• Nombre de visites :
  • 787
  • 9/12/2012
  • Date :

Velayet-i Fakih’in Delilleri (İkinci Bölüm)

velayet-i fakihin delilleri (ikinci bölüm)

Bu iki nükteye teveccühen mezkur hadisin anlamı şöyledir: Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) halifeleri şüphesiz fakihlerdir. Çünkü Peygamber’in (s.a.a) çok çeşitli makamları vardı ve burada Peygamber’in (s.a.a) halifesi için özel bir makam zikredilmemiştir. Dolayısıyla bütün makamlarda Peygamber’in (s.a.a) halifeleri sadece fakihlerdir.[3]

Bazı kimseler içinde halife kavramının yer aldığı bu tür rivayetleri delil gösterme hususunda münakaşa etmiş ve şöyle iddiada bulunmuşlardır[4]

“Halife kavramının iki anlamı vardır:

a- Lügavi ve asli anlamı ki kuranda bu mana göz önünde bulundurulmuştur: Örneğin: “Şüphesiz ki ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.”‌[5]

Veya şu ayet:

“Ey Davud! Şüphesiz ki biz seni yeryüzünde halife kıldık. O halde insanlar arasında hak ile hükmet.”

‌[6] Birinci ayette hilafet tekvini bir iş olup yasama ve teşri ile ilgisi yoktur. İkinci ayette ise her ne kadar yasama ile ilgili bir husus olsa da sadece hakemlik ve yargı ile ilgilidir.

b- Siyasi ve tarihi anlamı ki İslam’da Resul-i Ekrem’in (s.a.a) vefatınsan sonra bu anlam zuhur etmiştir. Bu anlam dünyevi bir kavram olup ilahi değildir. İnsanlar tarafından haklı veya haksız bir şahıs hakkında da kullanılmakta ve bu tümel olarak ilahi bir makam olan risalet ve imametin yüce makamından ayrı bir makamdır.”‌

Eğer halifenin lügavi anlamına, yani “birinin yerine geçen”‌ anlamına dikkat edecek olursak Kur’an ve rivayetlerde hatta tarihte bile bu anlamın göz önünde bulundurulduğu açık bir şekilde anlaşılır. Eğer bir farklılık varsa da sadece hilafet hususundadır. Bu hilafet bazen tekvini ve reel makamlar ve bazen de teşrii işler ve kanuni konumlar hakkındadır. Hatta İslam tarihinde eğer halife kavramı Resul-i Ekrem’in (s.a.a) vefatından sonra ortaya çıkmışsa da, halifenin şahsı toplumu idare ve yöneticilik hususunda Peygamber’in  (s.a.a) yerine geçen kimse olduğu anlamı göz önünde bulundurulmuştur. O halde bu esas  üzere halife, çeşitli anlamlar ifade etmemektedir. Kullanılan alanlarda her ne kadar hilafet hususları faklılık arz etse de bir tek anlam ifade etmektedir. Mezkur rivayette de halife birinin yerine geçen anlamında kullanılmıştır. Hilafet için belli bir husus zikredilmediğinden bu itlak[7] şümul ve genelliği gerektirmektedir. Buradan da anlaşıldığı üzere fakihler tüm hususlarda Hz. Peygamber-i Ekrem’in  (s.a.a) yerine geçen kimselerdir.

2- Merhum Saduk’un Kemal’ud Din (İkmal’ud Din) kitabında İshak b. Ya’kub’dan naklettiği tevki-i şerifte veli-i Asr (a.f) onun sorularına cevap olarak bizzat kendi eliyle kaleme aldığı mektubunda şöyle buyurmuştur:

“Meydana gelen olaylarda hadislerimizi rivayet edenlere müracaat ediniz şüphesiz onlar benim sizler üzerinizdeki hüccetimdir ve ben de onlar üzerinde Allah’ın hüccetiyim.”‌[8]

Bu rivayeti merhum Şeyh  Tusi de “el Gaybet”‌ adlı kitabında nakletmektedir:  şu farklılıkla ki rivayetin sonunda “ben onlar üzeride Allah’ın hüccetiyim”‌ yerine “ben sizin üzerinizde Allah’ın hüccetiyim”‌ ifadesi yer almıştır.[9] Merhum Tebersi’nin el-İhticac adlı kitabında yaptığı nakil de ise “ben Allah’ın hüccetiyim”‌ ifadesi yer almıştır.[10]

Elbette bu nakillerdeki farklılık bu rivayetin delaleti hususunda hiç bir tesiri yoktur. İleride bunun açıklaması yapılacaktır.


[3] İstilah olarak bu konuya “Kendisine taalluk eden şeyin zikredilmemsinden kaynaklanan mutlak durum”‌ denmektedir. Daha fazla araştırmak için bak. Kitab’ul Bey’ c. 2, s. 468, Seyyid Kazım Hairi, Esas’ul Hukumet’il İslamiyye, s. 150, Munteziri, Velayet’ul Fakih, c. 1, s. 463

[4] Bak. Mehdi Hairi Yezdi, Hikmet ve Hükümet, s. 186-187 (özetle)

[5] Bakara Suresi 30. ayet

[6] Sad Suresi 26. ayet

[7] İtlak, belli bir kayıt ve ihtisasın olmadığı anlamındadır.

[8] Seduk, Kemal’ud Din, (İkmal’ud Din, c. 2, s. 483, (et-Tevkiat, Tevku’ur Rabi’, 45. Bölüm)

[9] Şeyh Tusi, el-Gaybet, s. 177

[10] Şeyh Hurr’ul Amuli, Vesail’uş Şia, c. 18, s. 101, (Kitab’ul Kaza, Ebvab-u sıfat’ıl Kazı, 11. Bölüm, 9. Hadis)

Velayet-i Fakih’in Delilleri (Birinci Bölüm)

İslamî İnançlarda Velayet-i Fakihin Yeri

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)