• Nombre de visites :
  • 4246
  • 13/4/2013
  • Date :

Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından(3.Bölüm)

velayet-i fakih şehid mutahhari’nin bakış açısından

İslama göre bu makam aslında o kadar mukaddestir ki başka işlerinde temiz olmayan ancak bu işte temiz davranan yine yargıç olamaz. Ancak İslamın belirlediği bütün koşullar ve ölçüler bir kişide toplanırsa onun Allah tarafından seçildiğini söyleyebiliriz (1).

Gıybet döneminde hükümet konusu da böyledir, yani bu makamı üstlenmek için özel bir kişi seçilmemiştir ancak genel olarak ve koşullara sahip olduğu zaman Allah tarafından tayin edilmiş oluyor.

Halkın arasında kurulan hükümet İslamın söylediği koşullara sahip olmalıdır. İslamın belirlediği koşullar mevcut olursa, müftünün Allah tarafından seçilmeden hüküm verme hakkı olduğu gibi, hâkim de Allah tarafından seçilmeksizin halkın arasında hükmetme hakkına sahiptir (2).

Sonuç olarak şöyle söyleyebiliriz: Fetva, yargılama ve siyasal liderliğin mukaddes ve ilâhi olduğu dolayısyla bu makamları üstlenenler Allah tarafından seçilip tayin olmalıdırlar: Özel yöntem ile olsun, örneğin Peygamber Efendimiz (s.a.a.), on iki İmam (a.s.) ve Malik-i Eşter gibi onların özel temsilcileri yada genel olarak ve koşullar ile niteliklerin belirlendiği takdirde, örneğin gıybet döneminde bütün koşulları ihtiva eden fakih.

Bu yüzden, gıybet döneminde adı, soyadı, ailesi ve soyu özel biçimde belirlenerek bir belirli kişi dîni, yargı ve siyasal liderlik için seçilmemiştir ancak genel olarak her üç bölümde koşullara sahip olan fakih ve müctehid imamın genel halefi olabilir (3).

Elbette, gıybet döneminde, her üç makamın uygulanışı ve etkin olması için halkın isteği, oyu ve kabullenmesinin özel önemi ve yeri vardır ancak İslamın belirlediği koşulların çerçevesinde olarak.

Halk istemeyince, başvurmayıp himayet etmeyince bir kişi çok yüksek düzeyli bir fakih ve müctehid olsa bile taklid mercii, yargıçlık, hakemlik ve liderlik ünvanlarını kazanamaz.

Ancak halk koşulları ihtiva edenlerin hiç birini kabul etmezse yada onlardan başkasını kendi istekleri ve hevesleri üzere seçerse, bu iş Allah’ın hükümlerinin tatil olup, kargaşa, güvensizlik ve kanun dışı Tağut (Allah karşısında baş kaldıran) hükümet ile sonuçlanacaktır.

Halkın seçimi ve oyu ve lideri seçin bilginler konseyinin direk yada vasıtalı hakimiyetinin batı demokrasileri ile farkı bu ince ve ayrıntılı nokta gizlidir.

1-    Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) makamları ve görevlerinin fakihe nakledilmesi:

İslamda İslami toplumu idare etmek için bazı yetkiler Peygamber’e (s.a.a.) verlmiştir. Bu yüzden fakih de Peygamber’in (s.a.a.) yaptığı işlerin hangisi vahiy cinsinden olup hangisinin ise kendi yetkilerinden kaynaklandığını teşhis etmelidir. Bundan sonra Peygamber’in (s.a.a.) kendi yetkisine göre yaptığı işlerde zamanın değişimini de göz önünde bulundurarak başka bir karar verilebilir.

Çeviri:Ürün Özedönüş


1-         İslam ve Zamanın Gereksnimleri/s.98

2-         İslam ve Zamanın Gereksnimleri/s.101

3-         İslam ve Zamanın Gereksnimleri/cilt1, s.98,99

Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından(2.Bölüm)

Velayet-i Fakih Şehid Mutahhari’nin Bakış Açısından(1.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)