• Nombre de visites :
  • 1040
  • 6/1/2013
  • Date :

ZİKİR EHLİ'NİN ALLAH HAKKlNDAKİ GÖRÜŞÜ

zikir ehlinin allah hakklndaki görüşü

İmam Ali (a.s.) buyuruyor ki:

"Hamd Allah'a ki, işlerin gizliliklerini bilir; açıktaki nişaneler de O'nu bildirir. Gören O'nu göremez; ama görmeyen göz de inkar edemez; nitekim O'nun varlığını ispat eden gönül de onu göremez.

Yücelikte en üstündür; O'ndan üstün bir varlık olmaz; yakınlıkta en yakındır; O'ndan yakın bir var bulunamaz. Ne yüceliği, yarattığı bir şeyden uzaklaştırır O'nu; ne yakınlığı yarattıklarıyla eşit eder O'nu. Akıllara sıfat- larını sınırlamayı bildirmemiştir;ama O'nun varlığını, birliğini tanımaktan da onları perdelememiştir. Öyle bir vardır, birdir ki varlık nişaneleri, O'na şehadet eder, inadına inkar edenin gönlü bile varlığını ıkrar eyler. Allah, O'nu yaratıklara benzetenlerin, yahut inat edip inkar edenlerin söyledikleri sözlerden yüce mi yücedir."1

"Hamd, Allah'a ki, halden hale girmez ki ahir olmadan önce evvel ve batın olmadan önce zahir olsun. O'ndan başka birlikle nitelendirilen her şey, azdır; üstün denen her varlık, zebundur, acizdir; kuvvetli denen,zayıftır, kuvvetsizdir; bir şeyin maliki, sahibi denen, kendisi memluktur, başkasınındır. O'ndan başka her bilgi sahibi, bilgisini başkasından elde et- miştir. O'ndan başka her gücü yetenin, gücü yeter de, yetmez de. O'ndan başka her duyan, yavaş ve uzaktaki sesleri duymaz, yüksek sesler de kendisini sağır eder. O'ndan başka her gören, gizli renklere,latif cisimlere karşı kördür, görmez onları. O'ndan başka her açık, gizlidir; her gizli, açıktır. Yarattığını, egemenliğini güçlendirmek için veya zamanın sonundan korktuğundan,ya da kendisiyle savaş halinde olan bir benzerine veya sahip olduğu varlığıyla övünen bir ortağına veya yaptığına karşı çıkan bir zıddına karşı üstünlük sağlamak için yaratmamıştır. Bütün yaratıklar, O'nun yetiştirdiği yaratıklar ve karşısında zelil olan kullardır.

O, nesnelerin içine girmemiş ki, onlardadır densin. Nesnelerden uzaklaşmamıştır ki, onlardan ayrıdır denebilsin. Yaratıkları yaratmak, onların halini tedbir etmek, O'nu yormamıştır.

Yaratırken güçsüz ve aciz kalmamış, hüküm ve takdirinde şüpheye düşmemiştir. Takdiri yerindedir; bilgisi tamdır, muhkemdir;emri mutlaka yerine gelir. Azap eder, lütfu umulur. Nimetler verir, lütuflar eder; ama gene de azabından korku- lur."2

"O'nun ilkliğinin başlangıcı, ebediliğinin sonu yoktur. O, her zaman var olan "Evvel"dir ve süresi olmayan "Baki"dir. Alınlar O'na secde eder; dudaklar birliğini söyler. Yarattığı şeyleri sınırladı, benzerlerinden ayırdı. Vehimler, düşünceler; sınırlar, hareketler, uzuvlar ve aletlerle O'nu takdir edemez. Hakkında "Ne zaman vardı?" denilemez; "Ne zamana kadar var?" diye de bir soru sorulamaz.

Açıktır, ama görünmez. Gizlidir, ama "Neyin içinde?" denilmez. Cisim değildir; dolayısıyla bitişi olmaz. Perde arkasında değildir; dolayısıyla hiçbir şey onu kapsayamaz O, sırat takdir edenlerin, mekan tayin eyleyenlerin takdirinden münezzehtir; tayininden yücedir. Sınır, O'nun yarattıklarına aittir, O'nun dışındakilere isnat edilir.

Nesneleri, ezeli ve ebedi olan maddelerden yaratmamıştır. Yarattığı her şeyin sınırını belirlemiş; şekil verdiği her şeye en güzel şekli vermiştir. Hiçbir şey O'na sırt çeviremez ve hiçbir şeyin itaatinden O'na bir yarar gelmez.

Ölüp gidenleri bilmesi, kalan canlıları bilmesi gibidir; yüce göklerde olanları bilmesi, aşağılık yerlerde olanları bilmesi gibidir."3


1- Nehc'ül-Belağa, 49. hutbe.

2- Nehc'ül-Belağa, 65. hutbe.

3- Nehc'ül-Belağa, 163. hutbe.

Kuran’ı Kerimde Allah’ın varlığının aşikârlığı

Kuran’da Allah’ın niteliklerine genel bir bakış

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)