• Nombre de visites :
  • 2257
  • 26/12/2011
  • Date :

Hz. Ali’nin (a.s) Ahlak ve Takvası-1

hz. alinin (a.s) ahlak ve takvası

İmam Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) çeşitli zamanlarda ve hayatının farklı aşamalarında sergilediği güzel ahlak ve takvası diğer üstünlüklerinden daha çok ilgi odağı haline gelmiş ve insanlar tarafından takdirle karşılanmıştır. Hz. Ali işe siyasi açıdan bir İslam eri olarak atılmış ve sonunda İslam dünyasının tartışmasız büyük bir hakimi haline gelmiştir. Bütün bu aşamalarda ve hayatın zikzaklı yollarında güzel ahlak sergilemiş, yüksek bir takva örneği olmuştur. Dünyaya ulaştığı ve siyasi açıdan en yüce makamlara eriştiği halde onun züht ve takva abidesi hayatında en küçük bir değişim olmamış ve bu yüzden de insanlar tarafından “müttakilerin efendisi”‌ olarak adlandırılmıştır.  Bu yüzden, kendi takipçilerini ve yardımcılarını da hep takvalı insanlar arasından seçmiş ve sürekli zahit insanlarla çalışmıştır.

Hemam bin Şureyh gibi takvalı bir insan ilahi aşk dolu bir kalp ve ruhla Hz. Ali’den (Allah’ın selamı üzerine olsun) muttakilerin niteliklerini sorduğunda Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) önce cevap vermek istemiyor. Zira onun bu sözleri duymaya tahammül edemeyeceğini biliyor. Bu yüzden Hz. Ali muttakilerin niteliğini kısaca beyan ettiyse de Hemam bununla yetinmedi, aksine şevk ateşi daha da bir alevlendi. Israr edip and içirince de Hz. Ali konuşmaya başlıyor ve bu açıklamasında muttakilerin yüzden fazla niteliğini beyan ediyor. Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun)  açıklamasını sürdürdükçe Hemam’ın kalp atışları sıklaşıyor, dalgalı ruhu daha da bir dalgalanıyordu. Adeta kafesini kırıp çıkmak isteyen bir kuşu andırıyordu. Aniden topluluk arasında yüksek bir sesle feryat etti. Etraftakiler yanına koşup baktıklarında onun cansız bedeniyle karşı karşıya kaldılar.

Müminlerin Emiri Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) bunun üzerine şöyle buyurdu: “İşte ben de bundan korkuyordum, ne kadar ilginç! Güzel öğüt hazır kalpleri ne kadar derinden etkilemektedir!

Bu olay Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) büyüleyici sözlerinin etkisinden de öte, züht ve nefis itminanından kaynaklanmıştı. Zira Hz. Ali’nin sözleri de amel ve düşüncelerinin bir parçasıydı. “Söz kalpten çıkınca kalplere oturur!”‌ derler ya! Hemam bin Şureyh de Hz. Ali’nin (Allah’ın selamı üzerine olsun) sözlerini işitmek için gerekli olan kalp temizliğine, takvaya ve zühde sahip biriydi.

Üstat Şehit Mutahhari bu konuda şöyle diyor:

“Takva Nehc’ul Belağa’da en fazla kullanılan kelimelerden biridir. Nehc’ul Belağa gibi takva esasına dayalı kitaplar oldukça azdır. Nehc’ul Belağa’da hiç bir anlam ve kavrama takva kadar özen gösterilmemiştir.”‌[1]

Başka bir kaynakta ise Peygamber-i Ekrem’in (Allah’ın selamı onun ve Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun) vefatından sonra yavaş yavaş vücuda gelen ve İslam camiasını saran kötülükler hakkında şu açıklamada bulunulmuştur: “Müminlerin emiri Hz. Ali (Allah’ın selamı üzerine olsun) işte böyle bir toplumda takva gibi asil değerlere önem veriyordu. Bütün hutbe ve mektuplarında takvanın izleri görülmekte, insanları takvaya davet etmiş bulunmaktadır. Sürekli ilahi farzlara riayet etmeyi ve günahlardan kaçınmayı öğütlemiş ve bazen günah işlemenin yüce himmetler ve özgür ruhlarla çeliştiğini ifade etmiştir. Hatta özgürlük ve yüce himmetli olmanın insanı kötülüklerden ve alçaklıklardan koruyacağını söylemiştir.”‌[2]


[1] Mutahhari’nin Seyr-i der Nehc’ul Belağa adlı kitabından naklen,

[2] Fal-Name-i marifet, 9. Yıl 5. Sayı, H. Ş 1379, Kum

Ali (a.s) ve İlahi Tevhid

İmam Ali ve Namaz

İMAM ALİ (a.s)'IN YAŞAM TARZI

İmam Ali ve İslam

Hz. Ali'nin Allah Korkusu

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)