• Nombre de visites :
  • 712
  • 17/4/2011
  • Date :

Bidat nedir?-2

bidat nedir

Yukarıdaki açıklamalardan bazı insanların el ve ayaklarına sarmış kuruntudan ibaret birçok şüphe de hallolmaktadır. Örneğin dünyadaki birçok Müslüman Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) doğum gününü kutlamaktadır ve bir grup ise bunu bidat bilmektedir! Oysaki söylediklerimiz esasınca bidat ölçüsü bu hususa uyarlanmamaktadır; zira her ne kadar bu tür bir yüceltme ve sevgi ilanı şeriatta olmasa da yüce İslam Peygamberi ve onun ehli beytine (a.s) sevgi duymak İslam’ın kesin usullerindendir ve bu gibi dinsel bayramlar bu genel usulün gösterge ve yansımasıdır.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “De ki: Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum."[1] Ve yüce Peygamber şöyle buyurmuştur: “Sizden hiç kimse malı, evladı ve tüm insanlardan daha çok beni sevmedikçe iman etmiş sayılmaz.”[2] Bu ilke Müslümanların bireysel ve toplumsal yaşamlarının değişik boyutlarında gösterge ve yansımalar taşıyabilir. Doğum günlerinde kutlama yapmak söz konusu günlerdeki Allah’ın rahmet ve bereketinin nüzulünü hatırlama ve ilahî dergâha şükretme özelliği taşımaktadır. Bu fenomen (rahmetin nüzul gününde kutlama yapmak) önceki şeriatlarda da yer almıştır. Nitekim Kur’an’ın açık ifadesiyle Hz. İsa (a.s) Yüce Allah’tan kendisine ve yarenlerinden oluşan topluluğa semavî bir sofra indirmesini istemiş ve böylece sofranın inme gününü nesiller boyu kendisi ve müntesiplerince kutlamasını dilemiştir. “Meryem oğlu İsa, “Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize (zamanımızdaki dindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden (gelen) bir mucize olsun.”[3] Artı, iki emanet hadisi hükmünce imamların rivayetleri (a.s) şeriat kaynağı ve dinsel hükümler delillerinden sayılmaktadır. Dolayısıyla onların sözlerine uymak dine uymaktır ve bu dinde bidat çıkarma kategorisine girmez.

4. Bidatin manasına dikkat etmeyle kültürel, siyasal ve toplumsal meselelerde önemli bir rolü olan mühim bir konu anlaşılmaktadır ve o da batılın gerçek çehresiyle hiçbir zaman talip ve müşterisinin olmadığıdır; çünkü hiç ve boştur. O halde kendine dikkat çekmek için hakikat şekil ve rengine bürünmekte ve bir hakikat şeklinde görünmektedir. Çünkü tüm insanlar ve varlıkların hepsi hakikat ve gerçeği istemektedir. Tarih boyunca batıl cephesindeki en önemli faaliyet alanı kültür alanı olmuş ve bu yolla kendi çirkin çehresini güzel ve gerçek gösterme hedefini gütmüştür.


[1] Şura, 23.

[2] Camiu’l-Usul, c. 1, s. 236.

[3] Maide, 114.

Bidat nedir?-1

Kur’anın Tahriften Uzak Oluşu-2

Kur’an’ın Tahrif Meselesi

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)