• Nombre de visites :
  • 1841
  • 17/10/2009
  • Date :

Diğer Dinlerde Mehdi İnancı 2

imam mehdi af
                                                                                                                               Diğer Dinlerde Mehdi İnancı 1

       Evet aşağıda zikredeceğimiz tebşir örneklerinde de görüleceği üzere, bu inancın diğer millet ve kavimler arasında da olduğu doğrudur. Ama sadece bu, sözkonusu inancın bir hurafe olduğunu gösterebilir mi? Acaba İslam dinin tüm hüküm ve inançlarının sahih olabilmesi için illa de geçmişteki kavim ve dinlerde olan hüküm ve inançların tam aksine mi olması gerekir?! Eski dinler Allah'ın varlığından bahsediyorsa, İslam dini Allah'ın varlığını inkar mı etmelidir! Eski dinler, kıyametin geleceğine inanıyorsa, İslam dini kıyametin olmadığını mı iddia etmelidir! Eski dinler iyiliğe emrediyorsa, İslam dini kötülüğe mi emretmelidir! Eski dinler, ahkali güzellikleri öneriyorsa, İslam dini ahlaki çirkefliği mi önermelidir! Ve...  Böyle bir şeyi söylemek akla, mantığa ve bilimselliğe sığar mı? Daha ötesi böyle bir şeyi söylemek İslam dininin kendisiyle çelişmiyor mu? Allah katında bütün dinler aynı ilke ve esasları paylaşmıyorlar mı? Onları birbirinden ayıran sadece teferruattaki bir katım cüz'i ayrılıklar değil midir? Allah Teala: "Allah katında din İslamdır..." (1) buyurmuyor mu? Allah Teala bütün peygamberleri birbirlerini doğrulayıcı olarak göndermemiş midir? Allah Teala: "Allah peygamberlerden ahid almıştı: "Andolsun ki size Kitâb ve hikmet verdim; imdi sizde olanı tasdik eden bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka inanacak ve ona mutlaka yardım edeceksiniz, ikrar edip bu ahdi kabul ettiniz mi?" demişti. "İkrar et­tik" demişlerdi de: "Şâhid olun, Ben de sizinle berâber şâhidlerdenim" demişti" (2) buyurmamış mıdır? Yine Allah Teala Kur'an-ı Kerim'in de kendinden önceki kitapları tastikleyici oluşunu belirterek: "Kendisinden önceki Kitâb’ları tasdik eden Hak Kitâb'ı sana indirdi..." (3) ve "Sana da kendinden önceki Kitâbı doğrulayıcı ve onu kollayıp korucu olarak bu Kitab'ı gerçekle indirdik. Artık onların arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen gerçekten ayrılarak, onların heveslerine uyma! Sizden her biriniz için bir yol ve bir yöntem kıldık; eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı, fakat bu, verdikleriyle sizi denemesi içindir; o halde iyiliklere koşuşun, hepinizin dönüşü Allah'adır. O, ayrılığa düştüğü­nüz şeyleri size bildirir" (4) buyurmamış mıdır? Görülüyor ki, bu gibi insanların mantığı, aslında bir mantıksızlık, hatta keyfiliktir. O halde İslami konulardan birini araştırmak isteyen insaf sahibi herkes ilk önce o inancın İslam'daki asıl kaynaklarına müracaat etmelidir ki, o konun doğru olup olmadığını anlayabilsin. Asıl kaynaklara müracaat etmeden, sırf o konunun geçmişlerin kitap ve inançlarında yer almasından dolayı, ben bu hurafe inancın kökünü buldum diye yaygara koparması, ne insafla, ne akıl ile, ne bilimsellikle ne de din ile bağdaşır. Neyse biz bu konu üzerinde pek fazla durmayalım, dönelim asıl konumuza, ahır zaman kurtarıcısı ile ilgili eski dinlerde gelen tebşirlerden örnekler vereceğimizi söylemiştik. Bunlardan bazıları şöyledir:

a) En eski akidelerden biri Hinduculuk inancıdır. Hindularca semavî kitap olarak kabul edilen “Vedalar”da şöyle yazılmıştır:

“Dünyanın bozulmasından sonra, ahir zamanda bütün mahlukların önderi olacak Mensur (5) adındaki bir padişah ortaya çıkacak; o, bütün cihanı fethedecek; herkesi tanıyacak ve onun Allah’tan istediği her şey olacaktır.(6)

b) Zerdüşt’ün öğrencisi “Camasb”ın kendi adıyla meşhur olan kitabında da şöyle geçer: “Araplar diyarından, Haşim oğullarından birisi çıkacaktır; o, heybetli, uzun boylu, büyük başlıdır; ceddinin dini üzeredir; çok kalabalık bir orduyla İran’a gidecek, oraları onaracak ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Onun adaleti sayesinde, kurtla koyun bir arada su içecektir.”(7)

---------------------------------------------------------------

(1) - Al-i İmran/19

(2) - Al-i İmran/81

(3) - Al-i İmran/3

(4) - Maide/48

(5) - Burada dikkata şayan nükte şudur ku, Ehl-i  Beyt İmamları'ndan gelen Camia Ziyareti ve Nudbe Duası’nda da Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm’dan “Allah tarafından desteklenmiş, muzaffer kılınmış” anlamında “Mensur”  diye söz edilmektedir. Elbette ki, Hindular'ın mukaddes kitabında o hazretin bu isimle anılması bir tesadüf değildir. Bu, o hazretin Allah Teala'nın o hazrete va'dettiği yardım ve kesin zafer sözünden çıkarılan bir lakabıdır. Dolayısıyla Hundular'ın kutsal kitabı Vedalar kitabında imamın bu özelliğine işaret edilmiş olması ve bu ismin o özelliğe dayanılarak hazrete verilmiş olması hiç de uzak bir ihtimal değildir.

(6) - Bişaret-ül Ahdeyn, s.245.

(7) - Age, s.258. (Zikredilen kitabın s.243 dipnotunda şöyle nakledilmiştir: Siyer ve tarih yazarları "Geştasib bin Lehra Sib"in kardeşi "Camasib" bir müddet Zertüştün yanına maarif edinmiştir.) "Camasib" in kitabında nakledilen şeylerin hadisler de de geldiği hatırlatılmalıdır. Öyle ki Hisal'us -Saduk'ta Emirelmüminin (a.s) dan bu yolda rivayet nakledilmiştir.

 

DEVAMI...

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)