• Nombre de visites :
  • 3972
  • 22/2/2011
  • Date :

Sadi Şirazi-1

sadi şirazi

Sadi Şirazi İslam alimlerinden ve büyük velilerdendir. Asıl adı Müslihüddin Şeyh Sadi'dir. 1193 (H.589)te Şiraz'da doğdu. 1292 (H. 691) de orada vefat etti. Abdülkadir Geylani hazretlerinin halifesinin talebesidir. Onun derslerinde yetişerek kemale geldi. Ömrü ilim öğrenmekle, talebe yetiştirmek ve insanlara doğru yolu göstermekle geçti. Moğol ve Haçlılarla yapılan savaşlara katılıp, cihad etti. Bir defasında Haçlılara esir düştü. On dört defa hacca gitti. Bütün şiirlerinde Sadi mahlasına rastlanmaktadır.

Sadi küçük yaşta yetim kaldı. İlk tahsilini Şiraz'da tamamladıktan sonra, Moğol istilası üzerine Bağdat'a gitti. Bağdat'ta Nizamiyye Medresesinde tahsilini tamamladı. Sonra İslam ülkelerini gezmeye başladı. Anadolu, Mısır, Suriye, Delhi, Azerbaycan ve Belh'e uğradı. Buralarda Şihabeddin Sühreverdi başta olmak üzere, birçok İslam alimiyle görüştü.

1257'de tekrar Şiraz'a döndü. Bu sırada, devlet başkanları Ebu Bekr, Moğollarla sulh yaptı. Memleketi rahata kavuştu. Bu hükümdar tarafından iyi bir kabul gören Sadi, onun adına 1257'de Bostan adlı eserini ve bir yıl sonra aynı şekilde kendisine büyük saygı gösteren Veliaht İkinci Sa'd adına da Gülistan adlı eserini yazdı. Bu eserleri sayesinde kısa zamanda şöhreti memleketinin dışına taştı. Birkaç sene sonra, hamileri, koruyucuları olan Ebu Bekr bin Sa'd bin Zengi ve oğlu İkinci Sa'd vefat etti. Yerine çocuk yaşta bulunan ikinci Sa'd'ın oğlu Muhammed geçti. Bu hükümdarla birlikte Salgurlu Hanedanı çöktü. 1264'te de Moğol hakimiyeti altına girdi. Bu karışıklıklar esnasında Sadi tekrar Şiraz'dan ayrıldı. Mekke'ye gitti. Hac yaptı. Ömrünün son yıllarını mezarının yanındaki dergahta ibadet edip ilim öğretmekle geçirdi. 1292'de Şiraz'da vefat etti. Mezarı Şiraz'ın kuzeydoğusunda, şimdi kendi adıyla anılan hangahının bulunduğu yerdedir.

Şairin manzum ve nesir olan eserleri, ölümünden sonra külliyat halinde bir araya toplanmıştır. Bu külliyat sonradan Bisütun diye şöhret bulan Übey bin Ahmed bin Ebi Bekr tarafından, biri 1325'te, diğeri de 1334'te olmak üzere iki defa düzenlenmiştir. İlki, kaside ve gazellerin ilk harfine göre ve ikinci tertip ise, son harfine göre yapılmıştır. Külliyat, 16 kitap ve 6 risale olmak üzere 22 eseri ihtiva etmektedir. Ancak külliyatta mevcut isimlerin hepsinin bizzat müellif tarafından mı konulduğu kat'i olarak bilinmemektedir.

Gülistan, nesir kısımlar arasına birtakım manzumeler ilavesiyle meydana gelmiş bir önsöz ve 8 bölümden ibarettir. Birinci bölüm hükümdarların hal ve hareketleri; 2. bölüm dervişlerin ahlakı; 3. bölüm kanaatin fazileti; 4. bölüm susmanın faydası; 5. bölüm sevgi ve gençlik, 6. bölüm takatsizlik ve ihtiyarlık; 7. bölüm terbiyenin önemi ve 8. bölüm sohbet adabıyla ilgili hikaye ve menkibeleri ihtiva etmektedir. Bu hikayelerin bir kısmı kendi müşahedelerine, bir kısmı da İslam alimlerinin sohbetlerinde duyduklarına ve okuduklarına dayanmaktadır. Eser üslup ve tertip bakımından mükemmeldir. Bütün bölümler sıralanırken birbirleriyle bağlantılıdır. Nesir ve manzum kısımlar arasında bir nispet, ilgi sağlanmış ve fikirler kısa ve açık bir şekilde ifade edilmiştir. Hemen hemen bütün dünya kütüphanelerinde Gülistan'ın yazma nüshaları vardır. Eser Avrupa'da ilk defa Latince tercümesiyle birlikte, 1651'de Amsterdam'da neşredilmiştir. Türkçeye ve birçok doğu ve batı dillerine tercümesi yapılmıştır. Sadi'nin bu eseri birçok kimse tarafından taklit edilmiştir.


Farsça ve Fars edebiyatı

Kısaca Fars Edebiyatı

Hafız ve Sadi´nin şehri: Şiraz

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)