• Nombre de visites :
  • 2386
  • 13/4/2011
  • Date :

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 5

hz. fatıma (a.s) dan kırk hadis

Allah’ın Nurunu Söndürmek mi İstiyorsun?!

35- Hz. Fatıma (a.s), Hz. Ali’yi biate götürmek için evine saldıranların karşısında durup Hz. Ali’yi savunarak şöyle buyurdular:

 “Ey sapıklar, yalancılar! Ne diyorsunuz, ne istiyorsunuz? Ey Ömer! Allah’tan korkmuyor musun? Evime girmek mi istiyorsun? Şeytan hizbinle beni mi korkutuyorsun? Oysaki şeytanın hizbi güçsüzdür. Yazıklar olsun sana! Allah’a ve Peygamber’ine karşı olan bu cesaret nedir? Peygamber’in neslini yeryüzünden yok etmek ve Allah’ın nurunu söndürmek mi istiyorsun? Bil ki, Allah nurunu tamamlayacak ve onu ebedileştirecektir. Ey Ömer! Senin azgınlığın beni evimden dışarı (namahremler önüne) çıkardı; hücceti sana ve diğer her sapığa tamamladı. Ey Hattap oğlu! Allah’a andolsun ki, günahsızların belaya yakalanmalarından korkmasaydım, Allah'a yemin edip (bedduada bulunup) çabuk icabete eriştiğini görürdün.”

Dövülüp darbe aldıktan ve Muhsin ismindeki çocuğu karnında öldükten sonra şöyle dedi:

 “Ay babacığım! Yâ Resulallah! İşte çok sevdiğin kızına böyle davranıyorlar! Ah! Ey Fizze! Gel de beni tut! Allah'a andolsun ki, karnımdaki yavrum öldürüldü!!!” (37)

Mescitte Sanki Kıyamet Kopmuştu!

36- Hz. Fatıma camiye gidip konuşacağını ilan eder etmez bu haber Medine’de beklenmedik yankı yaptı. Muhacir ve Ensar topluluğu, Peygamber’in yadigarı Hz. Fatıma acaba halka ne konuşacaktır, diye camiye akın yaptı. Hz. Fatıma Beni Haşim kadınlarının eşliğinde evden dışarı çıkıp camiye doğru hareket etti. Camiye girdiğinde kendisi için bir perde çektiler. Kendini ağlamaktan alamadı. Öyle bir inledi ki, herkesi ağlattı. Mescidde sanki kıyamet kopmuştu, ağlama sesleri birbirine karıştı. Herkes iyice sustuktan sonra şöyle dedi:

 “Verdiği nimetlere karşı övgü sadece Allah'a mahsustur. İlham ettiği şeylere karşı şükür sadece O’na aittir. Başlattığı bütün nimetler, bağışladığı bol bahşişler, verdiği bol ihsanlarına karşı sena sadece O’na mahsustur. Nimetleri sayılamayacak kadar çoktur, sonu karşılığı verilemeyecek kadar uzaktır, sonsuzluğu idrakten ıraktır. Nimetlerin arttırılması için insanları şükretmeye davet etti, onların çoğalması için halktan hamdetmeyi istedi. İkinci kez de o nimetlerin (ahiretteki) benzerine davet etti.

Şehadet ederim ki, Allah’tan başka bir ilah yoktur. Tektir, ortağı yoktur. Bu kelimenin tevili ihlastır. Kalpler O’na bağlanmıştır ve fikir O'nunla aydınlanmıştır. Öyle bir Allah’tır ki, gözler O’nu göremez, diller O’nu (olduğu gibi) vasfedemez, akıllar O’nu nitelendiremez. Bütün şeyleri yoktan var etti, herhangi bir şeyi örnek edinmeksizin yarattı. Onların yaratılmasına bir ihtiyacı olmaksızın ve hiçbir fayda gütmeksizin kendi iradesiyle, hikmetini ispat emek, itaatine vakıf kılmak, kudretini göstermek, kullarını ibadete çağırmak, davetini yüceltmek için bunları yarattı. Sonra kullarını azaptan korumak ve onları cennetine sevk etmek için kendisi itaat edene mükafat vermeyi, isyan edeni ise cezalandırmayı takdir etti.

Şehadet ederim ki, babam Muhammed (s.a.a) Allah’ın kulu ve elçisidir. O’nu, elçi olarak göndermeden önce seçti, yaratmadan önce O’na “Muhammed” adını verdi, Peygamberlikle görevlendirmeden önce O’nu tercih etti. O zaman diğer mahlukat daha gayb aleminde gizliydi, korkunç perdelerle korunmuştu, yokluğun son derecesinde esirdi (yokluk sınırını aşmış değildi). Allah Teala işlerin sonunu biliyordu, bütün hadiselerden haberdardı, mukadderatın yerlerini tanıyordu.

Yüce Allah, emrini tamamlamak, hükmünü icra etmek, kesin mukadderatını infaz etmek için Muhammed’i mebus etti. Allah Teala, insanların dinlerinde ayrılığa düştüğünü, tefrika ateşine yöneldiklerini, putlara taptıklarını, bilerekten Allah’ı inkar ettiklerini görünce, babam Muhammed (s.a.a) vesilesiyle karanlıkları aydınlattı, kalplerdeki karalıkları giderdi, gözler önüne çekilen şaşkınlık perdelerini kaldırdı. Babam, halkı hidayet etmek için kıyam etti, onları sapıklıktan kurtardı, körlüklerini giderip basiret verdi. Onları mutedil bir dine hidayet etti, doğru bir yola çağırdı. Daha sonra Allah Teala şefkat ile ve herhangi bir icbar söz konusu olmadan O’nun ruhunu aldı. Artık Muhammed (s.a.a), bu dünyanın elem ve sıkıntılarından rahat bulunmaktadır, öbür dünyada mukarreb melekler ve bağışlayan Rabbin rıdvanıyla beraberdir ve Allah’ın civar-ı kurbunda yaşamaktadır. Allah’ın salat, rahmet ve bereketi O’nun Peygamber’i, emini ve yaratıkları arasından seçip beğendiği babama olsun.”

Sonra halka hitap ederek şöyle buyurdu:

 “Ey Allah’ın kulları! Siz, O’nun emir ve nehyinin koruyucuları, din ve vahiy ilminin taşıyıcıları, size emredilenleri ve dini diğer milletlere ulaştıran elçilerisiniz.

O’nun gerçek halifesi sizin aranızdadır. O, Allah’ın daha önce size gönderdiği bir ahit ve aranızda bıraktığı bir hüccettir. O, Allah’ın natık (konuşan) kitabı ve sadık Kur’an’ıdır. O, parlak bir nur ve aydınlatıcı bir ışıktır. Delilleri aşikardır, sırları açıktır, zahirleri vazıhtır. Ona uyanlara gıpta edilir. Kendisine uyanı Allah’ın rıdvan-ı cennetine götürür. Ona kulak vereni kurtuluşa sevk eder. Allah’ın aydın hüccetleri, açıklanmış farzları, yasaklanmış haramları, yeterli delilleri, övülmüş erdemleri (müstehapları), hibe edilmiş ruhsatları ve yazılmış şeriatları onun vesilesiyle elde edilir, kavranılır.

(37) - Bihar-ül Envar, c.53,s.18. Kafi, c.1,s.460. Avalim, c.11,s.401. Nehc’ul- Hayat, s.137.


Hz. Fatıma (a.s)dan Kırk Hadis 4

Hz. Fatıma (a.s)dan Kırk Hadis 3

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 2

Hz. Fatıma (a.s) dan Kırk Hadis 1

Fatımatü'z-Zehra (a.s) İlmi

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)