• Nombre de visites :
  • 1160
  • 20/8/2016
  • Date :

Çocuk Terbiyesinde İki Nükte (2)
 
çocuk terbiyesinde iki nükte (2)

Bu durumda büyük çocuk tehlikeyi hisseder ve beklenmedik misafirin kendisinin rakibi olduğunu, huzurunu bozduğunu, anne ve babasına sahiplendiğini hisseder. Bu davet edilmemiş misafiri sevmediğini ve ondan intikam alması gerektiğini hisseder. Fakat bebek, anne ve babasının himayesinde olduğu için onu kabul etmek zorunda kalır. Bu durumda büyük çocuk anne ve babasının ilgisini çekmek için kendini hastalığa vurabilir, hiç bir nedeni yokken kendini yere atabilir, bahaneyle yemek yemeyebilir, küsebilir, ağlayabilir, altını ıslatabilir.
 
 
Mazlum düştüğünü sanan bu çocuk o zamandan itibaren kardeşine kin beslemeye başlar ve ondan intikam almak için uygun bir fırsat kollar. Bütün çocuklar bu şekilde dünyaya gelip aile çocukları arasına girerler. İşte burada kinler ortaya çıkar ve çocuklar kavga etmeye başlarlar. Anne ve baba, ilk başından davranışlarını kontrol etseler, çocukların birbirini kıskanmalarına sebep olacak şeylerden kaçınsalar daha iyi olmaz mı? Bilinçli bir anne ve baba, bebek dünyaya gelmeden önce büyük çocukları onu kabullenmeye hazırlar.
 
Onlara, yakında küçük bir kardeşleri olacağını, büyüdüğünde onları seveceğini ve onlarla oynayacağını söyler. Bebek için bir şey hazırladıklarında büyük çocukları için de bir şey alırlar. Anne doğum için hastaneye yatırıldığı zaman baba, çocuklara bir hediye alarak, bu hediyeyi küçük bebeğin doğumu için size aldım söyler. Bebeği eve getirince aşırı gürültü çıkarmaz, çocukların karşısında onu övmezler.
 
Önceden olduğu gibi ve hatta daha fazla çocuklara ilgi gösterirler. Büyük çocuklara karşı, küçük bebeğin dünyaya gelişinin kendi yaşamlarına zarar dokundurmadığına, aksine, durumlarını daha iyileştirdiğine emin olacakları şekilde davranırlar. Bu durumda, aralarına yeni gelen bebeğe kucaklarını açarak kabul edebilir ve dünyaya gelmesine sevinebilirler.
 
Ve genel olarak anne ve baba eğer çocuklarının birbirleriyle arkadaş olmalarını, daha az kavga etmelerini ve gürültü çıkarmamalarını istiyorlarsa onların birbirini kıskanmasına sebep olan etkenlerin önünü almalıdır, bütün çocuklara bir gözle bakmalı ve onlara eşit davranmalıdırlar.
 
Hz. Ali (a.s) buyuruyor ki:
 
"İnsaf, ihtilafı giderir ve arkadaşlığa yol açar."(7)
 
Hz. Ali (a.s) yine buyurmaktadır ki:
 
"Adilane davranış siyasetlerin (yönetimlerin) en iyisidir."(8)
 
Bazı çocuklar gerçekten, anne ve babalarının daha fazla sevgisini kazanacak özelliklere sahip olabilirler. Bazı çocuklar daha zeki, daha güzel, daha ahlaklı, daha çalışkan, daha tatlı dilli olabilirler, anne ve babalarına karşı davranışları daha iyi olabilir, ders notları daha iyi olabilir, anne veya baba kız veya erkek çocukları daha fazla sevebilir ve...
 
Tabi ki bütün bunlar mümkündür, anne ve babanın çocuklardan birini kalben diğerlerinden daha çok sevmesinin bir sakıncası da yoktur; ancak, bütün çocuklara karşı davranışları eşit olmalı ve onların arasında fark gözetmemelidir.
 
Çocuklar kendilerine karşı en küçük bir fark gözetildiğini hissetmemelidirler. Burada şunu da hatırlatmamız gerekir ki çocuklar, anne ve babanın sevgisi hususunda çok meraklı ve hassas olup, durumu çabuk sezerler. Dolayısıyla, anne ve baba çok dikkatli olmalıdır.
 
Bazı anne ve babalar, çocukları terbiye etmek için birinin özelliğini diğerinin başına kakarlar. Örneğin derler ki: "Hasancığım! İyi ders oku, Fatma gibi yüksek notlar getir. Zehracığım! Sen de kardeşin Zeynep gibi annene yardımcı ol; baksana ne kadar iyi bir çocuk, değil mi?! Rıza; sen de kardeşin Ali gibi sofraya otururken terbiyeli ol ve yemeğini ye; baksana ne kadar terbiyeli bir çocuk! Ve..."
 
Bu anne ve babaların davranışı tamamen yanlıştır. Çünkü bu hareketleriyle çocukları terbiye edebilmeleri bir kenara dursun, aksine çocuklar arasında rekabet ve kıskançlık duygusunu oluşturur, onları intikam ve kin beslemeye azmettirirler Bazen bu konuyu çocukların kendisi dile getirerek şöyle derler: "Anne ve babamız başkalarının işlerini bizim yüzümüze vurmakla üzerimizde etkili olabileceklerini sanıyorlar; ancak yanılıyorlar, bu işlerin bir faydası yoktur."
 
Çocukların ihtilafının sebeplerinden biri de anne ve babanın yersiz beklentileridir. Bazen çocuklardan biri kardeşinin oyuncaklarından yararlanmak ister, ama o müsaade etmez. Bu durum kavga ve çekişmeyle sonuçlanır. Bunun üzerine anne veya baba müdahale eder. İlk önce tatlı dille ve eğer olmazsa, tehditle onu, oyuncaklarını kardeşine vermeğe zorlar ve der ki: "O senin kardeşin değil mi? Niçin oyuncaklarınla oynamasına müsaade etmiyorsun? Bu oyuncakları biz satın aldık, senin mi ki kardeşinin oynamasına müsaade etmiyorsun? Böyle yaparsan seni sevmem ve artık sana oyuncak almam."
 
Zavallı yavrucak da ister istemez teslim olur. Ama babasını bir zorba ve kardeşini de mütecaviz sayar ve uygun bir fırsatta intikam almak için içinden her ikisine de kin besler. Çünkü çocuk, oyuncakları kendi malı bilir ve müsaadesi olmaksızın hiç kimsenin onlardan yararlanmaması gerektiğine inanır. Bu yüzden kendisini mazlum, babasını ve kardeşini ise zalim bilir.
 
Elbette burada çocuk haklıdır. Anne ve babanın kendileri hiç kimsenin zor kullanarak şahıslarına ait olan mallardan istifade etmesine müsaade ederler mi? O halde ne diye zulme uğramış çocuklarından böyle yersiz bir beklentileri var?
 
Herkesin kendine ait olan bir takım şeyler var ve başkalarının onları kullanmasına engel olabilir. Bu hususta küçük ve büyük, yabancı ve aşina arasında hiç bir fark yoktur. Öyleyse anne ve baba akıllı ve tedbirli olursa bütün gün boyunca çocuklarda yardımlaşma ve affetme ruhunu oluşturur ve çocukların kendi istekleriyle kardeşlerinin, oyuncaklarından istifade etmelerine müsaade etmesini sağlayacak bir iş yapabilirler.
 
Çocukların arasında ihtilaf oluşturan etkenlerden biri de ev işlerini yapmaktır. Anne veya baba bir işi çocukların birinin üzerine yükleyip diğerini çalıştırmayabilirler. Bu durumda kavga ve çekişme başlar. Anne ve baba bu gibi kavgaların çıkmasını engellemek isterlerse bütün çocuklara bir gözle bakmalı ve aralarında ayırım yapmamalıdırlar. Aralarında ihtilaf çıkmaması için ya hiç birinden bir iş yapmasını istememeli ya da istidatlarını ölçerek her birine yapabileceği bir iş vermelidirler. Uyumsuzlukların sebeplerinden biri de işsizlik ve boşluktur. Çocuklar için bir iş veya meşguliyet belirleyerek daha az kavga etmelerine zemin oluşturulabilir. Özellikle mümkünse onları toplu ve fenni oyunlara teşvik etmek çok yararlıdır.
 
Anne ve babanın kavga ve çekişmeleri de bazen çocukların kavga etmesine sebep olur. Masum yavrucaklar anne ve babalarının devamlı kavga ettiklerini, tartıştıklarını görünce kavga ve tartışmanın, yaşamın gereklerinden olup kaçınılmaz bir şey olduğunu sanırlar. İşte bu yüzden anne ve babalarını taklit eder ve gördükleri o sahneleri kendi aralarında canlandırırlar. Dolayısıyla, çocukların kavga ve tartışmalarından usanan bir anne ve baba ilk önce kendilerini ıslah etmeli, kavga ve tartışmayı bırakmalı, daha sonra çocuklarını ıslah etmelidirler. Elbette aralarında tatsızlık çıkmayan aileler çok azdır; ancak, tartışmalarını çocuklar yokken yapabilirler ve eğer çocukların karşısında tartışma çıkarsa, çocuklara, "bir konuda farklı görüşlerimiz var, dolayısıyla, aramızdaki ihtilafı halletmek istiyoruz" diyebilirler.
 
Son olarak şunu da hatırlatalım ki; bütün bu noktalara ve diğer noktalara dikkat etmenize rağmen yine de çocukların kavga etmesine engel olamayıp, huzurlu bir aile ortamı yaratamayabilirsiniz. Sizin böyle bir beklentiniz olmasın, biz de böyle bir söz vermiyoruz size. Sizin çocuklarınız da anormal çocuklar değillerdir. Çocukça kavgalar ve çocukların birbirlerini kızdırmaları onlar için normal bir şeydir.
 
Çocukların enerjisi fazladır ve o enerjilerini bu gibi hareketlerle türetirler. Birbirlerine aşırı eziyet etmemelerine, birbirlerinin bir yerini kırmamalarına ve birbirlerine zarar vermemelerine  dikkat edin. Onların küçük kavgalarına karışmamaya çalışın. Bırakın sorunlarını kendileri halletsinler. Bundan dolayı çok da üzülmeyin, sabredin onların davranışları kendiliğinden düzelecektir.
 
______
 
1- Câmi-us Saadat, c.2, s.303.
2- Câmi-us Saadat, c.2, s.305.
3- Câmi-us Saadat, c.2, s.304.
4- Câmi-us Saadat, c.2, s.305.
5- Çocuk Psikologu, doğumdan on yaşına kadar, s.286.
6- Çocuk Psikologu, doğumdan on yaşına kadar çocukların davranışları, s. 286.
7- Gurer-ul Hikem, s.64.
8- Gurer-ul Hikem, s.64.
Ehlader

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)