• Nombre de visites :
  • 2330
  • 9/10/2010
  • Date :

Farsçayı ihmal etmeyelim  -2

farsça

İlber Ortaylı

Güzellikten anlayan bir kavmin uygulaması olduğu açıktır.

Farsça İndo-Avrupa dediğimiz dil grubunun en önde gelen seçkin örneğidir; gerçi bu dilde diğer İndo-Avrupa dillerde görülen erkek-dişi ayrımı ve harfi tarif yoktur ama mesela İngilizce bile hemen hemen bu durumdadır. Dilin yakın komşuları İran'daki Lurca Beluci ve Luci Pakistan'daki Urduca, Kürtçe, Ermenice ve Osetçedir.

Türklerin Farsça ile ilişkisi İslamiyetten önce başlamıştır. İslami devirlerde özellikle de Türk kavminin İran'daki serencamı esnasında geniş ölçüde benimsenmiştir. Ne var ki, İran'daki Selçuklular ve Afganistan'daki Gazne hakimiyeti esnasında Fars dili sarayda ve idarede kullanıldığı halde orduya katiyen girememiştir. Bu nedenle askerlik Türk dilinin tarih boyunca geliştiği alan olmuştur. Başarılı bir mareşal olan Gazneli Sultan Mahmut Farsça pek bilmezdi, Firdevsi'nin kendisine takdim ettiği "Şehnamesi"ni anlayacak durumda değildi.

Farsça bugün İran'da, Afganistan'da ve Tacikistan'da konuşulan ve yazılan resmi dildir. Gerçi bu ülkelerden önemli miktarda Türk dili konuşan, Arapça konuşan, hatta İran'daki gibi Aramca konuşan Suryani Hırıstiyanlar ve Ermenice konuşan Ermeniler vardır; ne var ki Fars dilini bu azınlıklar ve halk gruplarının aydınları da en azından İranlılar kadar benimsemiştir.

Modern okullarda öğretilirdi

Bundan başka Farsça Buhara ve Semerkant gibi Orta Asya kentlerinde konuşulan ve bilinen bir dildir. Basra Körfezi'ndeki Bahreyn adasında Farsça, Arapça kadar rahatça kullanılan bir dildir. Farsça yaygın coğrafyada ölmeyen bir edebi dildir ve fakir-zengin, esnaf-öğretmen, çırak-öğrenci onun sahibi olan her sınıftan insan o dili edebiyatı ile iyi bilir. Bu durum dünyada İranlılara ve sadece Fars kültürüne uygun bir özelliktir denebilir.

Farsça Türkiye'de 19'uncu yüzyılda dahi başta saray okulu Enderun olmak üzere, hatta Galatasaray ve Mülkiye gibi modern okullarda öğrenilirdi. Sicil-i Ahval dosyalarına baktığımız zaman Osmanlı memurlarının önemli bir kısmının bu dille tanışık olduğu görülür. Mevlevi tarikatı ve Rufailerin içinde Fars dilinin uzmanları vardır. Hafız ve Mevlana şerhlerinin en esaslıları Osmanlı toplumunda yapılmıştır.

Zamanımıza doğru dahi bu dilin beynelmilel uzmanları vardı. Başta Necati Lugal sonra Ahmet Ateş, sonra daha genç kuşaktan Tahsin Yazıcı, Adnan Sadık Erzi, Meliha Anbarcıoğlu hoca bunlardandır. Gerçi aksi söylenir ama medreseliler bile bu dile hayran olmuştur. Ünlü Ahmet Cevdet Paşa Farsçayı iyi bilen medreselilerdendir.

Türk toplumu bugün bu alanı ihmal ediyor. Oysa İran kültürü dediğimiz zaman bu adı bile daha çok İran'daki hakimiyetimiz sırasında biz onlar için kullandık. Türk kavmi için ta ilk çağdan bugüne kadar çok önemlidir. Dilimizin ve kültürümüzün önemli kısmını İransız anlayamayız.


Farsçayı ihmal etmeyelim -1

Fars Şiiri Türleri Ve Konusu 1

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)