Diğer İktisadi Teorilere Kıyasla İslam'da Eksik Olan Nedir?
Merak ediyoruz, İslamî ekonominin varlığını inkar edip de İslam'ın sadece ahlâkî kanunlar seti olduğunu savunanlar kapitalizmden ve sosyalizmden bir iktisadi ekol olarak ne kadar haberlidirler?
Şunu sormaya hakkımız var; bu ikisi birer iktisadi ekol oluyor da, İslam neden olmuyor? Hâlbuki İslam bütün sorunlar hakkında, örnek olarak kapitalizmin uğraştığı problemler hususunda, kendi görüşünü ifade etmiştir. Bu ikisi açısından İslam, farklı bir şey olabilir, ancak bu, kapitalizmin bir ekol, İslam'ın ise sadece birtakım bazı ahlakî öğütler manzumesi olduğunu göstermez.
Şimdi, diğer herhangi bir ekolün çözüm önerdiği her ekonomik problem için İslam'ın da kendine ait fikir ve inançlara sahip olduğunu gösteren iki örnek vereceğiz.
1. Ömek, çeşitli iktisadi ekoller arasında temel içerik noktası olan "mülkiyet" le ilgilidir. Kapitalizmin görüşü prensip olarak, doğanın hediyelerini de içeren bütün servet çeşitlerini özel mülkiyet sayar. Kamu mülkiyeti bir istisnadır. Öyle ki, ulusal menfaatler gerektirmedikçe devlet tarafından hiçbir müdahale yapılmaz. Tam tersine Marksizm, bütün doğal servetin kamu mülkü olduğuna inanır. Özel mülkiyete ihtiyaç ölçüsünde kesin bir gereksinim olduğunda ancak izin verilebilir.
Fakat İslam, çift mülkiyet prensibini savunur. O, hem özel mülkiyet ve hem de kamu mülkiyetine inanır, ikisini de dengeler.
Bu görüş, kapitalizm ve sosyalizm gibi İslam'ın da kendisine ait bir iktisat teorisinin olduğunu göstermez mi? Özel mülkiyet niçin İslami ekonominin prensibi olmasın?
2.Örnek, üretim faktörleri sahipliğinden elde edilen gelirle ilgilidir. Kapitalizm her durumda böyle bir gelire izin verir. Üretim faktörleri sahiplerinin onları, kendileri herhangi bir iş yapmaksızın kullanmasına ve kâr payı almasına müsaade eder. Tam tersine Marksist Sosyalizm, emeksiz her türlü gelir çeşidini kanunsuz addeder. Mesela bir su değirmeni sahibinin, kendi değirmenin kullanımından aldığı kiralar ile bir kapitalistin borç olarak verdiği paradan aldığı, faiz, Marksistlere göre kanunsuzdur. Hâlbuki kapitalizmin bu ikisine de itirazı yoktur.
İslam'ın kendisine özgü görüşleri vardır. O, faize izin vermez; ancak ekonomik özgürlük prensibini mahfuz tutarak su değirmeninin kirasına izin verir. Sosyalizmin mantığına göre kâr, sadece çalışarak elde edilebilir; hâlbuki kapitalist parayı ödünç verirken, su değirmeni sahibi de su değirmenini kiraya verirken hiçbir iş yapmamaktadır; böylelikle de herhangi bir kategoriye girmemektedirler.
İslam ise faiz almasını yasaklar, ancak su değirmeni sahibinin malını kiraya vermesine ses çıkarmaz. Çünkü bu politika onun dağıtım teorisine uygun düşmektedir. Şimdi acaba niçin komünizmin bir iktisadî ekol sayılıp, İslam'ın sayılmamasına başka geçerli bir neden daha var mı? Şurası bir hakikattir ki, İslam, kapitalist ve Marksist teorilerden çok farklı bir doktrine sahiptir. Dolayısıyla İslam, onlardan ayrı üçüncü bir iktisadî ekoldür.
İslami Ekonominin Ahlaklılığı
İslami Teorinin Kesin bir Şekle Kavuşturulması Gerekir