• Nombre de visites :
  • 1387
  • 21/2/2010
  • Date :

Emanet 2

gül

  Evrendeki hiçbir varlık, kendi kendisini var etmemiştir. Yani hiçbir varlığın varlığı bizatihi kendinden değildir. Bu varlıklar içinde insan, cin ve şeytan diğer varlıklardan farklı olarak irade sahibi kılınmışlardır. Bu özelliklerinden dolayı sahip oldukları her türlü şeyden sorumlu tutulmuşlardır. Yani sahip oldukları şeylerin emanetçisi konumundadırlar. Bunların dışındaki bütün varlıklar yaratıcının doğalarına koyduğu yasaya tabidirler. Dolayısıyla hiçbir şeyden sorumlu değildirler. Bu nedenle de meleğin melek oluşunun "meleklik" bir değeri yoktur. Zira o zorunlu olarak yaradılışına uygun davranmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Ona başka bir şey olabilme(yapabilme) iradesi verilmemiştir. Bu kural irade sahibi olmayan varlıkların tamamı için geçerlidir. Yaratıcı onları nasıl programlamışsa öyle işlemektedirler. Bütün varlıklar kendilerine konmuş olan yasaya isteyerek veya istemeyerek boyun eğmek zorunda yaratılmışlardır. (Fussilet 11) Ancak insan, cin ve şeytan diğer varlıklardan farklı olarak kendilerine verilen irade nedeniyle "emanet sahibi" kılınmışlardır.

İnsanın varlığını kendisine emanete dönüştüren şey akıl ve irade sahibi kılınmış olmasıdır.

  Bu özelliği, insanı inanç ve davranışlarından dolayı sorumlu hale getirmektedir. Diğer bir deyimle sahip olduklarını(emaneti) emanet sahibinin isteğine uygun kullanmakla sorumludur. Bu nedenle sahip olduğu varlığı, varlığın amacı dışında kullanan kimse emanete ihanet etmiş sayılır. Diğer varlıklardan ayırt edici bu özelliği insanı; emanete sahip çıkan "emanet ehli" veya emaneti korumayan "ihanet ehli" yapmaktadır. Diğer bir deyimle kulluğun Allah'a has kılınması, emanete sadık kalmaktır. İnsanın hevasına tabi olması ise emanete ihanettir.

Allah, bizden, emanet ehli olmanın gereği olarak, emaneti sahibine vermemizi istemektedir. (Nisa 58)

  Başta bedenimiz olmak üzere her neye sahipsek sahip olduğumuz her şey üzerinde yani bize verilen emanet üzerinde ancak sahibinin istediği şekilde tasarrufta bulunabiliriz. Bu kural siyasi, ticari, idari kısacası hayatın her alanı için geçerlidir. Bu aynı zamanda adaletli olmanın da temel koşuludur. Buna uyulmadığı takdirde yapılacak her şey zulüm olur.

Gerek kendisine "iktidar" emanet edilen kimse, gerek iktidarı emanet eden kimse; emanete bağlılıktan sorumludur.

  Bu sorumluluğun gereğine uymayan bir kimse "emanete ihanet" etmiş sayılır. Bu temel kuraldan çıkan sonuç şudur: kâfir, müşrik, münafık ve fasık olan kimseleri herhangi bir konuda yetkili kılmak, onları söz sahibi yapmak emanete ihanet etmek ve zulmetmek demektir.


Emanet 1

EMANET

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)