• Nombre de visites :
  • 2088
  • 24/1/2011
  • Date :

İkinci İmam (as) ve Düşmanları -1

ikinci imam (as) ve düşmanları

İmam Hasan'ın düşmanı Muaviye, İmam Hüseyin'in düşmanı da Yezid idi... Baba ile oğul arasındaki fark tarihte, ğul; ahmak ve bön, baba ise zeki ve uyanık olarak gösterilir. Bazıları ise babanın deha derecesinde zeki olduğunu söylemişlerdir. Bu iki düşmanın İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e yönelik husumetleri, o zamanın koşullarının doğurduğu bir olgu değildi. Bu, Haşimoğulları'yla Ümeyyeoğulları arasındaki tarihî ve uzun geçmişi olan husumetin bir uzantısıydı. Husumetin ilk ortaya çıktığı günden beri, Ümeyyeoğulları'nın Haşimoğulları'na denk, onlarla aynı ağırlıkta oldukları bir tek gün dahi olmamıştır. Ümeyyeoğulları Haşimoğulları karşısında her zaman, güçlü ve önemli bir rakip karşısında hakir, basit ve amansız husumet güden bir düşman konumunda idiler. Bu durum, Emevîlerin adlarının Haşimîlerle beraber, önce insanların dilinde, sonra tarihçilerin kaleminde ve gözlemcilerin zihinlerinde anılmasına neden olmuştur. Yoksa heva ve heveslerin azgınlığını ideallerin faziletiyle, en çirkef nesebi, Kur'ân'ın tanıklığıyla en güzel ve tertemiz bir soyla mukayese etmenin imkânı var mıdır? Şehvetperestliğin, güç ve iktidar hırsının, bencilliğin ve günahın mücessem timsali olanlarla, üstün ahlâkın, tertemiz soyun, aklî ve ahlâkî melekelerin somut örnekleriyle aynı kefeye koymak caiz olabilir mi? Kısacası, insanlık düşüncesini yüksek düzeylere ulaştıran, insanlık yeteneklerine sonsuz birikimler  kazandıran öğretmenlerle, yani Haşimoğulları'yla, onların tam zıddını temsil eden Ümeyyeoğulları'nı aynı kefeye koymak caiz değildir. Bunlar nerde, öbürleri nerde?! İmam Hasan'ın (a.s), tarihî düşmanı Muaviye b. Ebu Süfyan b. Harb ile giriştiği mücadelenin sonu bağlamında sezdiği akıbet, bu süreçte kendi geleceği ile ilgili tahminleri tamamen makul ve realiteye uygundu. Bu savaşı fiilî olarak sürdürmek İslâm'a en büyük darbenin vurulmasıyla sonuçlanırdı ve son olarak da gerçek İslâmî değerleri taşıyan son fert de ortadan kaldırılıncaya kadar bir katliam gerçekleştirilirdi. Çünkü Muaviye gibi Hz. Ali'nin ve Alevî  düşünce sisteminin en belirgin düşmanının, bu gibi eylemleri gerçekleştirmede büyük bir kabiliyete, akıllara durgunluk veren bir yeteneğe sahip olduğunu biliyoruz. Önceki bölümlerde bu hususla ilgili yeterli açıklamalara yer verdik. İmam Hüseyin (a.s) açısından bu ölümcül ihtimalin bertaraf edilmesi için, düşmanının nasıl bir bolluk içinde ve nasıl bir eğitimle yetiştiğini hatırlaması yeterliydi. O, problemleri çözebilme veya muhalefet dalgalarını diplomatik girişimlerle halledebilme kabiliyetinden yoksundu. Onun için tek önemli şey, ne pahasına olursa olsun güç ve iktidarın elinde olmasıydı. Değerlere gelince, Hz. Hüseyin'in düşmanının değerler karşısındaki konumu, tıpkı şair Ahtal'in (Beyhakî'nin rivayetine göre) yüzüne karşı söylediği şu şiirde tasvir edildiği gibiydi:

"Doğrusu senin dinin eşeğin dini gibidir. Daha doğrusu, sen Hürmüz'den daha kâfirsin." Bu öngörü bağlamında zikredilmesi gereken bir husus daha var. İmam Hüseyin'in (a.s) mücadelesine esas kıldığı yöntemi gerektiren son derece güçlü ve göz ardı edilemez bir etken vardı. Şöyle ki: Kûfe'nin ve çevresindeki yerleşim birimlerinin her tarafında, her köşe ve bucağında Şiîler tehdit altındaydılar. Ehlibeyt mektebinin taşıyıcıları konumundaki büyük Şiî şahsiyetleri -ki, bu mektebi ve bu ağır emaneti gelecek nesillere aktarmak için bir hazine gibi koruyorlardı- kuyuların karanlık diplerinde, sürgünlerde ve mağaralarda dağılmış hâldeydiler.


İmam Hasan (as)’ın Şehadeti-1

İMAM HASAN (as)IN KISACA HAYATI

İmam Hasan (a.s)'ın Mazlumiyeti

İmam Hasan (a.s)’ın Hayatından Dersler

İmam Hasan’la İmam Hüseyin’in Yarışı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)