• Nombre de visites :
  • 4791
  • 15/9/2012
  • Date :

Bilimsel Açıdan hicap

bilimsel açıdan hicap

Hicap: Vücut hatlarını ve mahremiyet yerlerin örten İslam’ın iffet elbisesinin, sayamayacağımız kadar avantajları ve yararları vardır. İslam’ın ilahi emirlerinden olan hicabın sınırlarını erkek kadın tüm Müslümanları koruması gerekmektedir. Bu kısa makalede, Hicab’ın bilimsel özellikleri kısaca açıklanacaktır.

Öncelikle , Kuranda Allahın, inanan erkek ve kadınlara koymuş olduğu sınırları belirten bir ayeti ele alalım;

       قُلْ لِلْمُۆْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ غڑذَٰلِكَ أَزْكَىٰ لَهُمْ غ—إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ

(Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.(Nur -30)

وَقُلْ لِلْمُۆْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ أَوْ آبَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَائِهِنَّ أَوْ أَبْنَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي أَخَوَاتِهِنَّ أَوْ نِسَائِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُنَّ أَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ أُولِي الْإِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ أَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَىٰ عَوْرَاتِ النِّسَاءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِنْ زِينَتِهِنَّ غڑوَتُوبُوا إِلَى اللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَ الْمُۆْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

31 - Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.(Nur-31)

Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere, Allahın buyruklarını şu şekilde sıralamamız mümkün;

1-      İnanan kadın ve erkekler iffetlerini ve gözlerini korumalı

2-      İnanan kadınlar;

a)      Zinetlerini teşir edip açığa vurmamalı

b)      Zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurarak yürümemeli

“Gözlerini harama bakmaktan korusunlar”‌ emri hem inanan erkek hem de inanan kadınlar için geçerli olup “zinetlerini açmasınlar”‌ emri ise inanan kadınlar için geçerlidir. Bunun hicapla bağlantısı nedir? Giyim kuşam emirlerine dikkat etmeyen toplumda yaşayan birinin “bakışlarını kontrol etmesi”‌ için nelere yapmaldırı? Gelin bu sorulara ilmi gözlükle bakalım.

İnsanın sinir hücreleri ilahi bir bilgisayar sistemiyle 100 milyon nöronlarla şekillenmiştir. Bu hücrelerin özellikleri ise bir hayli karmaşıktır ve bilim adamlarının bile bugüne kadar hücrelerin depolama kapasitesini ve gelişme hızını açıklamaktan aciz kaldıklarını görürüz.

Beyin, bilgileri depolarken göz, kulak ,burun, dil, dokunma gibi duyu organlarıyla depolar. Bu bilgiler sonrasında beynin diğer bölümlerine aktarılıp işlenir ve böylece depolanmış olur. Depolanan bilgiler düşüncenin gelişim alanını belirler, yeni bilgiler üretir, kararlar almaya yardımcı olur ve fiziksel hal ve hareketlerimize yön verir. Edinilen bilgiler beyinde , diğer bilgilerle eşleşir. En ilginç nokta ise duyuyla elde edilen bilgilerin %80’i sadece göz yoluyla beyine aktarılmasıdır.

Bu da gösteriyor ki, gözle algılanan uyarıcıları kontrol etmek diğer tüm alıcıları büyük ölçüde etkiler ve sonraki aşamada olan; hafızaya alma, var olan bilgileri analiz etme, düşünme süreçleri, öğrenmeler, ve edinilen bilginin duygusal ve sosyal yansımaları sinir sistemi ile yürütülür.

Sinir hücrelerinin temel görevi tüm bilgileri toplayıp beynin uygun bölümlerinde ileriki dönemlerde doğru yer ve zamanda kullanmak üzere depolamaya yardımcı olmaktır. Sonuç olarak, kelimelere , davranışlara ve fiziksel hareketlere yansıyan her şey bir önceki edinilen bilgilerin ürünüdür. Eğer ki yanlış ve uygun olmayan davranışlar görme yoluyla öğrenilirse, beyindeki sinir hücreleri bu bilgileri kötü duygu ve düşünceyi üretmek için kullanacaktır ve sonuç: haram olan hal ve hareketler. Bunun bir örneğini vermeye çalışalım şimdi de;

Eğer bir ortamda özellikle görsel olarak nefsi kışkırtan uyarıcılar çokça bulunursa, bunun beraberinde saldırganlık ve kışkırtıcı söz, hakaret gibi davranışlar ortaya çıkacaktır.

Zayıf karakterli insanlar, gençler ve yetişkinler nefs terbiyesi ve kontrolüne gerekli önemi veremeyecek ve beyinlerine gönderilen zararlı sinyallerle baş edemeyeceklerdir. Böylece bahsettiğimiz yanlış ve haram davranışlarını sergileyecekler.

Bir örnek daha verecek olursak, şiddet içeren filmleri izleyen ve yine şiddet içerikli oyunları oynayan gençler ve çocuklar saldırgan ve kontrol edilemeyen davranışları sergilemeye başlarlar. Günümüzde bu tür bozucu uyarıcılar genellikle partilerde, üniversitelerde, toplantılarda, kadınla erkeğin çokça karşı karşıya geldiği iş yerleri ve diğer ortamlarda “göz”‌ yoluyla beyine gidiyor. Medyada, sinemada, afişlerde, magazin haberlerinde, televizyon ve sinema görüntülerinde, telefon ekranlarında dahi bu tür uyarıcılarla karşılaşmamız muhtemel.

Eğer ki bir kişi bu istenmeyen görüntülerin beynine gitmesini önlemek için gözlerinin baktığı yerleri kontrol etmeyip, yada bu tür ortamlara gitmekten kaçınmazsa, haram nitelikli bilgilerin beynine gitmesine engel olamayacaktır.

Beyin bombardımanlarının yaşandığı giyim konusunda sınırları olmayan ülkelerde inananların işi biraz daha zor olduğu açıktır.  Bu durumda ise Müslüman kadın ve erkeklerin düşüncelerinin dumura uğramaması için “bakışlarına”‌ dikkat etmeleri gerekiyor.

İnanan kadınlar için şunları da eklemek gerekir ki erkeklerin zihninde haram imaj oluşturmamak için giyimlerinde sadeliğe ve çekici olmayan türlere yönelmeli, güzelliğini-zinetini teşir edici elbiseleri giymemelidir.

Bilimsel verilere bakacak olursak bayana şiddetin ve cinsel tacizlerin Batı ülkelerinde sık karşılaşılan durum olup Batı ülkelerince bu durum kültürlerinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Öyle ki Amerikada,Avrupada ve diğer liberal ülkelerde, 21 yaşından itibaren, kadınların %98i cinzel tacize maruz kalıyor.

Bu toplumlar, kadınların maruz kaldığı aşağılık ve adil olmayan durum ‘hayatlarının bir parçası’ olarak gördükleri için olaylara  göz yumuyorlar. Bazı sivil toplum kuruluşları ve organizasonlar cinsel istismara maruz kalan bayanları korumaya yönelik  çalışmalar yapıyorlar. Fakat bu tür toplumlar kadına yönelik hakaret ve istismarların altında yatan temel nedenin çevresel uyarıcıların olduğunu anlamada yetersiz kalmışlardır. Bir önceki cümlelerde bahsettiğimiz aşamalı olarak harama bulaşmanın nedeni olan görsel uyarıcılara karşı beyni korumak için İslam, giyim kuşamın sınırlarını belirleyip bakışları kontrol etme yöntemleri geliştirmiştir. Böylelikle beynimiz haram uyarıcılara karşı daha dikkatli olacak ve kötü düşünceye,hal-harekete dökmemiz engellenmiş olacak. Bunla bağlantılı olarak da davranışlarımız kontrollü, helal daire içinde şekillenecektir.

Belki de bu nedenlerden dolayı Kuran ayetleri Hicapla bu kadar ilgilenmiş ve uyulması taktirde nasıl sonuçlanacağını bize bildirmiştir(bakışlarınızı ve iffetinizi koruyun) ; -inananları böyle temizleriz.  Bayanlar (zinetlerini açığa vuymayın, hicabınızı koruyun )ve erkekler için bunu kurtuluş yolu olarak tanımlıyor çünkü genellikle haram uyarıcıların genellikle geldiği yer kadınlardır.  Gerçekten de bir toplum ,bayanları İslami giyim kuşam sınırları içinde korursa hem kadın hem erkek için sonsuz bir başarı elde etmiş olacaktır.

İmam Cafer al-Sadık şöyle buyurmuştur; “ Her ne zaman göz , yasaklanmış bir şeye bakarsa, kişinin kalbinde bir arzu olarak düğümlenir, ve o düğüm iki yoldan biriyle açılabilir; pişmanlık gözyaşlarını döküp   tövbe-i Nasuh ile tövbe ederek yahut bakılan  şeye sahip olarak.”‌


Genç kız ve Hicap

Düşünce Aynasında Tesettür 1

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)