• Nombre de visites :
  • 2873
  • 4/7/2010
  • Date :

İslamiyet’in Dünyaya Yayılması  1

islam

  Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a), Allah’ın kendisine öğrettiği İslam ahlakını hayatının sonuna kadar büyük bir gayretle tebliğ etmiştir. Allah'ın izni ile Peygamber Efendimiz (s.a.a)’in samimi bir çabayla tek başına başlattığı bu tebliğ, onun samimiyeti, kararlılığı ve güzel ahlakı vesilesi ile kısa zamanda geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Peygamberimiz (s.a.a)'den sonra da devam eden bu tebliğ milyonlarca kişinin imanına vesile olmuş; insanlar bu sayede Kuran ahlakına dayalı gerçek sevgiyi, barış ve adaleti öğrenmişlerdir.

  Yüce Allah'ın, Kuran-ı Kerim'de “Alemlere Rahmet” olarak gönderdiğini bildirdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a), Rabbimiz'in buyurduğu İslam ahlakını hayatının sonuna kadar büyük bir şevk ve heyecanla yaşamış ve bu yaşantısıyla insanlara da örnek olmuştur. Peygamberimiz (s.a.a)’in tek başına başlattığı bu tebliğ, Allah'ın izni ile kısa zamanda geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Kendisinden sonra da, yine samimi müminlerin çabasıyla günümüzde de devam etmektedir. Son araştırmalara göre, dünyanın en hızlı yayılan dini olarak kabul edilen İslamiyet'in bu coşkulu yükselişi, Allah’ın izni ile Hz. İsa’nın ve Hz. Mehdi’nin ahir zamanda ortaya çıkışıyla beraber tüm dünyaya hakim olacaktır.

  İslamiyet, indirildiği ilk dönemlerden itibaren Peygamberimiz (s.a.a)’in gösterdiği kararlılık ve samimiyet vesilesi ile büyük bir hızla yayılmıştır. Peygamberimiz (s.a.a)’i örnek alan o dönemdeki Müslümanların kararlılığı ve adaleti de pek çok Arap kabilesinin İslamiyet'i seçmesinde çok etkili olmuş; Kuran ahlakı, bölge halkının hayatında olumlu yönde değişikliklere sebep olmuş, cahiliye dönemine ait karmaşa, haksızlık ve kan davaları ortadan kalkarak yerini huzur, güven ve barışa bırakmıştır. Uzun süre sonra ilk defa bölge insanları arasında Kuran ahlakının bildirdiği, gerçek manada saygı, sevgi, merhamet ve adalete dayalı bir düzen kurulmuştur.

islam

  Peygamberimiz (s.a.a)’in Miladi 8 Haziran 632 tarihinde vefatının ardından ise İslamiyet hızla yükselmeye devam etmiş, birkaç on yıl içinde tüm kuzeyde Mezopotamya'ya, batıda Afrika'ya yayılmış, doğuda ise Hindistan'a kadar ilerlemiştir. Kısa zaman önce din ahlakını tanımadan yaşayan bölge insanları, İslam ahlakının onlara kazandırdığı akıl, bilinç ve yüksek kültür sayesinde bir dünya imparatorluğunun yöneticileri haline gelmişlerdir. Bu, tarihte eşine az rastlanan çok hızlı bir büyüme olmuş, İslam İmparatorluğu, 100 yıl gibi bir süre içerisinde, eski Roma İmparatorluğu'ndan daha geniş bir alana yayılarak benzerlerinden çok daha güçlü bir yönetim kurmuştur. İslamiyet'in benzeri olmayan bu hızlı gelişmesinin temelinde, Rabbimiz'in, Hz. Muhammed (s.a.a)’in üstün ahlakı, aklı, feraseti, kararlılığı ve samimi çabasını vesile kılması bulunmaktadır.

  Peygamber Efendimiz (s.a.a) yöntem olarak; Hicret'in hemen sonrasında tebliğ çalışmalarını başlatmış, çevre ülkelerin hükümdarlarını İslam ahlakına davet etmek üzere sahabeler görevlendirmiştir. Rabbimiz'in bu konudaki emrini en güzel şekilde yerine getiren Peygamber Efendimiz (s.a.a), bu elçiler aracılığı ile insanları hikmetle ve güzel öğütle İslam ahlakına davet etmiştir:

"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete ereni de bilendir." (Nahl Suresi, 125)


İslam Hürriyet Dinidir

İslâm ve Fikir Özgürlüğü

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)