• Nombre de visites :
  • 1966
  • 10/7/2013
  • Date :

İlahi Adalet, Cebr (Zorlama) ile Nasıl Bağdaşır?(6.Bölüm)

ilahi adalet, cebr (zorlama) ile nasıl bağdaşır?

 Bu hadisi birçok Sünni alim; kendi tarih, siyer ve hadis kitaplarında nakletmiştir. Öyleyse Şiiler bu hadisle Sünnilere karşı delil getirebilirler.

        Diğer taraftan Sünniler Resulullah (s.a.a.) ölüm döşe- ğinde Ebu Bekir'in halka namaz kıldırmasını isteyerek şöyle buyurduğunu iddia etmekteler: "Allah, Resulü ve müminler, Ebu Bekir'den başkasını kabul etmezler."22

        Bu olay ve bu hadis ise hiçbir Şii kitabında geçmemek- tedir. Ama Şiiler şöyle rivayet ederler: Resulullah (s.a.a.), Ali'yi (a.s.) çağırttı. Aişe'nin bundan haberi olunca hemen babasını çağırttı. Resulullah (s.a.a.) bunu anlayınca Aişe'ye dönerek: "Sizler, Yusuru seven kadınlar gibisiniz."23 buyurdu ve kendisi mescide gitti, Ebu Bekir'e kenara çekil- mesini söyleyerek namazı kendisi kddırdı.

        Bu durumda Ehl-i Sünnet' in, sadece kendi kitaplarında geçen ve birbirleriyle çelişen rivayetlerle Şiilere karşı delil göstermeleri doğru değildir. Hepimizin bildiği gibi Resulullah (s.a.a.), Ebu Bekir'i Üsame'nin komutanlığı ve bayrağı altına vermişti. Açıktır ki, Peygamber'in katılmadığı savaşlar olan seriyelerde ordunun komutanı aynı zamanda cemaatin de İmamıdır. Tarihte de görüldüğü gibi Peygamber'in vefatı esnasında Ebu Bekir Medine' de değildi. O sırada Ebu Bekir Medine dışında "Senh" denilen bir yerde on yedi yaşındaki komutanı Üsame'nin ordusuyla birlikte sefere çıkmaya hazırlanıyordu. Bu durumda Resulullah'ın onu cemaate İmam tayin etmesi olayına nasıl inanabiliriz? Bunu ancak Ömer bin Hattab'ın dediği gibi -Allaha sığını- rız- Peygamber'in sayıkladığını, ne yaptığını ve ne dediğini bilmediğini benimsediğimiz durumda kabul edebiliriz. Bu durumda araştırmacı bir insan tahkik ve araştırmasında ilahı takvaya uymalı, duyguları na kapılıp haktan ayrılmamalı, heva ve heves peşinde koşmamalı ve Allah yolundan uzak-laşmamalıdır. Araştırmacı bir insan, hak başkasıyla olsa dahi hakkın karşısında teslim olarak kendisini bencil inaçlarından kurtarmalı ve Allah'ın Kur'an'da vasfettiği şu insanlardan olmalıdır: "Ey Peygamber! Sözü işitip de en iyisine uyan kulları müjdele. Onlar Allah'ın hidayet ettikleridir ve onlardır akıl sahipleri." 24

        Bu durumda hem Yahudilerin, hem Hırıstiyanların ve hem de Müslümanların arasında bunca ihtilaf bulunduğu halde "hak bizimledir" demekle yetinmeleri doğru olamaz. O halde her araştırmacının bu dinlerin üçünü de araştırarak hangisinin doğru olduğunu bilmesi gerekir.

        Aynı şekilde, Şii ve Sünnilerin, "hak yalnız bizimledir" demeleri de doğru değildir. Bunların arasında ihtilaflar vardır. Hak ise bir bütündür ve asla bölünemez.

        Buna göre araştırmacı bir insan her iki grubun sözlerini inceleyerek birbiriyle karşılaştırmalı ve aklını hakem kılarak hakkı bulmalıdır. İşte Rabbimizin hak olduğunu iddia eden , herkese çağrısı şudur: "De ki: Eğer doğru söylüyorsanız delillerinizi getirin."25

        Bir görüşün taraftarlarının çokluğu, onun haklı oluşunu göstermez; aksine bu haklı olmadığını gösterir.

        Allah Teala buyuruyor ki: "Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat etsen, seni Allah yolundan çıkarıp dalalete sürüklerler."26

        Ve yine buyuruyor ki: "Sen ne kadar çalışsan da halkın çoğu inanacak değildir."27

        Nitekim teknoloji ve ilirnde ilerlemek ve zenginlik, batılıların hak üzere, doğuluların da batıl üzere olduğuna bir delil oluşturmaz. Allah Teala buyuruyor ki: "Onların malları ve evlatları seni şaşırtmasın. Çünkü Allah, malın ve evladın çokluğu ile onlara dünya hayatında azap verecek ve ölüm saatinde ise kafir olarak gidecekler."28


22- Sahih-i Müslim, c. 4, s.1857, h. 2387.

23- İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehc'ül-Belağa, c. 9, s. 197.

24- Zümer Süresi / 18.

25- Bakara Suresi / 111

26- En'am Süresi / 116.

27- Yusuf Suresi /  103.

28- Tevbe Suresi 155.         

İlahi Adalet, Cebr (Zorlama) ile Nasıl Bağdaşır?(4.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)