• Nombre de visites :
  • 552
  • 19/12/2012
  • Date :

İslami Teorinin Kesin bir Şekle Kavuşturulması Gerekir

islami teorinin kesin bir şekle kavuşturulması gerekir

İslam'ın ilk dönemlerinde, İslami sistemin Müslümanların toplumsal hayatına uygulandığını düşünürsek, İslam’da ekonomik problemlerin çözümlenebildiğinden ve İslami ekonominin varlığından şüphe edenler hakkında nasıl bir tavır takınmamız gerektiğini de kestiririz. Müslümanların günümüzde acaba iktisadi bir sistem‌leri yok mudur? Bu gün Müslüman toplulukların Rasulullah'ı önder edindikleri ne derece doğrudur? Rasulullah'ın kendi toplumundaki sorunlar, üretim ve dağıtımla ilgili olanları da dâhil olmak üzere bir çözümü yok muydu?

Eğer biz, Rasulullah'ın çözümlerinin iktisadi bir sistemi, İslami bir iktisadi sistemi temsil ettiğini ve İslam'ın ekonomik teori‌sini oluşturduğunu söylersek yanlış mı olur?

Rasulullah'ın zamanındaki toplumun hiçbir ekonomik siste‌me sahip olmadığı gibi bir şeye düşünülemez. Hiçbir toplum ken‌dine ait üretim ve servet dağılımı şekli olmaksızın var olamaz.

Aynı zamanda Rasulullah'ın döneminde yaşayan İslami top‌lumda yer alan ekonomik sistemin îslamla hiçbir ilişkisi olmadığı gibi bir şey söylenemez. Rasulullah'ın, bunu yerine getirme husu‌sunda çok büyük ve özel bir misyonu söz konusudur. Müslümanla‌ra O, her adımda yol göstermiş ve onlar için güzide bir örnek ol‌muştur. Ekonomik sistem de, ancak O'nun rehberliğinde veya en azından O'nun onayıyla olur. Diğer bir deyimle İslam’ın ilk döne‌minde ekonomik sistemin kaynağı ya Rasulullah'ın söyledikleridir, ya da O'nun bir işveren ve toplumun idarecisi konumunda vazettiği metodolojidir. Ya da O'nun onaylamış olduğu diğer kişi‌lere ait hareketlerdir. Bu kaynakların herhangi birisinden çıkarıla‌cak olan sistem İslâmî tarz ve şekilde olmalıdır.

İslam'da ekonomi vardır, dediğimize veya İslam, iktisadi bir teoriye sahiptir, tezini savunduğumuzda amaçladığımız şey, İslami kaynaklarda, iktisadi bir ekolü genel olarak karakterize eden bu temel görüşlerin olduğu hususu değildir.

Bizim kastettiğimiz, İslami kaynakların ekonomik aktivitenin çeşitli alanlarına ilişkin geniş bir kanunlar toplamını içerdiği‌dir. Mesela ekilebilecek terk edilmiş arazilere ve maden keşiflerine dair İslami kanunlar yahut ortaklığa izin veren ve kiralama, fayda‌lanma üzerine vazedilen kaynaklar v.b. İslam'ın ayrıca zekât, humus, vergi ve beytülmal'e ait kanunları vardır.

Bütün bu kanunlar toptan kesin bir şekle kavuşturulursa ve bu kanunların karşılaştırılmasıyla başka başka kanunlar çıkarılıp mevcut olanlar eklenirse, İslami bir sistemi kurmak mümkün ola‌caktır.

Kapitalizmdeki ekonomik özgürlük prensibini karşılayabile‌cek genel prensipleri İslami kaynakların üretmesini beklemek ge‌reksizdir. İslami kaynaklarda ve geleneklerde zaten biz İslam'ın eko‌nomik özgürlüğe karşı konumunu tespit eden bir takım düzenleme ve kuralları bulabiliyoruz. Bunlar İslami açıdan o prensip yerine gerekli ikameyi gerçekleştirebilecek imkanı sağlıyor. İslam faiz ge‌tirmesi için sermaye kullanımını yasaklamıştır. O, üzerinde ziraat yapmayan bir araziye sahip olmayı da yasaklar. Müslüman idareci‌lerin fiyatları belirlemesine (narh koymasına) izin verir. Bu kanun‌lar bir araya geldiğinde İslam'ın ekonomik sistem olarak konumu belli olur.


İnandığımız İslami Ekonomi

İslami Kanunların Anlaşılması

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)