• Nombre de visites :
  • 1914
  • 12/1/2010
  • Date :

Kapitalizmin Sonu(mu)

kapitalizm

Serdar TurgutAkşam

  Kapitalist üretim biçimi her dönemsel krize düştüğünde, bunun sistemin sonu olup olmadığı muhakkak tartışılır. Bunun son günlere özgü bir ortam olduğunu düşünenler tarih bilgisinden tamamen yoksundur.

Kapitalizmin sadece kendi doğal işleyiş biçimi nedeniyle dönemsel krizler üreteceği yolunda bir tespit vardır.

  Bunu sadece Marksist iktisatçılar değil sistemin ideologları da görmüşlerdir. Ancak iki tarafın bu bilimsel tespite tepkileri doğal olarak farklıdır.

  Sistemin organik entelektüelleri yani ideologları bu dönemsel krizlerin, kapitalizmin daha da güçlenerek sürmesini sağlayacağını düşünürler.

Marksistler içinde ise özellikle Troçkistler sistemin kendi iç dinamiği ile kriz yaratıp kendiliğinden çökebileceğini düşünürler.

  Troçkistlerin önemli fikir babalarından Ernest Mandel yazmış olduğu 'Geç Kapitalizm' (Late Capitalism) adlı kitabında, Karl Marx'ın 'Kapital' adlı eserinin 3. cildindeki yeniden üretim şemalarının, sistemin kendi dinamiği ile nasıl çökeceğini gösterdiğini iddia ederek teorik çerçeveyi kurmuş, buna dayanarak sistemin kaç yılda çökebileceğini hesaplamıştır.

  Tabii ki bu hesaplar hiçbir zaman tutmadı. Çünkü kapitalizm her büyük krizinden kendini yenileyerek ve güçlenerek çıkmayı başardı. Kriz dönemleri sadece sistemin çöküşü için uygun ortamı yaratıyordu. Bu ortamda eğer çöküş için çalışacak siyasi irade yoksa, çöküşün kendiliğinden olması da gerçekleşmiyordu.

  Dahası, kapitalizm her büyük krizinde dönemine uygun yeni mücadele araçları sistemleri de kurmuştu.

Keynesyen doktrininin 1929 büyük buhranına tepki olduğu açıktır. Bugün hâlâ önerilen selektif müdahalelerin aynı Keynesçi model çerçevesinde olduğuna dikkat çekmek istiyoruz.

  Bu arada yeni bir model tartışmasının da başlaması çok doğal ve sağlıklıdır. Benim gibi daha rasyonel ve huzurlu bir ekonomik model olarak sosyalizme inancını hiç yitirmemiş bir insan için yeni arayışlara girilmesi abestir.

Son yıllar göstermiştir ki; kapitalist sistemin özgürlükçü sosyalist politikalardaki hükümetlere ve bunların uygulayacağı, emredici olmayıp yol gösterici olan ve bir yandan da ezilenleri de koruyacak planlı-programlı ekonomik modellere ihtiyacı vardır.

kapitalizm

  Görünen odur ki; tamamen kontrolsüz ve yapanın her yaptığının yanına kâr kaldığı ekonomik modelin sonu kesin olarak gelmiştir. Şimdi dünya ölçeğinde başlatılan arayış, mutlaka daha rasyonel bir ekonomik model kurulmasıyla sona erecektir.

  Yani yine kapitalizmin ince ayarının yapılacağı bir döneme giriyoruz. Bu arada Batı demokrasilerinde sosyalist partilerin tekrar güçlenmeye başlamaları da sürpriz olmayacaktır. (Avrupa sosyalist partileri mesela).

Türkiye'de kendi ekonomik politikasını kapitalizmin ilkel birikim döneminde bırakmış olan (primitive accumulation) AKP'ye alternatif çıkarabilecek özgürlükçü bir sosyalist hareketin bulunmaması çok üzücüdür.

  AKP ilkel birikim döneminde kaldığında ve o döneme özgü mekanizmalarla kendi organik sermaye çevrelerini yaratmakla meşgul olduğundan, dünyada başlamış olan düşünce üretme ve yeni fikirler ortaya atma sürecinin maalesef dışında kalacağız gibi geliyor bana.

  (Bu arada sonunun geldiği söylenen Amerikan ekonomisinde bu son krizin hiç de karşılaştıkları en büyük kriz olmadığını hatırlayalım. 1929 krizi çoğumuza çok uzak tarih olarak gelebilir ama krizin şimdi aslı vurmakta olduğu New York şehrinin 1970'li yılların sonunda iflas etmiş durumda olduğunu ve ondan sonra olanları bir hatırlarsak, kapitalizmin dayanma gücünü çok daha iyi anlarız diye tahmin ediyorum. Bu yakın tarih yazısını ise yarın okuyabilirsiniz).


İslâm Ve Ekonomik Sorunlar 2

Roger Garaudy ve İslam Dini

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)