki yönetiminin yerleştiği Lusaka'ya gittiğinde; Zimbabve, Botswana, Mozambik, Uganda devlet başkanlarının da kendisiyle görüşmek üzere geldiğini gördü. İlk altı ay içinde yaptığı yurt dışı seyahatlerde, Afrika ülkeleri dışında, Avrupa ülkeleri ve ABD'yi ziyaret etti, BM'de konuşma yaptı. Nisan 1990'da dünya televizyonlarında yayımlanan Londra-Wembley'de onuruna düzenlenen büyük konsere katıldı, dünyaya seslendi. Mandela, Fransa'da Mitterand'la görüştükten sonra, İsviçre, İtalya, Hollanda'ya gitti.  Ardından ABD'ye uçtu. New York, Harlem'de stadyumda konuştu, Wahington'da Kongre'ye hitap etti, Başkan Bush ile özel bir görüşme yaptı. ABD'nin ardından Kanada'ya geçti, Başbakan'la görüştü, Parlamento ٙya hitap etti. Dönüşte Londra'ya uğradı, Başbakan Thatcher'la görüştü.
Uluslararası Nelson Mandela Günü 'nün kabul edilmesiyle, Mandela 'nın yaşamı boyunca ortaya koyduğu, Güney Afrika 'da eşitler arasında, özgürlükler temelinde kurulmuş demokratik sistemi kurma çabaları ve siyah-beyaz çatışmasını bitirmek için benimsediği uzlaşmacı kültürün tüm dünyada benimsenmesi amaçlanmakta. Karar, Mandela'nın Afrika'nın özgürlüğü ve birliği için yürütülen mücadelede öncü rolünü ve  ırkçılığın ortadan kalkığı, siyasi eşitliğe, çoğulculuğa dayanan demokratik Güney Afrika'nın yaratılmasına olağanüstü katkısını  vurgulamakta.
BM Genel Sekreteri, her yıl yayımladığı mesajlarda; Mandela'nın BM ve insanlığın üstün değerleri özümsemiş bir kişilik olarak, yaşamı  boyunca  baskı gördükten ve   mücadele ettikten sonra, bu baskıları uygulayanları affedebildiğini ifadde etmekte, katlandığı sıkıntıların yalnız kendi ülkesi insanlarına hizmet etmediğini, dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkı sağladığın vurgulamakta, dünyayı değiştiren lider olarak, özgürlük, adalet ve demokrasi için yaptıkları için teşekkür etmekte.
Av Nazım Tural________________________________________

BM'nin resmi sitesi, Nelson Mandela Vakfı sitesi yanında aşağıdaki kaynaklardan faydalanarak hazırlanmıştır:
- Understanding Apartheid, Oxford univrsetiy Press SA, Cape Town, 2007.
T24 internet gazetesi
- Long Walk to Freedom. The Autobiography of Nelson Mandela. Boston & New York: Little, Brown and Company, 1994.

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)