• Nombre de visites :
  • 2234
  • 4/8/2008
  • Date :

İmam Mehdi Hükümetinin  Hedefleri

ya aba saleh-al-mehdi

    Varlık âleminin yaratılmasındaki gaye, insanın kemale ulaşması ve mükemmelliklerin kaynağı Hz. Hak Taala’ya layıkıyla yaklaşmaktır. Bu büyük amaca ulaşabilmek için maddi ve manevi bütün araç ve gereçlerin hazır olması gerekir. İmam-ı Asr’ın (a.f) evrensel hükümeti, Allah’a yakınlaşmanın alt yapılarını hazırlayacak ve bu yolda insanların önlerinde olan engelleri kaldıracaktır.

    İnsan, maddi ve manevi olmak üzere iki boyuttan oluşmaktadır. Bundan dolayı ihtiyaçları maddi ve manevi olarak iki kısma ayrılmaktadır.  İnsanın kemale ulaşabilmesi için her iki boyutta da ölçülü ve hesaplı hareket etmesi gerekir. İlahi hâkimiyetin en büyük hediyesi olan “Adalet” ilkesi, insanın maddi ve manevi yönde sağlıklı bir şekildeki olgunlaşmasının en büyük garantisi olacaktır.

    On ikinci imamın (a.f) hükümetinin hedefleri, manevi olgunlaşma ve adaletin uygulanıp yayılması olarak iki alanda incelenebilinir.

     Manevi Olgunlaşma

      Açıklanan yüce ve değerli hedeflerin daha net anlaşılabilmesi için, tarih boyunca tağut düzenlerin hâkim olduğu dönemlerdeki insanların yaşantılarına göz atmak gerekir.

    Tarih boyunca insanoğlunun ilahi hüccetin hâkimiyetinden uzak olduğu dönemlerde maneviyat ve manevi değerler nasıl bir konuma sahip olmuştur?

     Acaba insanoğlu yolunu kaybetmemiş midir? Maneviyatın yıkılışı yolunda adım atmamış mıdır? İnsanlar, nefsanî isteklerine ve şeytanın vesveselerine uyarak hayatlarındaki güzellikleri bir bir unutmamışlar mıdır? Onları, kendi elleriyle şehvet kabristanlığına defnetmemişler midir?

    Temizlik, sadakat, doğruluk, yardımlaşmak, affetmek, fedakârlık, ihsan, iyilik gibi değerler, yerlerini heva ve hevese uymak, şehvete düşkünlük, yalan,  kibir, kendini beğenmek, ihanet, cinayet, aşırı istek vb… gibi yanlış kavramlara bırakmıştır.  Tek bir cümleyle şöyle özetleyebiliriz; Şuanda insanoğlu yaşadığı bu zaman diliminde maneviyatın büyük bir çöküntü içinde olduğuna şahit olmaktadır. Ne yazık ki dünyanın birçok yerinde ve birçok insan için artık maneviyat bir anlam ifade etmiyor.

ya aba saleh-al-mehdi

    Allah’ın son imamının hükümeti, manevi değerlerin yeniden diriltilmesi için adım atacaktır. Ölmüş canlara yeniden can vermek için çalışacaktır. Meleklerin secde ettiği insan, bu ilahi hükümet içinde gerçek hayatın ne demek olduğunu ve ne kadar tatlı olduğunu anlayacaktır. İnsanlara ta başından beri böyle bir hükümet bayrağı altında yaşamak istedikleri hatırlatılacaktır. İnsanlar, iyilikler ve güzelliklerin tatlı kokusunu soluyacaklardır.  Bu hükümet, insanlara, yeni ve farklı bir hayat sunacaktır. Nitekim yaşam, gerçek manasını İmam Mehdi (a.f) hükümetinde bulacaktır.

“Ey iman edenler! Peygamber sizi, sizlere hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah’a ve Resul’e icabet edin.”[1]

    Bu bakımdan insanoğlunu hayvandan ayıran manevi hayat, insanın en yüce, asıl ve gerçek boyutunu oluşturacaktır. Zira insan böyle bir boyuta sahip olmasından dolayı “Âdem” olarak adlandırılmıştır. İşte böyle bir hayat ve boyut insanı, yaratanına yakınlaştırıp ulaştıracaktır.

    Allah’ın son hüccetinin hâkim olduğu dönemde, özellikle insanın bu boyutuna çeki düzen verilecektir. İnsani değerlerin hepsi, yaşamın her boyutunda yenilenip canlılık ve tazelik kazanacaktır. Sefa, samimiyet, fedakârlık, vefa,  doğruluk, dürüstlük ve kısacası iyilik olarak adlandırılan her şey bütün dünyayı kaplayacaktır.

    Elbette böyle büyük bir hedefe ve aydınlık geleceğe ulaşmak için düzenli ve kapsayıcı bir program gerekmektedir. Bunun hakkında da sonraki bölümlerde açıklamalarda bulunacağız.

     Adaletin Yayılması

    İnsanların asırlar boyunca aldığı en büyük darbe toplumsal alanda yapılan zulümlerden kaynaklanmıştır. Beşeriyet, daima değişik alanlarda hakkına ulaşmak yolunda mahrum bırakılmıştır. Hiçbir zaman maddi ve manevi nimetler insanlar arasında adil bir şekilde dağıtılmamıştır. Her zaman karınları yemek ile dolup taşmış insanların yanında aç susuz insanlar olmuştur. Binlerce metrekarelik yerler üzerine inşa edilmiş saraylar, villalar ve köşklerin yanı sıra her zaman çadırlar, kulübeler ve taşlar üzerinde uyuyan insanlar olmuştur. Altın, para, makam ve kudret sahipleri zayıf ve zavallı insanları kendilerine köle etmişlerdir. Beyaz insanlar, zenci insanların üzerine sadece tenleri siyah olduğu için ölüm ateşi yağdırmıştır. Ne yazık ki her zaman zayıfların, zavallıların ve çaresizlerin hakları, zorbaların, zalimlerin ve fesatçıların ayakları altında çiğnenmiştir. İnsanlar, her zaman adalet ve eşitliğe ulaşmak için gün saymakta ve adaletin kendini göstereceği günü beklemektedirler.

    Bu bekleyişin sonu, İmam Mehdi’nin (a.f) kutlu hükümetidir. O, en büyük adalet önderi olarak âlemde hayatın bütün boyutlarında ne pahasına olursa olsun adaleti yayacaktır. Bu tatlı hakikat, onun geleceğini bildiren birçok rivayette müjdelenmiştir.

    İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurmuştur:

“Dünyanın sona ermesine sadece bir gün kalmış olsa bile, Allah o günü, çocuklarımdan birinin zuhur etmesi ve yeryüzünü zulümle dolmuş iken adaletle doldurması için uzatır. Ben, Peygamber’den (s.a.a) böyle işittim.” [2]   

    Bu manayı ifade eden yüzlerce rivayet vardır. Bu rivayetler, evrensel adalet hükümetinin kurulmasına ve Allah’ın son imamının hükümetiyle zulmün yeryüzünden kaldırılmasına işaret etmektedir.

    Adalet, İmam Mehdi’nin (a.f) en belirgin özelliklerindendir. Bazı dualarda, İmam Mehdi (a.f )  bu lakap ile tanıtılmıştır:

“Allah’ım, umut ve adalet kıyamcısı olan beklenen veliye salât ve selam gönder.”[3]

    Evet, O adaleti devriminin en temel ilkesi edinmiştir. Çünkü adalet, insanın bireysel ve toplumsal hayatında müreffeh bir yaşama ulaşması için en büyük faktördür. Yeryüzü ve üzerinde yaşayanlar adil olmazlarsa yaşadıklarını zanneden ruhsuz ölüler gibi olurlar.

    İmam Kazım (a.s) aşağıdaki ayetin tefsirinde şöyle buyurdu:

   “Biliniz ki Allah yeryüzünü öldükten sonra diriltir.”  [4]  

 “Maksat, yeryüzünün yağmurla diriltilmesi değildir. Allah, toplumda adaleti uygulayıp yayacak insanları [5] gönderecektir. Adaletin (camiada) canlanması ve dirilmesi ile yeryüzü de dirilecektir...”

    “Yeryüzünün dirilmesi” tabiri mehdevi adaletin bütün dünyayı kapsayacağına ve bir bölgeyle veya bazı kişilerle sınırlı olmayacağına işaret etmektedir.

-----------------------------------------------------------------

[1]- Enfal, 24

[2]- Kemalu’d-din, c.1, bab.30, h.4,  s.584

[3]- Mefatihu’l-Cinan, İftitah Duası.

[4]- Hadid, 17


Hadislerde Hz.Mehdi (a.s.)

İmam Mehdi Dinin Korunmasına Vesiledir

İmam Mehdi Ümit Kaynağıdır

Hz.Mehdi Nasıl Tanınacak?

Hz. Mehdi (a.s)’ın Doğumu

Bekleyişin İslami Öğretilerindeki Yeri

MEHDİ’NİN ZUHURUNUN ALAMETLERİ

Yeryüzü Asla Hüccetsiz Kalmaz

KAYIP İMAMI BEKLERKEN

KUTLU BEKLEYİŞ 

Zuhuru Bekleyenlerin Vazifeleri  

CİHAN ZUHURUN EŞİĞİNDE  

ZUHUR ZAMANI 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)