• Nombre de visites :
  • 6870
  • 2/9/2014
  • Date :

İranlıların Anadolu’ya Gruplar Halinde Gidiş-Geliş ve Göçlerinin Sebepleri-2

iranlıların anadolu’ya gruplar halinde gidiş-geliş ve göçlerinin sebepleri-2

İranlı birçok mimarın eserleri Anadolu topraklarında günümüzde dahi göz alıcı güzellikleriyle dikkat çekmektedir. Bursa’nın Osmanlı başkenti oluşuna kadar ki dönemlere değin İranlı mimar ve sanatçıların eserleri her yeri sarmıştı. Bursa’nın en güzel camisi olarak bilinen Yeşil Camii’nin mihrabında “Tebrizli Ustaların Eseri”‌ ibaresi bulunmaktadır. Bir diğer Bursa camisinde ise (Muradiye Camii) yine mihrabın üst kısmında “Usta Muhammed İsfahani’nin eseridir”‌ kitabesi yer almaktadır.[4]

O bölgelere göç eden tanınmış aile ve gruplar aynı zamanda içinden geldikleri İran ekol ve kültürünü de beraberlerinde getirmişlerdir. Daha sonra İran’dan gelen bu gruplar, Anadolu’da Ahilik adıyla ön plana çıkmaya başlamışlardır. Ahilik, aslen Horasan kökenli olup, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan İranlı Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden eğiten, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmeydi. Ahilik, eski İran’a ait kültürel köklerin daha sonra İslam tasavvufu ile iç içe girmesiyle ortaya çıkan bir kuruluş olagelmiştir.

İran’dan Anadolu’ya göç eden birçok saygın ve kültürlü aile, iki ulusun sosyal ve kültürel ilişkilerinde oldukça önemli bir rol oynamışlardır. “Bezm ü Rezm”‌ kitabının yazarı bu konuyu şöyle değerlendirmektedir;

“İran dil ve kültürünün Anadolu’da yayılmasının en önemli sebeplerinden birisi kültürlü ve bir o kadar da tanınmış İranlı ailelerin bu topraklara göç etmesidir. Göç eden bu ailelerin başında Mevlana Celaleddin Rumi’nin Babası, “Sultânü’l-Ulemâ”‌ (Âlimlerin Sultanı) unvanı ile tanınmış, Muhammed Bahâeddin Veled, “Daye”‌ lakaplı ünlü tasavvuf şairi Necmeddin Razi, Evhaddin-i Kirmani, Fahreddin-i Iraki, Siraceddin-i Ermevi, Seyfeddin-i Fergani, Nasruddin bin Bibi… gelmektedir.

Rum diyarı olarak anılan bu toprakların 1200’lü yıllarda can güvenliği açısından diğer bölgelere nazaran emniyetli oluşu, kültür ve eğitim konusundan da bir hayli ilerlemiş oluşu İslam dünyasının arif ve edipleri için biçilmiş kaftandı. İşte böylesine bir ortamda Celaleddin Rumi’nin Mesnevi-yi Manevi’si ve Mevlevi hareketinin bölge halkı tarafından kabul görmesi Fars dili ve kültürünün bu bölgede yayılmasına neden olmuştur.”‌[5]


[4]     age s. 12

[5]     Azizi, Erdeşir-i Esterabadi, Bezm ü Rezm, Mehmet Fuat Köprülüzade, İstanbul, 1928, s.101-102

Safevi Döneminde İran ve Osmanlı Toplumsal İlişkileri

İranlıların Anadolu’ya Gruplar Halinde Gidiş-Geliş ve Göçlerinin Sebepleri-1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)