• Nombre de visites :
  • 19889
  • 22/2/2011
  • Date :

Sosyal Ahlak İlkeleri

sosyal ahlak ilkeleri

Eser Adı:          Sosyal Ahlak İlkeleri

Orijinal adı:     Ahlâk-ı Muaşeret

Yazar:              Cevad MUHADDİSİ

Yayınevi:         İmam Ali (a.s) Müessesesi

Hepimiz, hayatımızın samimiyet, sıcak kanlılık ve mutlulukla dopdolu olmasını istiyoruz.

İnsan hakları ve saygınlığının mahfuz kalmasını, sosyal ilişkilerimizin Kur’ân kültüründen ve İslam mektebinin talimatlarından neşet etmesini arzularız.

Bu, yani “mektebi bir yaşam.”

İnsanî ilişkilerin istikrarı ve sağlamlığı, toplumdaki bireylerin karşılıklı haklarından alınan nüktelere riayet etmeye bağlıdır.

Nasıl yaşama ve başkalarıyla nasıl bir diyalog kurma hakkında, “sosyal ahlâk ilkeleri” kapsamına giren bazı nükteler vardır.

Batı kültürünün aksine, dinî kültürümüzün muhteva ve ruhu; “ilişki”, “samimiyet”, “yardımlaşma”, “hemdert olma” ve “sevgi” üzerine kuruludur. Bu iftihar dolu kültürün cilveleri de İslam’ın ahlâkî talimatlarında görülmektedir.

Mektebî yaşayış, bu yol gösterici talimatların tanınması ve yaşamın değişik sahnelerinde uygulanması sayesinde mümkündür; slogan ve iddia ile değil.

Bizim yaşam ve sosyal ilişkilerimiz, dinimizin ahlâkî konulardaki bu çeşit yol göstericiliklerine ne kadar uygun ve bağlı olursa, hayatımız da o kadar “mektebî” olur.

Müslüman; dini kültürünün esas ve sünnetleri çerçevesinde öyle bir şekilde yaşamalı ki,  tam bir cesaret ve iftiharla, din imzasını bütün davranışlarına atabilmeli, yaşamı İslam etiketi olmalı, aile ve toplumda İslamî örneği kendi hayatına yansıtmalıdır.

Karşılaşma âdabı, görüşme ve ziyaretler, ailesel ve dostluk gidiş-gelişleri, değişik kesimlerle olan konuşma ve davranışlar, dostluk şekilleri ve onun sınır ve ölçüleri, başkalarının haklarını gözetmek, edep, teşekkür ve ihtiram, sosyal ahlâk ilkelerinin bariz örneklerindendirler.

Bu çeşit sosyal ilişkiler, çeşitli unvanlarla ve çeşitli şartlarda gerçekleşmektedir. Bunlar, akraba ve yakınlarla olan ilişkilerde bazen “sıla-yı rahim” şeklindedir. Hastalara karşı bazen “hastanın halini sorma” adıyla gerçekleşir. Bazen müslüman erkek ve kız kardeşlere, bazen komşulara ve bazen de yoksullara karşı “ziyaret” adını alır. Bazen ziyafet eksenli ve bazen de uzak ve yakın yolculuklar, hediye götürme ve yolculuk armağanı getirme şeklindedir. Bazen de evlilik törenine katılma veya ağıt ve matem merasimlerine iştirak etme ve başsağlığı dileme şeklindedir

Her halükarda bütün bunlar, irtibatların ve sosyal ahlâkın görünümleri olup her insanın insanî ve ahlâkî kültürünün kaynağının göstergeleridir. İslam da bu konular hakkında birçok söz söylemiş ve kılavuzluklarda bulunmuştur. İşte bu kitapta, dinin bu konular hakkındaki maarif ve öğretilerinden bir kısmını gözden geçireceğiz.

Öz kültürümüzü ve dini hüviyetimizi korumayı, iftiharla ve başı dik bir şekilde yabancı kültürün sultasından kurtulmakla vahiy mektebinin armağanları vasıtasıyla hayatımızı ve ilişkilerimizi Kur’ân ve Ehl-i Beyt’ten alınmış değerler esasına göre düzenlemeyi ve gelecek nesillere de edep ve ahlâkı miras bırakmayı temenni ederiz.

İnsanlarla yapılan sosyal ilişkilerde, dinin ahlâki ilkelerinden toplanmış olan elinizdeki bu kitap, ilkin 1997-99 yılları arasında “Peyam-i Zen” isimli dergide “Ahlâk-ı Muaşeret” konu başlığı altında yayınlanmış ve tekrar gözden geçirilerek sizlere sunulmuştur.

Cevad Muhaddisi

Qom - Mart -1999


Ehl-i Beyti Sevmek

Usul-i Din

TEŞRİH VE MUHAKEME

İslamî Bir Devlet İstiyoruz

Ümit Sabahı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)