• Nombre de visites :
  • 2034
  • 14/2/2012
  • Date :

FARS DİLİ -4

fars dili

Selçuklular döneminin başlarından itibaren, İranlı olmayan sultanlardan birkaç hanedan, yani Türk asıllı kabileler, Şam civarında ve Anadolu topraklarında boy gösterdi. Bu hanedanların tümü ya merkezî Selçuk devletine doğrudan bağlıydılar ya da bu devlet tarafından yetiştirilmiş hanedanlıklardı. Bildiğimiz gibi Selçuklu sarayının resmî dili Farsça olduğu için Anadolu’da ve Şam civarlarında kendilerine bağlı olan hanedanlar ya da bu bölgede hüküm süren Atabek hükümetleri, hakimiyetleri altında bulundurdukları topraklarda Fars dilinin yayılmasına aracı oldular. VI/XII. yüzyıl sonlarında ve VII/XIII. yüzyıl başlarında Farsça olarak söyleyip yazan birkaç ünlü yazarın bu bölgelerde özellikle de Anadolu vilayetlerinde zuhur etmesi de bundan ileri gelmektedir.

          5- Fars dilinin İran dışında revaç bulmasına ilave olarak, şu noktayı da göz önünde bulundurmak gerekir: Derî lehçesi ve edebiyatı, İran’ın içlerinde de yavaş yavaş doğu bölgesinden diğer bölgelere doğru yönelmeye başladı. V/XI. yüzyıl başlarından itibaren yavaş yavaş Derî dili, İran’ın merkez vilayetlerinde ve diğer bölgelerinde taraftar ve sözcü bulmaya başladı. Derî lehçesinin revaç bulduğu ilk bölge Gurgân, Kûmîs ve Rey idi. Gurgân’da Taberî lehçesine yakın bir lehçe, Kûmîs’te Horâsânî ve Gurgânî lehçesi arası bir lehçe ortaya çıkmıştır ki günümüzde de bu lehçelerin izine bu bölgelerde

rastlamak mümkündür. Bu lehçeler ile ilgili olarak bundan önce Târîh-i Edebiyat der İran’ın birinci cil-dinde söz etmiştik. Bu bölgeden yani Kûmîs’ten çıkmış olan ve Derî diliyle şiir söyleyen ilk üstad dere-cesindeki şair, V/XI. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Menûçihrî-yi Dâmgânî’dir. Rey vilayetinde IV/X. yüzyıl sonlarından ve V/XI. yüzyıl başlarından itibaren yavaş yavaş şairlerin Horâsân ve Mâverâunnehir şairlerini taklidi başladı. Bendâr-ı Râzî gibi mahallî şairlerin Râzî lehçesiyle şiir söylemekle ilgilendikleri bir durumda Mantıkî ve Gazâyirî gibi başka şairler de Derî lehçesiyle şiir söylemeye başladılar.

          Üzerinde durmakta olduğumuz bu dönemde özellikle VI/XII. yüzyıldan itibaren İran’ın doğu bölgesine mensup olmayan şairlerin doğu bölgesi şairlerini taklit etmesi artış gösterdi. Özellikle meşhur bir İran lehçesi olan Âzerî lehçesinin revaçta olduğu Âzerbaycan’da Derî edebiyatı için önemli bir edebî merkez kuruldu. Bu dönemde Horâsân ve Mâverâunnehir şairlerini taklit eden en eski kişi, Âzerbaycan Revvâdî padişahları sarayında yaşamış olan, Sâmânî dönemi üstatların üslubunu taklit etmiş, bu üsluba dayanan kendine özgü bir yolun başlatıcısı olmuş ve bu yolda çok güçlü ve önemli bir çaba göstermiş olan Katrân-ı Tebrîzî’dir. Bundan dolayı Rûdekî’nin memduhunun ismi (Nasr) ile Katrân’ın memduhunun (Ebû Nasr) ismi arasında çok küçük bir benzerlik olması nedeniyle bu ikisinin şiirleri birbirine karışmış ve çok açık yanılgılara yol açmıştır.


FARS DİLİ -3

FARS DİLİ -2

FARS DİLİ -1

Şehname

Farsça ve Fars edebiyatı

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)