• Nombre de visites :
  • 2963
  • 16/1/2017
  • Date :

Kuzey İran’da Bir Doğa Turizm Cenneti: Mazandaran Eyaleti (Teberestan)

kuzey iran’da bir doğa

 

Mazenderan 24.000 km2 yüz ölçümüne sahip bir bölgedir. Kuzeyinde Hazar denizi, güneyinde Tahran, Semnan, Gazvin, doğu ve batısında Gilan ve Golestan yer alır. Merkezi kenti Sâri’dir. Amol, Babol, Babolşer, Behşehr, Tenkabon, Cuybar, Çalus, Ramser, Sebatkuh, Ghayemşehr, Gulgah, Mahmudabad, Neka, Nur ve Nurşehr olmak üzere 16 ilçesi vardır. Mazenderan’a bağlı 44 bölge, 51 kent, 113 koy, 3697 mezra vardır. 

Sâri 

Mazenderan’in merkezi olan Sâri, hicri dönemin ilk yüzyılında Ferhan İbni Dabuye zamanında yeniden inşa edilmiştir. Sâri kentinin Ulu Camisi hicretten sonra 140 yılında Ebul Hatip adına yapılmış ilk İslam binasıdır. O yıllarda Teberestan olarak anılan kente büyük bir cami daha inşa edilmiştir ki bu cami Harun Reşit döneminde başlamış ve Maziyar İbni Harun zamanında bitirilmiştir.

Sâri kenti Ispehbedan’dan döneminde başkent olmuştur. Hicretten sonra 298 yılında Hazar denizinden gelen bazı topluluklar kenti yakmış ve yok etmiştir.

Sultan Muhammed Kharezmsah Mogol döneminde kent tamamen yok olmuştur. Mostefevi döneminde I.Şah Abbas önemli binalar inşa edildi. Zendiye döneminde Teberestan’ı ele aldığında başkent Sâri’den Barforush ( Babol)’ a taşınmıştır. Ağa Muhammede Gacar döneminde ( 1211 hicri ) Sâri yeniden başkent olmuştur.

1120’de olan depremde kent gerek yerli halkından gerekse kentsel yapı bütününden ( önemli binalarından) çok kayıplar olmuştur. İçinde bulunduğumuz yüzyılda demiryollarının revize edilmesi ve benzer yapılanmalarla kent sahip olduğundan daha önemli bir konuma gelmiştir.

Amol 

Mazenderan’da en eski kentlerden birisidir. Bazı tarih ve coğrafya araştırmacıları bu kentin Pishdadyan ve Kiyaiyan döneminde kurulduğunu öne sürmektedir. Yapılan arkeolojik çalışmalarda elde edilen arkeolojik kalıntı ve sikkelerden Sasani döneminde Amol’un bir başkent veya yönetim merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Abbasi Halifesi Mehdi döneminde kent İslam dinine geçmiştir ve kentin oluşumu bundan sonra böyle şekillenmiştir ki bu dönemden sonra kentte yapılan binalarda bu etkilere rastlanmaktadır. 7.yy’ın başlarında Hüsammeddin Erdeşir Teberestan’in merkezini Sâri’den Amol’a getirmiş ve kenti sarayını burada inşa ettirmiştir. 795 hicri yılında Timur Gürkani Amol ve Sâri’yi gasp etmiştir ve en önemlisi Mahan kalesi olan 3 kaleyi yok etmiştir. Bundan sonra Amol kenti kötüye gitmiştir. Şu andaki Amol eski Amon’un yakınında kurulmuş kuzey İran’da görülmesi gereken önemli bir kentti

Babol

İlk adi Mamtir’dir. 10. hicride ismi Barforush olmuştur ki bu isim, mal satılan yer anlamındadır. Muhammed Halid döneminde kente kapalı çarşı ve beraberinde yer alan binaların inşa edilmiştir. 160 hicride Maziyar Harun kentin Ulu Camisini bitirmiştir ve yine bunun dışında Maziyari Harun camiler, medreseler, konaklar, saraylar vb. Önemli yapılar inşa ettirmiştir. Bu, kentte ticari bir merkez oluşmasına neden olmuştur ve bunun beraberinde kentin dahada gelişmesine neden olmuştur. Güneyinde Erem Bağı yapıldı, ticari anlamda Sovyetlerle Babolsel Limanı ile çok alışveriş yapıldı.

Babolser

Eski adi Meshedser’dir. İmamzade İbrahim Ebu Cevab’in lakabı Ether’di ve İmam Rıza’nın erkek kardeşi idi. Kent yaklaşık 100 yıllık bir kenttir ve Babol Nehri kıyısında yerleşmiştir. Bir liman şehri olduğundan ötürü özellikle Sovyet Rusya ile deniz ticaretinde etkin rol oynamıştır. Rusya ile ticaretin azalması ile Türkmen, Noşehr ve Enzeli limanları oluştu ve Babulşehr eski önemini yitirdi. Şimdilerde yeniden canlanıp turistik bir nitelik kazanan önemli bir kenttir.

kuzey iran’da bir doğa

 

Behşehr

Eski adi Kherguran’dir. Bu kenti Sah Abbas satın alıp buraya önemli bir kent kurulmasını buyurmuştur. 1021 hicride kentin oluştuğu bilinmektedir. Kurulan bu kentin adi Esrefgalbelad olmuştur. Birkaç bin Gürcüler buraya yerleştirildi. Savaş dönemlerinde Türkmenler, Afgan ve Zend ordularının iç savaşlarında kent oldukça hasarlar görmüştür ki bunların art arda olması kalıcı etkiler bırakmıştır. Bu kentin halkı farklı etnik gruplardan oluşmaktadır ki en çok gürcü göçmenler, Kafkaslar ve Taleshi ve İran’lıların Sat kabilelerinden oluşmaktadır.

Tenkabon Kenti 

Daha evvel Gilan kentine bağlı idi. Doğu sınırı Tuz Abrud Nehridir. Hürrem Abad ( Sah Savar ) hükümdarı 2000 Gashgai ile yaz dönemlerinde burada yerleşirdi. Kalıntılardan edinilen bilgiye göre bölgede farklı kültürde bir uygarlığın yasadığı fikrine varılmaktadır. Gacar döneminde adi Feyz olarak geçmekte olan kentin adi Tenkabon yapıldı.

Çalus 

Çok eski kentlerdendir. Hazar denizinin kıyısındadır. Eski adi Dos Salus Ya Shalus dur. Çevresinde Kebire ve Keçe isimli iki kent yer almaktadır. Coğrafya yazarları kentin çok önemli bir konumu olduğunu söylemektedir. Muhammed İbni Ovis Çalus’a hükümdar olarak seçilmiştir. Muhammed İbni Ovis kendisi Royan kentine geçerken oğlu Ahmedi Çalus kentinde hükümdar yapmıştır. Dönemler içinde gerçeklesen savaşlarda kent oldukça tahrip görmüştür ve bu büyümesini engellemiştir. 1930’larda yenilikler yapılarak turistik bir kent oluşturuldu.

Ramser 

Ormanın eteğinde ve hazarın kıyısındaki çok eski kentlerden biridir. Tahminen 10 yüzyıldır bu kentin var olduğu söz konusudur. Ramser 1310 hicri’ ye kadar Sekhd Ser isminde bir nahiye idi. Bu yıldan sonra değişiklikler oldu ve kente hep yabancı turistler önem verdi. Bu nedenle marka bir Turistik kent oldu. Dehl gölü Şelalesi en çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Bu kent köy, dereler ve dağlardan oluşmaktadır.

Sebatkuh

Kentin coğrafyası dere ve dağlardan oluşur. Doğası çok ilginçtir. İkliminden dolayı bitki örtüsü oldukça zengindir. Tarihi binaları oldukça çoktur ve en önemlisi örneği Veresk Köprüsü, birçok sayıda mağaralar, Şapur Köprüsü (Şirgah Kentinde)’dür.

Ghayemşehr

Kentin adı daha evvel Ali Abad idi. Kentte önemli bir türbenin yer alması daha evvelki ziyaret edilme nedeni olarak esastır. 1326 Hicri’ye dek bu türbe varlığını sürdürdü ancak şu anda hiçbir eser kalmadı ve aynı şekilde kentte önemli bir sarayında varlığından eser kalmamıştır.

Çok eski bir dokuya sahip bir köy çevre köylerle birleşerek birleşmiş ve Şahi kentini oluşturmuştur( Hicri 1314). Günümüzde Ghayemşehr bir sanayi kenti olarak karşımıza çıkar. Sari ve Amol arasındaki bir nahiyeden söz edilir ki adı Çemnu ya da Cemno olarak geçer,  söylenir ki bu kent Ghayemşehr kentidir. Kentin kuruluşu Sasani veya Teberestan dönemlerine uzanır.

Mahmudabad 

Mahmud Abad hazar denizinin kıyı kentlerindendir. Amol kentine bağlı, Rusya ve İran arasında ticaret bağlantısının sağlandığı önemli bir kent idi. Newşehr ve Anzali limanları açılınca bu kent liman ticaretindeki değerini yitirdi ve eskisi gibi göz önünde olamadı. Ancak yinede günümüzün önemli turizm kentlerindendir.

Neka 

Neka kenti için, tarihi ve coğrafi olarak Gacar dönemine kadar herhangi bir bilgi elde edilememiştir. Coğrafya yazarları İslam’ın başlangıç döneminde Neka’ya yakın bir şehirden söz ederler ki, bu kentin adı Mehriban veya Mirdan olarak geçer. Düşüncelere göre bu kent bir mahalle büyüklüğündeydi ve genişleyerek Neka Kentini oluşturmuştur. Neka nehri üzerinde kültürel bir miras olarak bir ahşap köprü yer alır, ancak bu çok eski olmamakla 70 yıllık geçmişe sahiptir. Bu kent demiryolları üzerindedir ve karayolları üzerinde merkez turizm kentidir. Turizm dışında, sanayisinde ahşap işlerinde gelişme göstermiştir. Yine Mahmud Abad’ta petrol rezervleri oldukça fazladır ve elektrik santralleri vardır. Bu nedenle İran’ın göz önünde olmayan önemli kıyı kentlerindendir.

Nur

Daha önceleri adı Suldeh idi. Batı Mazenderan’ın en eski kentlerindendir. Şimdilerde adının Nur olarak anılması kentin sınırlarında yer alan Nur nehrinden gelmektedir. Bu göl ise, ışığın suya yansımasıyla oluşan görüntüden dolayı Nur Gölü olarak adlandırılmıştır. Yer altı madenlerince zengindir. Kent gelişmiş ve doğa güzellikleri bol olan bir kenttir.

Noşehr

Daha önceleri ismi Hacek veya Haçek olan bir kasabadır. Kıyı şeridinin elverişli olması nedeniyle ticari gemiler burayı sıkça ziyaret ederdi. Muhammed Velihan Tenkabuni’nin babası Habibullah Han Halledberi Serdar’ın ilgisini çok çekmiştir. Bu nedenle bir dönem adı Habib Abad olarak anıldı. Habib Abad oldukça gelişmeler göstermiştir ve bununla beraber Farsçada ‘’yeni’’ anlamına gelen No kelimesinin ve şehir kelimesinin birleşmesiyle Noşehr adını almıştır. Yollar,binalar ve kentin gelişimi devam edince yeni bir liman ve iskeleler yapıldı.

Derleyen ve Farsça- Türkçe Çeviri 

Dr. Mona PAŞAPUR ( Y. Mimar / Şehir Plancı ) – Muğla Üniversitesi

Seda Şahin (mimar)

Mimdaporg

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)