• Nombre de visites :
  • 2086
  • 10/9/2012
  • Date :

Şeriatın Kapsamı

şeriatın kapsamı

ŞERİAT [2]

Dolayısıyla -din tek ve değişmez olduğu ve şeriatlar da birbirlerinin hükmünü yürürlükten kaldırdıkları hâlde- özel şeriatların dine olan nispetleri, Islâm'da aralarında nasıh ve mensuhlar da olmak üzere cüzî hükümlerin dinin aslına olan nispetlerine benzer. Şu hâlde, insanların yüce Allah'a kulluk sunarlarken esas alacakları tek din vardır, o da Allah'a teslim olmanın adı olan Islâm'dır. Şu kadarı var ki, yüce Allah, insanların bu amacı gerçekleştirmeleri için onları farklı yöntemlere yöneltmiş, onlar için değişik gelenekler ve ilişki tarzları geliştirmiştir. Bütün bunlarda, onların kapasitelerini ve çeşitliliklerini göz önünde bulundurmuştur. Nuh'un, İbrahim'in, Musa'nın, İsa'nın ve Muhammed'in (s.a.a) şeriatlarının işlevi budur.

Aynı şekilde yüce Allah, bir şeriatın kapsamı içindeki bir hükmü, başka bir hüküm koymak suretiyle yürürlükten kaldırmıştır, neshetmiştir. Bunda da belirleyici olan, neshedilen hükmün elverişli olma zamanının tükenmesi ve nesheden hükmün elverişliliğinin belirginlik kazanmasıdır. Zina eden kadınlar için öngörülen müebbet hapis cezasının, kırbaç cezası veya recm vs.  ile neshedilmesi gibi. Bunu şu ayetten de algılamak mümkündür: "Allah isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı; fakat size verdigi nimetler içinde sizi sınamak istedi..."

"Millet" terimine gelince; bununla insanlar arasında etkin olan hayat tarzı kastedilir. Bu terimin kökünde mühlet verme, süre tanıma anlamı yatar. Bu açıdan "millet", başkasından edinilen yol anlamını ifade eder. Ne var ki terimin etimolojik kökünün bu anlamı, şimdiki kullanımda o kadar belirgin değildir. Şimdiki kullanımıyla "şeriat" teriminin eş anlamlısı gibi bir anlam çağrıştırmaktadır.

Yani, millet de tıpkı şeriat gibi, dinden farklı olarak özel yol anlamını ifade eder, demek istiyoruz. Fakat aynı anlamda kullanılıyor olmalarına rağmen millet ve şeriat terimleri arasında bir farklılık söz konusudur. Şöyle ki: Şeriat terimi bu anlamda kullanılırken, zihinde Allah'ın insanlar izlesinler diye hazırladığı yol anlamı canlanır. Buna karşın, millet terimi aynı anlamda kullanılırken, insanların pratik olarak izlemek üzere başkalarından edindikleri yol şeklindeki bir anlam zihinde belirginlik kazanır. Belki de bu yüzden "din" ve "şeriat" terimleri Allah'a isnat edildiği hâlde, "millet" terimi Allah'a isnat edilmiyor. "Allah'ın dini", "Allah'ın şeriatı" denildiği hâlde, "Allah'ın milleti" denilmiyor.

Buna karşın Peygamberin hayat tarzı ve sünneti anlamında "millet" terimi peygambere, bu hayat tarzına uymaları ve bu sünnet izlemeleri açısından da ümmete nispet edilebiliyor. Örneğin yüce Allah şöyle buyurmuştur: "İbrahim'in dosdogru milletine (uyun); o, Allah'a ortak koşanlardan da degildi." (Bakara, 135) Bir ayette de Hz. Yûsuf'un şöyle dediğini anlatıyor: "Ben Allah'a inanmayan, ahireti de inkâr eden bir kavmin milletini terk ettim. Atalarım İbrahim, Ishak ve Yakub'un milletine uydum" (Yûsuf, 38) Bir diğer ayette de yüce Allah, kâfirlerin kendilerine gönderilen peygamberlerine şöyle dediklerini anlatmaktadır:

"Ya sizi mutlaka yurdumuzdan çıkarırız ya da bizim milletimize dönersiniz." (Ibrâhim, 13)

Özetle, Kur'ân terminolojisinde din, şeriat ve milletten daha genel bir anlam ifade etmektedir. Buna karşın, şeriat ve millet terimleri, bazı lafzî ayırtıları bir yana bırakırsak, hemen hemen eş anlamlı kelimelerdir.

"Allah isteseydi, hepinizi bir tek ümmet yapardı; fakat sizi verdiği nimetler içinde sizi sınamak istedi." Bu ifade, çeşitli ümmetlere gönderilen şeriatların farklılığının sebebini açıklama amacına yöneliktir.

Devam...


KUR'ÂN LİTERATÜRÜNDE ŞERİATIN ANLAMI

Kurân Nuru 1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)