• Nombre de visites :
  • 2841
  • 17/10/2011
  • Date :

Hz. İsa (as) ve Hazine -1

hz. isa (as) ve hazine

Hz. İsa (a.s), havarileriyle birlikte bir şehre uğradılar. Şehrin yakınına vardıklarında bir hazine buldular Havariler şöyle dediler: ”Ey Ruhullah! İzin ver burada ikamet edelim ve bu hazinelerin zayi olmaması için bunları toplayalım.”‌

Hz. İsa (a.s) şöyle buyurdu: ”Siz burada durun ben bu şehirde yerini bildiğim bir hazinenin peşine gideyim.”‌

Hz. İsa (a.s) şehre varıp orada gezerken harabe bir eve uğradı. O eve girdiğinde yaşlı bir kadının orada olduğunu gördü.

Hz. İsa: ”Ben bu gece sizin misafirinizim”‌ dedi.

Sonra yaşlı kadına şöyle buyurdu: ”Senin dışında bu evde başka bir kimse de yaşıyor mu?”‌

Yaşlı kadın cevabında şöyle dedi: ”Evet, babası ölmüş bir oğlum vardır. Gündüzleri çölden diken topluyor, sonra onları götürüp pazarda satıyor ve biz de onun parasıyla geçiniyoruz.”‌

Akşam olunca kadının oğlu geldi. Kadın oğluna: ”Bu gece, yüceliği simasından okunan nurlu bir konuğumuz vardır. O halde onun hizmetinde olmayı ve onunla konuşmayı ganimet bil”‌ dedi.

Genç Hz. İsa’nın yanına gelip onu ağırladı, hizmetinde bulundu ve gereken vazifeyi yaptı. Geceden bir zaman geçtiğinde, Hz. İsa (a.s), o gencin durumu, geçimi vs. şeyler hakkında bazı sorular sordu. Genç kendi durumunu ve geçiminin nasıl karşılandığını Hz. İsa’ya anlattı.

Hz. İsa (a.s), o gencin konuşmasından, onun akıllı, zeki, anlayışlı ve kemale erişmek için musait fakat kafasına önemli bir şeyin takılmış olduğunu anladı.

Hz. İsa (a.s) şöyle buyurdu: ”Ey genç! Ben, seni perişan eden bir şeyin sürekli seni düşündürdüğünü hissediyorum. Eğer bir derdin varsa bana söyle. O derdin davası benim yanında olabilir.”‌

Genç şöyle dedi: ”Evet, sadece Allah’ın tedavi edebileceği bir derdim vardır.

Hz. İsa (a.s) şöyle buyurdu: ”O derdini bana söyle, belki Allah-u Teâla onu senden giderecek bir şeyi bana ilham eder.”‌

Genç şöyle dedi: ”Ben bir gün çölden şehre diken götürürken, şahın kızının sarayının yanından geçtim, bu esnada gözüm şahın kızına ilişti. Ona öyle aşık oldum ki, ölümden başka bir çarenin olmadığını biliyorum.”‌

Hz. İsa (a.s) şöyle buyurdu: ”Ey genç! Onu istiyor isen, onunla evlenmen için ben sana yardımcı olurum.”‌

Genç hemen annesinin yanına giderek, Hz. İsa’nın sözünü ona anlattı.

Yaşlı kadın şöyle dedi: ”Oğlum! Bu şahısın, üzerinde duramayacağı bir sözü sana vaadedeceğini zannetmiyorum. Onu dinle ve her ne derse itaat et.”‌

Sabah olunca Hz. İsa o gence şöyle dedi: ”Git padişahın kapısına, yakınları ve vezirleri yanına geldiklerinde onlara de ki: Ben padişahın kızının görücülüğüne gelmişim.”‌ Daha sonra yanıma gel ve padişahla senin aranda geçen sözleri bana anlat.”‌

Derken genç padişahın kapısına giderek, kapıcılara ve padişahın yakınlarına onun kızını istediğini ve bundan dolayı da buraya gelmiş olduğunu onlara söyledi. Padişahın yakınları diken kazan gencin bu sözünü duyunca gülmekten kırıldılar. Padişahın yakınları onunla eğlenmeleri için onu padişahın yanına götürdüler. Genç padişahın yanına gittiğinde, onun kızıyla evlenmek istediğini ona söyledi. Padişah da alaya alırcasına şöyle dedi: ”Ben kızımı, hiçbir padişahın hazinesinde bulunmayan falan miktarda yakut ve mücevheri bana getirdiğinde, ancak sana veririm.”‌


Hz. İsa (Aleyhisselam)

Hz. İsa'nın (a.s) Risaleti

Hz. İsa (as) ve İncil'in Öyküsü

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)