• Nombre de visites :
  • 1546
  • 18/12/2011
  • Date :

  Ebû Mansûr Şâhnâmesi (1)

ebû mansûr şâhnâmesi

İran edebiyatının ve belki de dünyanın en büyük hamasi şairlerinden biri olan Ebülkasım Mansur B. Hasan Firdevsi (Tûsi) 930 yılında İran'ın Tûs Şahname 'de (60000 beyitten oluşur) ilk insandan 3. Yezdgerd dönemine kadar İran tarihi’ni anlatır. Geride bıraktığı eserinden anlaşıldığı gibi iyi bir eğtim alan Firdevsi, eski Yunan felsefesini de çok iyi bildiği tahmin edilmektedir.

Şahname, İran topraklarına düşkün ve yorgun düşmüşleri gölgesinde serinleten eski bir milletin soy kütüğü gibidir. Bu gölgede ne pehlivanlar yetişmiş ve onun esrarengiz hikayelerinde yaşamıştır. Yarattığı büyük hamasiyle İran ve İslam kültürünü en iyi şekilde yansıtmış olan Firdevsi, İranlıların nasıl ilahi mesajı kabul edecek müsait bir camia olduğunu ve bu ilahi dini kabullendiklerini göstermiştir. İranlıların İslamın ilk yıllarından beri bu ilahi dinin yayılması için canı gönülden çalışmışlardır.

Ebû Mansûr Muhammed b.Abdurrezzak’ın Şâhnâme’sini, Firdevsî’nin Şâhnâme’sinde, yazılı olan kaynaklarda bulunduğunu görmekteyiz. Bundan daha önemlisi de Firdevsî’nin kendi Şâhnâme’sinin baş tarafında büyük bir kitap hakkında verdiği haberdir.

       Beyitlerde dihkanlar soyundan gelen bir kahramanın emriyle yazılmaya başlanan ve Dakîkî’nin Şâhnâme’sini yazarken yararlandığı ve Firdevsî’nin anlattığı kadarıyla Şâhnâme olan bir kitaptan söz edilmektedir. O dihkan soylu kahraman veya o komutan, Horâsân hakimi Ebû Mansûr Muhammed b. Abdurrezzak idi. Bu adam, Tus’un asil soylularından ve dihkanlar soyu (aristokrat) sınıfındandı. İşin başında yani 335/946 yılları civarında ya da ondan bir süre önce Horâsân hakimi Ebû Ali Ahmed b. Muhammed b. Muzaffer-i Çagânî tarafından Tus hakimliğine atanmıştı. Aynı yıl içinde Ebû Ali’nin Sâmânî Padişahı üzerine saldırması neticesinde isyancılar arasında yer aldı. Ebû Ali, Merv ve Buhârâ’ya saldırdığı esnada Ebû Mansûr Muhammed’i kendi yerine Horâsân komutanlığına atadı. Fakat Ebû Mansûr-i Sâmânî askerlerine yenildi ve bir süre Rey ve Âzerbaycan’da kaçak olarak yaşadı. Sonunda Sâmânî padişahıyla dostluk kapısını araladı ve Tus’a geri geldi. 349/960 yılında resmen Horâsân komutanlığına atandı. Fakat aynı yıl bu makamdan azledildi, muhafız olan Alptekîn, onun yerine atandı. Alptekîn, 350/961’te azledilince Ebû Mansûr, tekrar Horâsân’ın komutanlık makamını elde etti. Fakat hemen zehirlendi ve 350/961’de hayatını kaybetti. Ebû Mansûr, o dönemin bir kısım emir ve emirlik peşinde olan kimseleri gibi kendi nesebini eski şahlara ulaştırmaktaydı. Onun nesebnâmesi Şâhnâme-i Ebû Mansûrî’nin mukaddimesinde aktarılmıştır. Onun bu hareketlerinden saltanat ve emirlik iddiasını taşıdığı anlaşılmaktadır. Belki de bu düşüncesinden dolayı ya da taşımış olduğu ırkçı taassuptan ve İran’ı seviyor olması neticesinde kapsamlı bir Şâhnâme yazmaya kalkışmıştır.


FARS ŞİİRİ ÖZELLİKLERİ -2

FARS ŞİİRİ ÖZELLİKLERİ-1

Farsça Şiir Söyleyen İlk Şair

Şehname

Farsça ve Fars edebiyatı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)