• Nombre de visites :
  • 6050
  • 5/7/2010
  • Date :

Farsça ve Fars edebiyatı

fars edebiyatı

  Farsça İran’da lingua franca görevi görmektedir ve yayınların ve basılan eserlerin çoğu bu dildedir. Farsça’dan hariç olarak İran’da kullanılan görece yaygın olan diğer Azerice, Kürtçe ve hatta izafi olarak çok yaygın olmayan Arapça ve Ermenice dillerinde de yapılan birçok yayın ve basılan eser vardır.

  Farsça Aryan veya Hint-Avrupa dillerinin Hint-İran dilleri dalına ait bir dildir. Eski Farsça’ya ait en eski kayıtlar Ahameniş İmparatorluğuna kadar gitmektedir ve Eski Farsça örnekleri günümüzde İran, Irak, Türkiye ve Mısır’da bulunmaktadır. Sekizinci yüzyılın sonlarında Farsça çok fazla Arapçalaştırılmıştı ve Arapça’ya benzetilerek yazılıyordu. Bu Farsça’nın yeniden canlandırılmasını savunan bir harekete neden oldu. Bu uyanışın en önemli sonuçlarından birisi Firdevsi’nin yazdığı Şehname oldu (Farsça: “Kralların Hikayesi”), İran’ın milli destanı; tamamen özgün Farsça ile yazıldığı söylenmektedir.

« بسی رنج بردم در این سال سی

عجم زنده کردم بدین پارسی »

« Otuz yıl çok acı ve zorluk çektim

Farsça ile Aceme hayat ve can verdim »

(Firdevsi)

  Farsça Arapça’nın yanı sıra özellikle Anadolu, Orta Asya ve Hindistan’da edebiyat ve bilim dili olarak kullanılmıştır. Şiir İran kültürünün çok önemli bir öğesidir. Şiir İran’da kültürden, bilim ve metafiziğine kadar birçok önemli eserde kullanılmıştır. Mesela İbni Sina’nın tıp makalelerinin yaklaşık yarısının nazım yazıldığı bilinmektedir.

  İran birçok ünlü şair yetiştirmesine rağmen ne yazık ki Ömer Hayyam gibi ancak birkaç isim batılı okurlar tarafından bilinmektedir oysa Hafız Sadi ve Firedevsi gibi isimler çoğu İranlı için çok değerlidir. 1634’ten beri ünlü şairlerin kitapları batı dillerine çevrilmektedir. Fars şiirinin gücünü gösteren, BM’in Uluslar Salonu’nun girişinde yer alan bir şiir örneği aşağıda yer almaktadır:

fars edebiyatı

« بنى آدم اعضاء يک پیکرند

که در آفرينش ز يک گوهرند

چو عضوى بدرد آورد روزگارد

دگر عضوها را نماند قرار »

« İnsanın soyu biridir

Yaratılırken atılan ortak temeldir

Birimizin acıyı hissetmesi yeterlidir

O acı hepimizindir »

(Sadi (1184-1283))

 Sanat

  İran, dünyanın en zengin sanat geleneklerine sahip olan ülkelerden biridir ve bir çok disiplini içine almaktadır; mimari, resim, dokuma, çömlekçilik, Hat sanatı, Metal işleme ve Taş oymacılığı gibi.Halı dokuma Fars kültürünün ve sanatının en özgün dallarından biridir ve kökü antik çağlara kadar uzanmaktadır.

  İranlılar mimaride matematik, geometri ve astronomiyi ilk kez kullananlardandı ve kapalı çarşı ve camilerin inşasında sıklıkla görülebileceği gibi büyük kapalı alanların yapımında sıra dışı yetenekleri vardı. Klasik İran mimarisinin ana yapıları cami ve saraydır. İran, çok sayıda sanat evi ve galerisinin yanı sıra dünyadaki en büyük ve değerli mücevher koleksiyonlarına da sahiptir.Dünyadaki en eski tavla 60 parçasıyla beraber güneydoğu İran’da bulunmuştur.

  İran UNESCO tarafından arkeolojik mimari kalıntıları ve yerler açısından dünyadaki en önemli yerler arasında yedinci sıradadır.UNESCO"nun Dünya Miras Listesi"ndeki on beş mimari eser İran mimarisine aittir ve Halikarnas Mozolesi Dünyanın Yedi Harikasından biri kabul edilse de günümüzde iran yönetimi iran sanat ve arkeolojik mirasının özellikle islam öcesine ait olan kesimine önem vermemekte ve bir çok tarihi miras yıkım tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.


FERÎDÜDDÎN-İ ATTÂR 1

TÜRK AYNASINDA FARSÇA

 

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)