• Nombre de visites :
  • 1412
  • 7/3/2012
  • Date :

Kur’an’ın Yapısı-2

kuranın yapısı

"Kıraat" da kelime ve cümleleri daha önce hazırlanmış olan bir 'nesrin' (düz yazı) okunması ,"tekellüm" ise kişinin kendisine ait olan bir mana ve mefhumu kelimelere döküp canlandırması demektir.

Bu açıklamalarla varılan sonuç şudur; Kuran'ın kelime ve cümle tertiplerinin Peygamber (s.a.a) tarafından olması mümkün değildir; çünkü Peygamber (s.a.a) ancak Allah tarafından hazırlanmış olan metni kıraat veya tilâvet etmiştir. Kuran'ın hiçbir yerinde Peygamber'in onu tekellüm ettiği söylenmemiştir.

"Kuran okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın!" "Biz, Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir örtü çekeriz." "Biz onu, Kuran olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (ayet ayet, sure sure) ayırdık ve onu peyderpey indirdik."

"Sana Kuran'ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın." "Çünkü ümmîlere içlerinden, kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler." "Ve Kuran okumakla emrolundum."

"Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku."

Bu ve buna benzer şekillerde Kuran'ın tilâvetini peygamberlere istinat edip, okunmasını emreden ayetler çoktur. Diğer taraftan Kuran açıkça, "Allah kelâmı" olarak tanımlanmıştır:

"Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (Müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır.

İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır." "Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler." Kendi görüşlerini esas alarak tefsir yapanlar hakkında bir kutsî hadiste şöyle denilmektedir:

"Kendi görüşüyle kelâmımı tefsir eden bana iman etmemiştir." Başka bir hadiste de şöyle denilmiştir: "O (Kuran), Allah kelâmıdır ve tevili insan kelâmına benzemez."

Ayrıca yüce Allah açık bir şekilde buyuruyor ki; Kuran'ı Arapça indirdim, bu da Kuran'ın kelime yapısının vahiy olduğunu göstermektedir. Bazı kuşkucuların şüpheleri için dayanak olarak gösterdikleri Şuara suresinin 192 ile 195. ayetlerinde de bu gerçek açık bir şekilde buyrulmuştur. Ayet şöyledir:

"Muhakkak ki o (Kuran) âlemlerin Rabbinin indirmesidir. (Resulüm!) Onu Rûhu'l-emin (Cebrail) indirdi. Senin kalbine; uyarıcılardan olman için, apaçık Arapça bir dille."

Öyleyse Kuran-ı Kerim'in hem kelime hem de mana açısından vahiy olduğu kesindir ve bu hususta hiçbir şüphe bulunmamaktadır. Kuran her yönüyle Allah'ın sözüdür, mana itibarîyle mucize olmakla birlikte kelime ve cümle yapısıyla da mucize olan böyle bir sözün Peygamber'in buyurmuş olması mümkün değildir.

Daha önceden de belirttiğimiz gibi, tehaddi ayetleri insanları benzer ayetler getirmeye çağırarak meydan okumuştur, bu meydan okuyuş Peygamber'i de kapsamaktadır.


Kuranın Yapısı-1

Kur’anın Tahriften Uzak Oluşu-2

Kur’an’ın Tedrici Nüzulunun Nedeni-2

Kurandaki Nesh Çeşitleri-4

Tefsir ve Tevilin Tanımı-2

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)