• Nombre de visites :
  • 3470
  • 17/11/2014
  • Date :

Hz. Seccad'ın Stratejisi ve Cihadı(2.Bölüm)

hz. seccadın stratejisi ve cihadı(2.bölüm)

Kuşkusuz bu metodu esas almanın objektif koşulları vardı. Çünkü düşünceyi ve toplumu yönlendirme mekanizmalarına egemen olan sapkın yönetim, egemen olduğu uzun yıllar boyunca, sapıklık içinde erimiş, asimile olmuş hatırı sayılır bir nesil yetiştirmişti. Bu da İslâmî akımın bu harekete doğrudan karşı çıkmasını güçleştiriyordu. Çünkü egemen güçler ve onların ürünü olan sapkın nesil önemli bir güce sahipti. Ayrıca kurumlar ve güç odakları aracılığıyla sağlam koruma duvarına da sahip olmuşlardı. Öte yandan İslâmî hareket de peş peşe yıkıcı darbeler almış, büyük zararlara uğramıştı.

Bu yüzden İslâmî akım üzerinde yoğunlaşmak, kemiyet ve keyfiyet olarak onu zenginleştirmek, ertelenemez bir meseleydi. Çünkü risaletin teorik ve pratik olarak yaşaması, İslâmî akımın, İslâm ümmetinin bünyesinde ve halk tabanında varlığını sürdürmesine ve esenlikte olmasına bağlıydı. Genel önderlik, yönetim ve egemenlik İslâmî akımın eline geçmediği sürece bu çabanın aralıksız sürdürülmesi bir zorunluluktu.

İmam'ın (a.s) stratejisi, plânladığı gibi birçok alanda büyük başarılar elde etti. Aşağıda buna ilişkin iki pratik örnek vereceğiz:

Toplumsal alanda İmam'ın (a.s) stratejisi, meyvelerini vermeye başladı. Bir kere ümmetin geniş kesimlerinin saygısını, sempatisini ve dostluğunu kazandı. Tarih kaynakları bu hususta görüş birliği içindedir. İbn Hallekan şöyle der:

"Hişam b. Abdulmelik, babasının halifeliği zamanında hacca gitti. Kâbe'yi tavaf etti ve Haceru'l-Esve-d'e ulaşıp el sürmek, öpmek için uğraştı. Kalabalığın çokluğundan dolayı buna güç yetiremedi. Bunun üze-rine kendisine bir minber getirildi. Minberin üzerine oturup halkı seyretti. Yanında Şam'ın ileri gelenlerinden bazı kimseler vardı.

O bu şekilde tavaf edenleri seyrederken, birden Zeynelabidin Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib (a.s) geldi. İnsanların en güzel yüzlüsü ve en hoş kokulusuydu. Kâbe'yi tavaf etti. Haceru'l Esved'in hizasına gelince, el sürmesi ve öpmesi için insanlar bir kenara çekilip ona yol açtılar. Şamlılardan biri: "İnsanların kendisine bu kadar saygı gösterdikleri bu adam da kimdir?" dedi. Hişam: "Tanımıyorum." dedi. Aslında tanıyordu; ama Şamlıların kendisinden yüz çevirmelerinden korkuyordu. Şair Ferezdak da oradaydı. "Ben onu tanıyorum." dedi. Şamlı adam: "Kimdir? ey Ebu Furas!" dedi. Ferezdak şöyle dedi:

Taşlık vadiler tanır onun ayak izini

Kâbe bilir, Hill ve Harem bölgesi tanır onu

Allah kullarının tümünün en hayırlısının oğludur o

Temizdir, muttakidir, arınmıştır, semboldür o

Kureyş görünce onu, dedi içlerinden biri:

"Bütün güzellikler onun kereminden gelir ileri

Resulullah'tan doğmuş, ondan kaynaklanmıştır."

Bu yüzden her parçası güzelliktir, temeli ve kokusu ondan alınmıştır.

Bilmiyorsan eğer, Fatıma'nın oğludur o

Onun ceddiyle Allah'ın nebileri son buldu

Allah, çok önceden onu şereflendirdi, yüceltti

Bunu onun adına kalemle levhine yazdı

"Bu kimdir?" demen, ona zarar vermez

Senin tanımadığını Arap bilir, acem değil bilmez

Bir topluluktandır ki o, dindir onları sevmek; onlara buğzetmekse küfürdür

Onların yakınlıksa kurtuluştur, sığınaktır

Takva ehli sayılsa, önderleridir takvanın onlar

Ya da: "Yeryüzünün en hayırlıları kimdir?" denilse, denilir: "Onlar!"

Hangi mahlûkatın boynunda yoktur ki

Bunun geçmişinin veya kendisinin nimeti.

Onun geçmişini de bilir Allah'ı bilen

Din, milletlere ulaştı onun evinden."

Hişam bu kasideyi dinleyince öfkelendi ve Ferezdak'ı zindana attı. İmam Zeynelabidin (a.s) on bin dirhem kefalet vererek onu serbest bıraktırdı. Ferezdak, bu parayı geri verdi ve şöyle dedi: "Ben onu Allah için övdüm, bağış için değil." İmam (a.s) şu karşılığı verdi:

"Biz, öyle bir Ehlibeyt'iz ki, bir bağışta bulunduk mu onu geri almayız."

Bunun üzerine Ferezdak bağışı kabul etti. [3]

Bu olay gösteriyor ki İmam (a.s), halkın geniş ve samimi teveccühüne nail olmuştu. Bu öylesine samimi bir sevgiydi ki, en kutsal bir zaman diliminde, gözlemlenen bir kulluk mekânında dahi somut olarak kendini gösterebiliyordu. Yoğun kalabalıklar gerçek imamlarını görür görmez, ona yer açıyor, istemeden bir sıkıntı vermeye mahal vermeden, ibadetini rahat bir şekilde eda etsin diye bir kenara çekiliyorlardı. Üstelik kitleler, Emevî hanedanının Ehlibeyt'e düşman olduğunun da farkındaydı. Ehlibeyt'e (a.s) yardım edenlere, onlara tâbi olanlara neler yapıldığını bilmeyen de yoktu.

İmam'ın (a.s) ilmî faaliyetleri, maksadının gerçekleşmesini sağladı. Nitekim Mescid-i Nebevî ve İmam'ın evi, otuz beş yıl (bu, imamlığının süresidir) boyunca, ilk dönemin tarzına uygun bir düşünce faaliyetine tanık oldu.

İmam (a.s), her bir taraftan gelen talebelere İslâmî bilgiyi aktarıyordu. Sadece Mekke'de ve Medine'de değil, İslâm dünyasının her tarafında kendine özgü bir çizgisi ve ayırıcı işaretleri bulunan bir düşünce mektebinin temellerini atmıştı. Bu medreseden düşünce önderleri, muhaddisler ve fakihler mezun oluyordu.

İmam Hüseyin'in (a.s) şehit edilmesinden sonra Şia'nın tutamaçları kopmuş, güç merkezleri dağılmıştı. Bu nedenle İmam Zeynelabidin'in (a.s) güçleri yeniden toplamak ve yeni bir hazırlık devresine girmek üzere faaliyete geçerken karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlike Şia tabanının dağılmış olmasıydı. Amacın gerçekleşmesi için psikolojik ve akidevî bir hazırlık evresine ihtiyaç vardı. Kalplerde yeniden umut yeşertmek, nefislere kararlılık duygusunu aşılamak gerekiyordu.

İmam Zeynelabidin (a.s), yol gösterici ve teşkilatçı pratiğiyle bu amacı gerçekleşme aşamasına getirdi. Güçle, hikmetle, esenlikle ve ciddiyetle sonuca varacak kadar yaklaştı.

İmam (a.s), kendine özgü bir cihat metodu ortaya koydu. Bu sayede, o günkü kritik aşamanın yükünün altından kalkabildi. Bu hareket metodunu değişik düzlemlerde ele almak mümkündür:


[3]- Kaside uzundur. Birçok tarih ve edebiyat kaynağında zikredilir. Vafeyatu'l-A'yan, İbn Hallikan, 6/96; el-İrşad, Şeyh Mufid, 2/150–151 Muhammed b. İsmail b. Cafer Sadık'tan (a.s) rivayet edilmiştir. Ayrıca bk. bu iki kaynaktan başka, kitabımızın birinci babı, birinci faslın başları.

Hz. Seccad'ın Stratejisi ve Cihadı(3.Bölüm)

İmam Seccad (a.s.) ve Dua

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)