• Nombre de visites :
  • 812
  • 23/11/2011
  • Date :

İslam İnkılabının yabancı güçlere bağımlı olmaması -1

islam inkılabının yabancı güçlere bağımlı olmaması

Şubat 1979 tarihinde İslam İnkılabının zaferi ve İran İslam Cumhuriyetinin kurulması ülkenin tüm siyasi, sosyal, kültürel askeri ve ekonomik sahalarında temelli değişimler oluşturdu. İran Pehlevi rejiminin sultası döneminde belirttiğimiz tüm alanlarda tam manada başta Amerika olmak üzere yabancıları bağımlıydı. Bu yıkıcı bağımlılık sayesinde Müslüman İran halkının İslam İnkılabının tahakkuk bulduğu günlerde stratejik sloganlarından biri İstiklal, hürriyet, İslam Cumhuriyeti sloganıydı.

Birinci Pehlevi yani Rıza Şah iki dünya savaşı arası yıllarda Türkiye’nin laik sistemini örnek alarak İran’da hayata geçirmek istedi.

Fakat tesettürün kaldırılması ve Müslüman halk kitlelerin saygı ve güven gösterdiği ulemaya karşı aleni ve gizli mücadele sürdürmesine rağmen bu alanda pek önemli bir başarı sağlayamadı ve Müslüman İran halkının İslami kimliği Pehlevi rejiminin bu saldırılarından masun kaldı. 37 Yıl iktidarda bulunan ikinci Pehlevi Muhammed Rıza döneminde, İran toplumunun İslami kimliğinin yok edilmesi ve İslami değerlerin saptırılması yönünde Şah rejimi yeterince programlama zamanına sahipti. Bu arada soğuk savaş döneminin doğu ve batı blokları da bu çalışmada Şah rejimine destek vermekteydi.

 Ekonomik açıdan İran sadece petrol gelirine dayalıydı. Bu petrolün önemli bir bölümü batılı devletlere ve diğer bir bölümü de gizlice Siyonist İsrail rejimine satılmaktaydı. İran Petrol gelirinden milyarlarca dolar, sanayi, tarım veya baraj yapımı gibi temel sanayi alanlarında harcanması gerekirken Amerika’dan silah alımı veya batıdan özellikle Amerika’dan lüks tüketim mallarının alımına harcanmaktaydı. 1970’li yıllarda askeri teçhizat alımı cinneti şah rejimini baştan başa sardı.

 Şah, dünyanın dördüncü güçlü ordusunu kurma hayallerini kafasında tasarlamıştı ama bir ülkenin silahlı güçlerinin iktidar ve kudretinin ilk etapta bu güçlerin iman, şuur ve iradesine bağlı olduğu ve askeri teçhizatın sadece birer araç ve vesile olduğu ve ordu personelinin iman ve inancı olmaması durumunda bu teçhizat ve silahların da bir işe yaramayacağı gerçeğini bir türlü kabul etmek istemiyordu.

Kuşkusuz eğer şah İran’dan firar ettikten sonra hayatta kalıp da Saddam rejiminin tepeden tırnağa donatılmış ama imansız ordusunu İran’a karşı başlatılan savaşta görseydi veya aynı ordunun durumunu Irak’ı işgal eden Amerika ve İngiliz güçleri karşısında görseydi kuşkusuz kendi tüm askeri inancını  yeniden gözden geçirirdi.

Gerçi askeri silah ve teçhizatın varlığı önemlidir iman ve iradenin önemi çok daha fazladır ve imanlı güç askeri teçhizattan çok daha iyi yararlanabilir.


İslam İnkılabına Yönelik kuşkuların Giderilmesi -1

İslam İnkılabına Yönelik kuşkuların Giderilmesi -2

Dünyanın Kurtuluş Hareketlerinin İslam İnkılabını Örnek Edinmeleri -1

Dünyanın Kurtuluş Hareketlerinin İslam İnkılabını Örnek Edinmeleri -2

İran İslam İnkılabı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)