• Nombre de visites :
  • 3930
  • 8/9/2012
  • Date :

KUR'ÂN LİTERATÜRÜNDE ŞERİATIN ANLAMI

kurân literatüründe şeriatin anlami

ŞERİAT  [1]

Şeriat, yol anlamına gelir. Din ve millet de, tutulan yol anlamını ifade eden kavramlardır. Ancak Kur'ân'dan algıladığımız kadarıyla şeriat terimi, dinden daha özel bir anlamda kullanılmaktadır. Buna şu ayetleri örnek gösterebiliriz: "Hiç şüphesiz din, Allah katında Islâm'dır." (Âl-i Imrân, 19), "Kim Islâm'dan başka bir din ararsa, asla ondan kabul edilmez. O, ahirette kayba ugrayanlardandır." (Âl-i Im-rân, 85) Bunlara bir de şu ayetleri ekleyerek anlamsal farklılıklarını düşünelim:

"Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol belirledik." (Mâide, 48), "Sonra seni de emrimizden bir şeriat üzerine koyduk. Sen ona uy." (Câsiye, 18)

Buna göre şeriat, herhangi bir ümmet için veya bu ümmete gönderilen peygamber için hazırlanan, izlemeye elverişli hâle getirilen yol demektir. Ibrahim şeriatı, Musa şeriatı, İsa şeriatı ve Hz. Muhammed (s.a.a) şeriatı gibi. Din ise, bütün ümmetler için öngörülen genel ve evrensel ilâhî yol demektir. Bu açıdan şeriat neshedilebilir; ama geniş anlamıyla din değil.

Bu iki terim arasındaki bir diğer fark da, dinin hem bireye hem de topluluğa isnat edilebiliyor olmasına rağmen şeriatın kurucusu ve uygulayıcısı dışındaki herhangi bir bireye isnat edilemez olmasıdır.

Söz gelimi; Müslümanların dini, Yahudilerin dini, Müslümanların şeriatı, Yahudilerin şeriatı, denebilir. Allah'ın dini ve şeriatı, Hz. Muhammed'in (s.a.a) dini ve şeriatı da denebilir. Yine Zeyd'in dini, Amr'ın dini denebilir; ama Zeyd'in şeriatı ve Amr'ın şeriatı denemez. Bunun böyle olmasının nedeni, şeriat teriminin mastar anlamını, yani yolu hazırlanma ve düzenleyip belirginleştirme anlamını çağrıştırıyor olması olabilir. Dolayısıyla, Allah'ın hazırladığı yol veya falan peygamber ya da ümmet için hazırlanan yol denebilir; ama Zeyd için hazırlanan yol denemez. Çünkü bu hususta Zeyd'i ayrıcalıklı kılacak bir durum söz konusu değildir.

Her halükârda şunu anlıyoruz ki: Şeriat terimi, din teriminden daha özel bir anlamı ifade etmektedir. "O size, dinden Nuh'a tavsiye ettigini, sana vahyettigimizi, Ibrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettigimizi şeriat yaptı." (Şûrâ, 13) ayetiyle de bu değerlendirmemiz arasında bir çelişki yoktur. Çünkü ayetin ortaya koyduğu ve vurguladığı husus şudur: Islâm ümmeti için yasalaştırılan Hz. Muhammed'in (s.a.a) şeriatı, Allah'ın Hz. Muhammed'e vahyettiği hükümlerin yanı sıra Hz. Nuh'a, Hz. İbrahim'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya yönelttiği tavsiyelerin tümünden meydana gelmiştir. Bu, ya Islâm'ın önceki tüm şeriatların meziyetlerini bünyesinde barındırmasının yanı sıra fazlasına da sahip olduğunu ya da bütün şeriatların, hitap ettikleri ümmetlerin kapasiteleri açısından farklılık arz etseler de özleri itibariyle tek gerçekliğe sahip olduklarını vurgulamaya yönelik bir kinayedir. Nitekim hemen devamındaki şu ifade bu anlamı çağrıştırmakta ya da doğrudan vurgulamaktadır: "Dini dogru tutun ve onda ayrılıga düşmeyin." (Şûrâ, 13)

Devam


Kur’an-ı Kerim’de Tevhid -1

Kuranda Ahde Vefa -1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)