• Nombre de visites :
  • 2100
  • 1/3/2012
  • Date :

Hz. Hasan Askeri (as.)'ın  İmameti (3)

hz. hasan askeri (as.)ın  imameti

Hükümetin, İmam ve şiaları arasındaki irtibatı ne kadar gözaltında tuttuğu ve kontrol ettiği bu rivayetten çok iyi bir şekilde anlaşılmaktadır. Tabii ki İmam ve şiaları buldukları her fırsatta birbirleriyle görüşüyorlardı ve bunu da kamufle ediyorlardı. Şiaların İmamla kurabileceği en iyi irtibat yollarından biri yazışma idi ve birçok kaynaklarda da sık sık bu‌nunla karşılaşmaktayız.

İmam'ın Samirra'daki Konumu

İmam Askeri (a.s.) çok genç bir yaşta olmasına rağmen, »yüce ilmi ve ahlakî bir üstünlüğe sahip olduğundan, özellikle de şiaların rehberi olduğundan, şiaların da ihlasla O'na itikad ettiklerinden ve halkın hiç bir şey gözetmeden O'na ihtiramda bulunduğundan dolayı çok meşhur olmuştu. İmam, herkesin yöneldiği ve kendisine teveccüh ettiği bir şahsiyet olduğu için Abbasi hakimiyeti de birkaç yer hariç, zahirde O hazrete karşı ihtiramda bulunuyor ve saygılı davranıyordu.

O hazretin yaşantısıyla ilgili bütün kaynakların naklettiği mufassal bir rivayette, gün geçtikçe İmam'ın Samirra'da ilmi azamet ve ehemmiyetinin daha iyi anlaşıldığı belirtilmiştir. Bu rivayet, ehemmiyete şayan bir rivayet olduğu için onun bazı bölümlerini buraya aktarmak istiyoruz.

İhtimalen İmam Askeri (a.s.)'la görüşme şerefi kazanan [1] ve şianın meşhur alimlerinden olan Sa'd b. Abdullah Eş'ari şöyle diyor:

 İmam'ın rihletinden on sekiz yıl sonra- 228 yılının Şaban ayında Ahmed b. Übeydullah b. Hakan'ın [2] ki o günlerde Kum'un maliyatını almakla görevliydi ve Âl-i Muhammed'e ve de Kum halkına karşı düşmanlık besliyordu meclisinde oturmuş idik. Samirra'da oturan 'Talibi'lerin mezheb ve durumlarından söz açıldı, sultanın yanında. Ahmed şöyle dedi: Samirra'da, Hasan b. Ali Askeri (a.s.) gibi vakarlı, iffetli, ne yapacağını bilen, ehli beytinin arasında büyüklükle tanınan, sultanın ve Beni Haşim'in yanında muhterem tutulan ve hatta emirlerden, vezirlerden ve katiplerden bile üstün tutulan birini ne görmüş ve ne de duymuştum. Ben bir gün babamın yanı başında durmuştum ve babam da o gün halk ile görüşmek için oturmuştu. Hizmetçilerden biri gelip "İbn-ur Rıza kapıda bekliyor." dedi. Babam yüksek sesle "Girmesine izin verin." dedi. O hazret de içeri girdi... Babam O'nu görünce birkaç adım O'na doğru yürüdü. Hiç kimseye, hatta emirlere ve valilere karşı yapmadığı bu işi İmam'ın karşısında yaptı. İmam'a yaklaşınca elini O'nun boynuna sarıp yüzünü ve alnını öptü, daha sonra da O'nun elinden tutup kendi yerine oturttu, kendisi de karşısında oturup O'nunla konuşmaya başladı. Konuşurken de -O'na ihtiramen- lakabıyla hitab ederek daima "Babam, anam sana feda olsun..." diyordu.


[1] Rical-i Necaşi, s: 126

[2] Abbasi Mutamidin veziriydi, babası. Kamil (İbn-i Esir), c: 7, s:

Hz. Hasan Askeri (as.)ın İmameti (2)

Hz. Hasan Askeri (as.)ın Şialarla İrtibatı (1)

Hz. Hasan Askeri (as.)ın İmameti (1)

İmam Hasan Askeri (a.s)

İmam Askeriye (as.) Nisbet Verilen Kitaplar

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)