• Nombre de visites :
  • 2702
  • 8/4/2013
  • Date :

SEYYİD BAHRU'L-ULUM (R.A)(3.Bölüm)

seyyid bahrul-ulum (r.a)

SEYYİD BAHRU'L-ULÛM'UN (R.A) İMAMI ZAMAN İLE (A.F) GÖRÜŞMESİ

Seyyid Bahru'l Ulûm'un (r.a) makam ve maneviyatını bir nebze de olsa anlamamız için onun İmam Zaman (a.f) ile olan irtibat ve görüşmelerinden birkaç örnek naklediyoruz:

a)-Deveyle Gelen: Seyyid'in yakın dostlarından ve öğrencilerinden olan Ahunt Molla Zeynelabidin Selmasi şöyle nakleder: "Seyyid Mekke'de ikamet ettiği günlerde ben de yanındaydım. Bir gün Seyyid'e evde yiyecek bir şeyin olmadığını arz ettim. Fakat Seyyid hiçbir şey söylemedi. Her zamanki gibi düzenli olarak sabah namazından geldiğinde odasına çekilirdi. Biz de her zaman olduğu gibi nargilesini hazırlayıp yanına götürürdük. Seyyid her mezhep öğrencilerine kendi fıkıhlarına göre ders verirdi. O gün yine Seyyid namazdan gelmişti. Nargilesini hazırlayıp götürdük. Ansızın kapı çalındı. Seyyid aceleyle yerinden kalkarak, nargileyi götürun dedi.

Kendisi kapıya koştu ve kapıyı açtı. Arap elbisesi giymiş nur yüzlü ve yakışıklı biri içeri girdi. Seyyid'in odasına geçerek oturdu. Seyyid onun karşısında edepli bir şekilde kapının yanına oturdu. Bir süre birlikte sohbet ettiler. Daha sonra o nur yüzlü Arap kalktı. Seyyid kapıyı açtı. Elini öperek kapı önündeki devesine binmesine yardımcı oldu. Seyyid elinde bir kâğıtla gelerek bana; "Sefa pazarındaki dükkâna git ve bunu ona ver." dedi. Kâğıdı Seyyid'ten alarak Sefa pazarındaki dükkâncıya götürdüm. Dükkâncı kâğıda baktı. Onu öpüp yüzüne sürdü. Bana birkaç hamal çağırmamı söyledi. Hamalları getirdim. Dört kişinin taşıyabileceği kadar yüklü para verdi. Ben hamallarla birlikte parayı eve getirdim. Olup bitenleri öğrenmek için aceleyle kendimi dükkâncını yanına attım. Sefa pazarına vardığımda o dükkânı yerinde göremedim. Etraf dükkânlardan buradaki dükkânı sorduğumda böyle bir dükkânın burada olmadığını söylediler.''[6]

b)-Derya Gibi: Mirza Kummi şöyle naklediyor: "Ben ve Seyyid Behru'l Ulûm birlikte Vahidi Behbehani'nin derslerini mübahase ediyorduk. Ben Seyyid'ten daha başarılı olduğum için genellikle dersleri ben anlatırdım. Ben İran'a döndüm. Gün geçtikçe Seyyid'in namı ve şöhreti âleme yayılıyordu. Ben, hayret ediyordum ve anlamaya çalışıyordum. Allah bana mukaddes mekânları ziyaret etmeyi nasip etti. Necef'te Seyyid'i de ziyaret ettim. Seyyid ile aramızda küçük bir ilmi bahis oldu. Seyyid'in gerçektende ilim okyanusu ve büyük bir ilme sahib olduğunu gördüm.

Seyyid'e, "Biz seninle beraberdik ve ben derslerde senden daha başarılıydım. Ancak şimdi senin bir ilim deryası olduğunu görmekteyim. Dedim. Bunun üzerine Seyyid şöyle dedi: "Mirza, bu bir sırdır. Hayatta olduğum sürece kimseye söylemeyeceğine dair bana söz ver! Bende sırrını kimseye söylemeyeceğime dair ona söz verdim." Sonra Seyyid şöyle dedi: "Nasıl böyle olmayayım; Kûfe Mescidinde mevlam İmam-i Zaman (a.f) beni bağrına bastı."[7]

c)-Kuran Tilaveti: Mirza Hüseyin Lahici, Şeyh Zeynelabidin Selmasi'den şöyle naklediyor: "Bir gün Seyyid Bahru'l Ulum İmam Ali'nin (a.s) türbesine geldi ve şu şiiri mırıldanmaya başladı:

Ne de güzeldir Kuran sesi

Can kulağıyla senden Allah kelamını duymak

Seyyid Bahru'l Ulûm'a bu şiiri okumasının sebebini sordum. Seyyid şöyle dedi: ''Türbeye girdiğimde mevlam İmam-i Zaman'ın (a.f) mezarın başucunda sesli bir şekilde Kuran tilavet ettiğini gördüm. Mübarek sesini işittiğimde bu şiiri okudum.[8]

GÜNEŞİN BATIŞI

Seyyid Bahru'l Ulum (r.a) hastalığından dolayı bir müddet ders veremez oldu. Bu süre içinde evinde hasta yatağında mütalaa ve telifle meşgul oldu.

Seyid (r.a) 24 Zilhicce hicri 1212'de hakkın rahmetine kavuştu. Gidişiyle Şia âlemini büyük yasa ve hüzne boğdu. Yaslı dostları pak bedenini Şeyh Tusi'nin mezarının yanına defnettiler.


[6]-Muntehal Amal, c.2, s.547.

[7]-Gencine-i Danışmendan, c.8, s.371.

[8]-Fevaidul Razeviyye, s.682.

SEYYİD BAHRU'L-ULUM (R.A)(1.Bölüm)

SEYYİD BAHRU'L-ULUM (R.A)(2.Bölüm)

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)