• Nombre de visites :
  • 1556
  • 22/2/2010
  • Date :

İran İslam İnkılabı"nın Sırrı İslam Peygamberin Hicretinde Saklı 

iran

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

الذین امنوا وهاجروا و جاهدوا فی سبیل الله باموالهم وانفسهم اعظم درجة عندالله واولئک هم الفائزون یبشرهم ربهم برحمة منه و رضوان وجنات لهم فیها نعیم مقیم

İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır. Rableri onlara, tarafından bir rahmet ve hoşnutluk ile kendileri için, içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler müjdeler. Tevbe/20/21

  İslam tarihinin başlangıcı olarak belirlenen ve İslami Hükümetlerin kurulmasında en önemli rolü üslenen Hicret, Tarih boyu gerçekleşecek olan diğer hicretlerin ve beraberinde gelen zaferlerin habercisi oldu.

Diğer anlamı fedakârlık olan hicret aslında İslam tarihi boyunca meydana gelecek tüm İnkılâpların İlham kaynağı oldu.

Beşeriyet tarihine göz gezdirirsek, diğer din, kültür ve düşüncelerin liderlerinin doğum günü ve ya o kültür ve düşüncenin kuruluş günlerinin tarihleri açısından başlangıç olarak kabul edildiğini görürüz.

İslam tarihinin başlangıcı olarak seçilen ölçüye baktığımızda ise, ne İslam Peygamberinin mucizelere şahit olan mübarek doğum gününü, ne Mekke’nin fethini, ne ilk İslam hükümetinin kurulduğu günü ve ne de Hz Muhammed(s.a.a)’in Peygamberliğe seçildiği günü görürüz.

  İslam tarihi boyunca gerçekleşmiş bunca önemli olaya rağmen Peygamberin Mekke’yi Medine’ye doğru terk ettiği yani hicret ettiği günün, tarihin başlangıcı olarak seçilmesi ve hicretin her yıl hatırlanmasının istenmesindeki sebebin ne olduğu sorusu geliyor akıllara.

  Mekke de her türlü haktan yoksun olan Müslümanlar, Medine’de kendi hükümetlerini kurma imkânı buldu, böylelikle evrensel olan İslam dinini dünya ya taşımış oldular. Eğer Peygamber Mekke’den Medine’ye hicret etmese idi İslam sadece Mekke’de yaşanır ve belki de orda sönüp giderdi.

  İlk Hicret tüm zorluklara rağmen görevini başarı ile tamamladı ve daha sonraki nesillere önemli mesajlar bıraktı.

Zafere ulaşmak istiyorsan, görevini tamamlayıp tam anlamıyla seni Yaradan’a kul olmak istiyorsan, Fedakâr olacaksın ve Hicret edeceksin.

  Malından ve canından vazgeçerek çıktığın bu yolda gerekirse İbrahim’den de daha zor sınavlara tabi tutulacaksın.

  Bir İsmail değil, İsmaillerini Kurbana hazırlayacaksın. Üstelik bu kez  İsmail’i kurtaracak koç da olmayacak… Sen 6 aylık İsmail’ini kucağında boğazını parçalayan üç başlıklı okla Rabbine kurban verecek, kanını göklere savuracaksın.

Hicret etmezsen, Batıl Hakka galip gelecek, Hicret etmezsen Zillet İzzeti ezip geçecek.

  Sen Hicret edersen O Mukaddes amaca ulaşmış olursun ve ilk Hicret ile başlayan Fedakârlık zincirine bir yenisini ekleyecek olan gelecek nesillere ilham kaynağı olacaksın.

iran

  Yine Hicretler yaşanacak ve yine ardından gelen zaferler, sadece İslam tarihi için değil İnsanlık tarihine ışık tutacak.

  Nitekim asırlar sonra yine dünya Müstekbirleri’nin İslam’ı Yok etmek için seferber olduğu bir dönemde ve yine Resulullah’ın soyundan, damarlarında Onun kanını taşıyan bir lider çıkacak ve Hicreti seçerek İslam İnkılâbının temelini atacak ve Dünya Müstekbirleri’nin Zulüm saraylarını temelden sarsacak, Dünya Mazlumlarının feryadı olan İslam Hükümetini kuracaktı.

Tıpkı Ceddi Resulullah (s.a.a) ve Şehidler serveri İmam Hüseyin (a.s) gibi, o da Küfre karşı sessiz kalmayı Zillet görecek ve Ceddi Resulullah(s.a.a) ile başlayan fedakârlık kafilesi, Hicreti sürdürecekti.

  Emperyalizmin bölgedeki en sadık uşağı Rıza Şah Pehlevi tarafıdan 13 yıl boyunca Irak’ta sürgün hayatı yaşamak zorunda bırakılan İmam Humeyni bu süre zarfında boş durmamış ve İran’daki Şah karşıtı İslami hareketleri yönetmiş,İran halkına uzaktan da olsa rehberlik etmişti. İmam’ın bu faaliyetlerine karşı tahammülünü yitiren Irak’a hakim Zalim Baas rejimi, İmam’a iki seçenek sunmuştu. Ya hiçbir faaliyette bulunmayacak ve sessizce Irak’ta yaşamaya devam edecekti ya da Irak’ı terk edecekti. O yaşlı lider, yaşlılığının verdiği yorgunluğa rağmen Ceddinin yolunda gitmeyi tercih etti. Sessiz kalsaydı şayet yaşlı bedeni göç etmek zorunda kalmayacak ve evinde rahatça yaşamını sürdürecekti. Ama O Ceddinin Hicretinden adlığı ilham ile İslam’ın sesini dünya’ya duyurmak için Hicret yolunu seçti.

Eğer Merhum İmam O gün Paris’e hicret etmek yerine Necef’de sessizce yaşamayı seçmiş olsaydı şayet, bugün bu Muazzem Devrim gerçekleşmemiş olurdu.

  Eğer o gün İmam zor şartlar altında olmasına rağmen Paris’den Mazlumların sesini dünyaya duyurmamış olsaydı, eğer O gün İmam İran’ın Cesur Müslüman Halkını fersahlar öteden yönetmiş olmasaydı, eğer O yaşlı Liderin Cesareti Milyonlara Cesaret kaynağı olmamış olsaydı ve Eğer İslam İnkılâbı gerçekleşmemiş olsaydı Bugün Filistin’de Lübnan’da Irak’ta ve dünyanın dört bir yanında İslam Ümmeti Yetim kalırdı…

zehranet


İmam Humeyni

İslam İnkılabı'nın Özellikleri

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)