• Nombre de visites :
  • 985
  • 14/4/2012
  • Date :

İslam Tarihi Açısından Sıffin savaşı-1

islam tarihi açısından sıffin savaşı

“İnandıktan, Peygamber’in gerçek olduğuna şehâdet ettikten, kendilerine de açık hüccet geldikten sonra kâfir olanları Allah nasıl hidâyete erdirir? Allah zalim ve kâfirleri hidayete erdirmez.”‌ (Âl-i İmrân: 86)

Ehlibeyt Haber Ajansı ABNA- İmâm Ali (a.s) yârenleriyle birlikte Kufe’ye vardığında mescide gidip, orada toplanan halka bir hutbe irad ettiler. Minberde; “Allah’a hamd-ü senâ, Resûlullah’a ve soyuna salât-ü selâmdan”‌ sonra sözlerine şöyle devam ettiler:

 “Ey Kûfeliler, gerçekten de Müslümanlıkta üstünlüğünüz var; onu değiştirmediniz, bozmadınız. Sizi gerçeğe çağırdım, geldiniz; kötü işleri bırakıp iyiliğe koştunuz. Ancak hevâ ve hevesinize kapılmanızdan, elde edilmesi güç isteklere meyletmenizden korkuyorum. Hevâ ve hevese kapılmak, insanı gerçekten saptırır, olmayacak isteklere yönelmek adama âhireti unutturur. Bilin ki dünya, gittikçe elden çıkmaktadır; âhiret geldikçe yaklaşıp çatmaktadır. Her ikisinin de evlâdı var; siz âhiret evlâdı olun.“

 “Bugün iyi işlerde bulunmaya fırsat var; sorgu-suâl yok. Yarın ise sorgu-suâl var; iyi işlerde bulunmaya fırsat yok. Hamdolsun Allah’a ki dostuna yardım etti; düşmanını alt etti. Gerçeğe yardım edenleri yüceltti, sözünden dönenleri alçalttı.“

 “Allah’tan çekinin; Peygamberinizin «Ehl-i Beyt’in»den olup, Allah’a itaât edenlere itaât edin. Onlar Allah’a itaât ettikçe, itaât edilmeye herkesten fazla lâyıktır. Oysa ki halkın bir kısmı, şerefimizle şeref bulduğu halde emrimize karşı durdular, cezalarını da gördüler; daha da görecekler.“ “İçinizden bana yardımdan çekinenlerin, sözlerini tutmayın; onlarla görüşmeyin, görüşürseniz onları gerçeğe çağırınki Allah bölüğüne uysunlar.”‌

İmâm Ali (a.s) irad etmiş olduğu bu hutbe ile Kufe halkının İslâm’a olan teslimiyetlerini dile getirip onları övmüş ve bu bağlılıklarının devamı hususunda onlara nasihatlerde bulunup aldananlardan ve sırt dönenlerden olmamaları için uyarıda bulunmuştu. Ardından kendilerine ahireti hatırlatıp dünyanın geçici lezzetlerine kapılmamalarını salık vermiş. Bilâhare hak uğruna verilen mücadelenin nasıl zaferle sonuçlandığını belirtip batıl ehline karşı takınılması gereken tavrı hatırlatmış ve ardından Allah Resulü’nün (s.a.a) gerçek mümessili ve varisi olan Ehl-i Beyt’in velâyetini ve onların etrefında kenetlenilmesi gerektiğini vurgulamış bulunmaktadır.

İmâm Ali (a.s) yârenleriyle birlikte Kufe’ye yerleştikten ve Kufe halkı ile kaynaştıktan sonra hiç vakit kaybetmeden Muâviye’ye mektuplar yazıp elçiler gönderiyor. Bu girişimden amaçlanan, Muâviye’yi tutuşturmuş olduğu fitne ateşinden vazgeçirmek idi. Özellikle ilk mektupların oldukça yumuşak ve nasihat içerikli olduğunu müşâhede ediyoruz. İmâm‘ın (a.s) Muâviye’den istediği fitne ve nifak çıkarmaktan vazgeçmesi, işgal etmiş olduğu valilik makamını terk edip gelip kendisine biat etmesiydi.


Hz. Ali’nin Mazlumiyeti

Hz ALİ (s.a)IN KISACA HAYATI

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)