• Nombre de visites :
  • 1491
  • 16/9/2009
  • Date :

ŞİA VE SAHABE (5)

şia

  Yukarıdaki ayetlerden anlışılan şudur ki, Peygamberle beraber ve birlikte olmak kişinin makamının yüceliğine ve salim imanına delalet etmez.

Fakat Peygamberin sahabeleri hakkında naklolunan rivayetlerin yanı sıra, Peygamberin zevceleri tarafından da mezkur, rivayetlerden daha şiddetli rivayetlerde nakledilmiştir.

 İbni Abbas şöyle diyor; Bir yıl geçmesine rağmen, ben Ömer’den Peygamberin aleyhine plan döken o iki kadını sorma fırsatı arıyordum; ama ondan çekiniyordum. Bir gün, o bir eve giderek (o evin bahçesinde) büyük bir ağacın altında oturdu, oradan çıktığı zaman ona sordum, şöyle cevap verdi; Aişe ve Hafsa. Sonra şöyle dedi; Biz cahilliye döneminde kadınlara değer vermiyorduk ama İslam geldiğinde Allah onları da hatırlattı. Biz, işlerimizde onlardan yararlanamayacağımız halde, onların bizlerde haklarının olduğunu öğrendik.

  Her halükarda, bir gün ben ve eşim arasında bir sohbet geçti. O sert bir üslupla, öfkeyle benimle konuştu, ben ona dedim ki, Senin aslın ve soyun iyi değil. O şöyle dedi; Sen, kızın Allah Resulüne eziyet ettiği halde bu sözleri bana mı söylüyorsun! Bunun üzerine ben Hafsa’nın yanına giderek onu uyardım ve sakın ola ki; Allah ve Resulüne itaatsizlik edesin diye ikazda bulundum. [1]

  Peygamber Efendimizden Aişe’nin şöyle dediği naklolunmuştur; Allah Resulü Cehş’in kızı Zeyneb’in yanında bal yiyor ve bir müddet orada kalıyordu. Ben ve Hafsa anlaşarak, hangimiz onu ilk olarak görsek, Ona (Peygambere) sen meğafir (ağaç sırası) yemişsin ve ağzından meğafir kokusu geliyor demeyi kararlaştırdık. Hazret buyurdular ki; hayır böyle değil ben Cehş’in kızı Zeyneb’in yanında bal yiyordum ve bir daha yemeyeceğim. Ben seni yemine veriyorum ki; (bunu) başkasına haber vermeyesin. [2]

  Yine Aişe’nin şöyle dediği naklolunmuştur;

Peygamberin zevceleri iki gruplardı. Bir grupta, Aişe, Hafsa, Safiyye ve Sude bulunuyor ve diğer bir grupta ise Ümmü Seleme ve Peygamberin diğer hanımları bulunuyordu. [3]

  Yine Aişe’den naklolunmuştur ki; Ben, kendilerini (mehirsiz ve şartsız olarak) Allah Resulüne bağışlayanları kıskanıyor ve şöyle diyordum; Bir kadın kendisini nasıl olarak bağışlayabilir? Böylelikle şu ayet nazil oldu, Bunlardan dilediğini bırakabilirsin, dileğini de alabilirsin ve bıraktığını tekrar almada bir vebal yok sana.’ [4]

şia

  Bunun üzerine ben şöyle dedim; Ben hayretlere kapıldım ki; Senin istediklerine Rabb’in anında icabet ediyor. [5]

Yine Aişe şöyle diyor; Hatice’nin kız kardeşi ve Huveyli’din kızı Hale, Peygamberin yanına gitmek için izin istedi. O Hazret Hatice’yi hatırlayarak şöyle buyurdu; Ya Rabb’i, bu Hatice’nin kız kardeşi, Hale’dir. Ben bu söze bozularak şöyle dedim; Ne oldu ki; Kureyş’in yaşlı kadınlarından olan bir yaşlı kadını anımsıyorsun? Oysa o kadın yıllar önce ölüp dünyadan gitmiş ve Allah ondan daha iyi bir kadını sana bağışlamıştır. [6]

  Aişe’nin başka bir sözü de şöyle naklolunmuştur;

Peygamberin hanımları arasında hiçbirisine Hatice gibi gıpta etmiyor ve kıskanmıyordum; Oysa onu görmemiştim. Ama Peygamber onu çok yad ediyordu. Hatta Peygamber bazen bir koyun keserek onun etini küçük-küçük kesiyor ve onları Hatice’nin hayrına millete dağıtıyordu.

  Ben bazen ona diyordum ki; Dünyada Hatice’den başka kadın mı yok?

  Ama O diyordu ki; Hatice şöyleydi-böyleydi. Evladım Ondandı. [7]

  Sahabenin tamamını adil bilenlerin delillerinden bir tanesi, iddialarına göre Peygamberin şu buyruğudur;

‘Benim Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz.’

   Başka bir rivayette şöyle bildirilmiştir; ‘...Onların her birinin sözünü dinleyin...’

  Ehl-i Sünnet, sahabenin tamamının masumluğunu kabul etmemektedir. Ama yukarıdaki hadisin sahih ve doğruluğunu kabul edenler sahabenin hepsini masum görmektedirler. Sahabeden çoğunluğunun adaletsizliğini ortaya koyan rivayetler, genelde Peygamberin yanında uzun bir müddet kalan sahabeler hakkındadır. Hal böyleyken, acaba Peygamber ile az bir zaman beraber olan sahabenin, sırf beraberlik ve sahabelik unvanı ile adaleti nasıl bir konum taşıyabilir? Acaba bu abartmaların ve boş sözlerin sebep ve anlamı nedir?


[1] Sahih-i Buhari, c.7, s.489, Kitab-ul libas

[2] Sahih-i Buhari, c.6, s.404, Kitab-ut tefsir

[3] Sahih-i Buhari, c.3, s.454, Kitab-ul Hibe

[4] Ahzab,51

[5] Sahih-i Buhari, c.6, s.295, Kitab-ut Tefsir

[6] Sahih-i Buhari, c.6, s.295, Kitab-ut Tefsir

[7] Sahih-i Buhari, c.5, s.104, Kitab-u Menakib-ul Ensar

ŞİA VE SAHABE (4)

ŞİA VE SAHABE (3)

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)